Hayatında bugün yaşadığın sorunların geçmişte içinde biriken duygular ve bilinçaltı kodlarıyla bağlantısının farkında mısın?
Kendini çaresiz, mutsuz mu hissediyorsun? Belki de o kadar yaşanmışlık birikti ki üzerinde, ağırlığı altında eziliyorsun. Keşke öyle yapmasaydım, böyle yapsaydım diyor, pişmanlık, utanç, suçluluk duyguları hissediyor, belki kendine ve başkalarına kızıyorsun.
İlişkilerinde hayal kırıklıkları ve ya kısır döngüler yaşıyor musun? Kaybetme korkuları, sevildiğini hissedememe, kendini ifade edememe, eril-dişil enerji dengesizlikleri, istediğini bulamamama… Çocukluktan bu yana seni büyütenlerle yaşadığın ilişkilerden, geçmişte iz bırakan ilişkilerine bugünkü kararlarını etkiliyor, mantıklı zihinle bilsen de duygularınla hareket ediyorsun.
Hayatında bir şeyler yapmak istiyor ancak gereken gücü bulamıyor musun? Belki daha önce denedin; olmadı, motivasyonunu yitirdin. Belki de, artık hiç bir şey yapma isteğin kalmadı.
Geleceğe dair kaygıların bugünden tat almanı engelliyor mu? Etkisinden çıkamadığın şeyler yaşamış olabilirsin. Belki hayata dair umutların tükendi.
Yaşamda başarılı olmak isterken özgüvensizliğin yapmak istediklerini erteletiyor mu? Mükemmelliyetçi olduğunu düşünürken; aslında ebeveynlerin yaptıklarını yeterli görmeyerek hep daha iyisini yapmanı beklediklerinden bugün de o kaygıları taşıyor olabilirsin. Küçükken çok eleştiri aldığın için yeteri kadar iyi yapamayacağın fikri oluşmuştur.
Yeni başlangıçlara, işte bir girişime, ilişkilere dair korkuların; isteğinden ağır mı basıyor? Belki de iyi bir ilişkiye dair inancın kalmadı. Geçmişte aldatılmış, değer görmemiş, kırılmış, kandırılmış, terk edilmiş, yetersiz hissettirilmiş olabilirsin. Hatta bu duyguların kaynağı çocukluğuna kadar inebilir. Büyüdüğün ortamdaki duyguların etkileri, bugün yaşadığın olaylarla titreşiyor. Ya da o kadar el bebek gül bebek büyütüldün ki, sonra dış dünya tam bir hayal kırıklığı oldu.
Hayır diyemediğin için hakkını koruyamadığından rahatsız mısın? Çünkü kaybetmekten, onaylanmamaktan, sevilmemekten korkuyorsun. Çocukluktan bu yana koşullu sevgi görmüş; yaptıkların ya da yapmadıkların sonucu onaylanıp, takdir alırken, senden bekleneni yapmadığında dışlanmış olabilir misin?
Yaptığın işlerde, hayatta hakkını alamadığın için öfkeli olabilir misin? Fedakarlıkların görülmedi. Sürekli kaybediyorsun. Belki kandırıldın, dolandırıldın, güvensizlikler yaşadın. Küçükken uğradığın haksızlığın bugün etkisi katlanarak artıyor, çünkü özgürleşmen gerekiyor.
Sosyal ortamlarda rahat olamıyor, kendini iyi ifade edemediğini mi düşünüyorsun? Bunun sebebi okulda veya yakınların arasında yaşadığın bir travma olabilir.
Hayatta seni kısıtlayan korku ve fobilerin de yaşam kaliteni düşürüyor mu? Yükseklik, uçak korkun, kapalı mekanlarda boğulma hissin, asansörü kullanman seni zorluyor, bazı hayvanlar seni huzursuz hissettiriyor olabilir. Bunlar zihninde, bedeninde kaydolmuş durumlar; belki de şu an hatırlamadığın bir olaydan kaynaklanıyor.
“Hayattan tat almıyorum, hiçbir şey iyi gelmiyor”, diyorsan: Ne zamandır bu durumun böyle olduğuna bakmak gerekiyor öncelikle. Bir olay, travma mı yaşandı? Bazen tek bir konu değil, birikimdir bu şekilde düşündürten. Bozulan ilişkiler, yaşanılan kayıplar, uyku sorunları, enerji düşüklükleri… İnsana ağırlık eden, enerjisini düşüren, yaşamdan aldığı tadı eksilten içinde tuttuğu duygularıdır.
Belki de duygularını bastırmak için kendini yemekle avuttun, şimdi de kilo sorununu çözmekte zorlanıyorsun. Yeme isteğini bastırmak yerine içindeki duyguları (hatta bu şekilde kiloları) bırakarak, zihnine yapacağın kodlamalarla ideal bedenine gelmenin mümkün olduğunu biliyor musun?
Bolluk bereket konusunda sıkıntılar seni yaşamdan soğutmuş olabilir mi? Atalarından bugüne kadar yüklenmiş olduğun kayıtlar, zihinsel kodlar, sınırlayıcı inançların; gelecek olanı engellediği gibi, kazandığını da kaybetmene yol açıyordur.
Mutsuzluğunun, ilişki sorunlarının, hissettiğin değersizliklerin ve yetersizlik duygularının, kaygıların, korkularının çoğunun; geçmişte yaşadıkların ve bunların seni bloke eden duygularla bağlantılı olduğunun farkında mısın?
Peki, tüm bu sorunlarını çözebilen yöntem var desem, onu kullanmak ister misin?
Eğer yaşamını iyileştirmeye dair içinde en ufak bir umut varsa, bu yöntemi dikkatle oku. Üstelik bu yöntem bilimsel temellere dayanıyor.
İçsel Dönüşüm Sistemi tüm bu yukarıda bahsedilen sorunların üstesinden gelmen için Avrupa ve Amerika kullanılan zihinsel yöntemlerin yanı sıra Uzakdoğu ve kadim Anadolu bilgeliğini de içine alan özenle geliştirilmiş farklı metotları içine alan bir sistem. Bu sistem kişiye özel olarak harmanlanıyor, bireyin kişilik yapısına, çalışılan konuya göre farklı, özel metotlar seçiliyor.
“Büyük bir sorunum yok, kendimi gölgelerimi tanımak, içimdeki potansiyeli harekete geçirmek istiyorum” da diyebilirsin. Koçluk görüşmelerimiz ve olmak istediğin haline yönelik telkinlerle gücünü aktifleştirebilirsin.
Her kişinin yaşadığı ve hissettiği kendine özel olduğundan içsel dönüşüm, kişinin sorununa ve zihinsel yapısına uygun yöntemlerle gerçekleştirilir.
İçsel Dönüşüm Sistemi hangi alanlarda faydalar sağlıyor?
1.Depresyon ve mutsuzluklar: Yaşanılan olayların ve travmaların etkisinden çıkamama, hayata dair isteksizlik…
Çağımız insanının en büyük sorunu; mutsuzluk. Mutluluk üzerine uzun yıllar bir çok uzmanın yaptığı çalışmalar, genetik faktörlerin %40-50 civarında etkili olduğu sonucunu ortaya koymuştur. Mutluluğun sadece %10’luk bölümünü içinde bulunulan durumlar (maddi kazanç, kariyer, ilişki vs.) oluşturuyor. %40’lık bölümü de oluşturan bakış açısıdır. Dünyaya gelinen koşullar ne olursa olsun, maddi zorluklar, özel hayattaki sıkıntılar, aldatılma ve tüm travmalara rağmen insanlar daha iyi hissetmek yönünde bir seçim yapabilir. Bilinç ve bilinçaltında kendisini engelleyen, mutsuzluğa mahkum olduğunu düşündürten kalıpları değiştiren kişilerin hayata bakışı ve algılayışı da değiştiğinden daha yüksek bir mutluluk düzeyine sahip olabildikleri görülmektedir. Kendisinde değişimler başlatan kişilerin çevresiyle ilişkilerinin de güzelleşmeye başladığını gözlemledik.
Depresyonun altında birikmişlik, hayatla baş edememe vardır. Herkes hayatında travma yaşamıştır; kimi etkisinde kalırken, kimi acılarını kaldıraç olarak kullanmıştır. Bazen unuttuğumuzu, etkisinden kurtulduğumuzu sandığımız olay ve travmalar bile zihnimizde arka planda etkilemeye devam eder. Mesela kişi hayat tarafından reddedildiğini, onaylanmadığını düşünüyordur. Çünkü geçmişte böyle hissetmiştir. Belki ebeveynleri tarafından cezalandırıldı ya da sevilmesi bir takım şeyleri yapmasıyla ilişkilendirildi. Bunu bilinçli zihniyle hatırlamazken; işinde, ilişkisinde yaşanılan sorunların çok üstüne geldiğini düşünerek depresyona girebilir. İçsel dönüşüm sorunun görünen tarafıyla birlikte görünmeyen tarafını da çözmeye yöneliktir. Düşünce ve duyguları olumlu hissettirecek şekilde değiştirdikçe, keyif alınan aktiviteler yapıldıkça beyindeki mutluluktan sorumlu “dopamin” kimyasalının salınımını artar
2. Geçmişe dair üzüntüler: Pişmanlıklar, suçluluk ve utanç duyguları, kendini ve başkalarını affedememe.
Suçluluk, insanın kendisine yaptığı ya da yapmadığı şeyler için yönelttiği öfkedir. Erken yaşlarda aile, okul ya da bir ortamda yoğun utanç duygusu yaşayan kişiler, karşı cinsle ilişkilerinde veya toplulukta kendini rahat hissedemediğini söyleyebilir. evresinde küçük düşme, tacize maruz kalma, aşağılanma gibi durumlar derin utanca neden olabilir. Hatta bu durum bedende rahatsızlıklara, engel olunamayan davranışlara (tikler, takıntılar…) bile neden olabilir. Utanç hisseden kişi başkalarının kendi hakkındaki görüşlerini düşünürken ve kendisini kapatırken, suçluluk hisseden kişi ise kendi davranışının başkaları üzerindeki etkiye odaklanır, birçok şeyin suçlusu kendisiymiş gibi hissederek gereğinden fazla alttan alır ve yorulur. Çözümü, geçmişle ve kendinle barışmaktan geçer.
İçsel dönüşüm zihinsel ve bedensel semptomlardan yola çıkarak; uyguladığı yöntemlerle kişiyi duygularının ağırlığından özgürleştirerek, kendini ve başkalarını affetmesini ve özgürleşmesini kolaylaştırır.
3. İlişki sorunları: İlişkide değer görmeme, yetersiz hissettirilme, kaybetme, terk edilme, aldatılma korkuları, doyumsuz ilişkiler, kıskançlık, güvensizlik…
İlişkiler insanı en çok kendini anlamaya iten konudur. Çünkü, ilişkilerimizi zihnimizle değil, duygularımızla yaşarız. Yani ilişkimizi yöneten içimizdeki küçük çocuktur. Bazen küser, bazen kızar, bazen kırıp döker. İçimizdeki küçük çocuğun yaralarından, travmalarından dolayı; ilişkilerimizde duygusal çatışmalar yaşanır, çocuksu kavgalar olur. İçindeki çocuğu iyileştirecek olan; karşısına çıkan partnerler, eşi değildir. O çocuğun bilinçaltındaki etkilerinin, duygularının şifalandırıcısı; bugünkü yetişkin halidir. İçindeki çocuğun duygularının anlaşılmaya, çözülmeye ihtiyacı var.
Aşk, ayrılık, terk edilme gibi yaşanılan yoğun duygular, kişilerde daha önce bilinçaltına atmış olduğu duyguların yüzeye çıkmasına sebep olabilir. Mesela kişi küçükken sevdiği birinden herhangi bir sebeple kısa bir zaman da olsa ayrı kaldığında terk edildiğini düşünebilir ve bu da yetişkin halinde yaşadığı ilişkide terk edilme korkusu oluşturabilir. Sevdiği birini kaybetmiş olmak, bundan sonra da sevdiklerini kaybedeceği korkusuyla ilişkilerde güvensiz bağlanma şeklinde görülebilir. Bu korkuları yaşarken bedende de yoğun semptomlar (hızlı kalp atışı, midede sıkışma, boğazda düğüm gibi) varsa bunlardan hareketle ilk yaşandığı zamanlarda bu duyguları çözmek, sonrasında ilişkide büyük bir rahatlık sağlar.
İlişkilerde hissedilen yetersizlik duygusu çoğunlukla çocukken yetiştirenlerin hissettirdikleri veya ebeveynlerin birbiriyle olan ilişkilerinden etkilenmelerden kaynaklanmaktadır. Oldukça eleştirel büyümüş olan çocuk; birçok konuda kendini yeterli görmezken, bazen de partnerinin eleştirisiyle, çocuklukta içinde biriken duyguları, öfke kalkanıyla yüzeye çıkartmaktadır. Yine ilişkilerde değer görmediğini hissetmek; küçükken yapılan kıyaslamalar, ayrımcılık, takdir görmeme gibi etkilerle bağlantılı olabilmektedir.
İçindeki çocuk olan bilinçaltınla, bugünkü bilincini aynı noktaya getirdiğinde ilişkilerindeki seni anlayıp, çözümleri göreceksin. Zihnin kara kutusunda kaydolmuş bu etkilerden özgürleşmek ve bugün istenilen yönde değerli hissedilen, başarılı, mutlu, güven dolu ilişkiler yaşamak mümkün.
4. İçindeki Çocuğu Şifalandırmak (Çocukluk travmalarından özgürleşmek)
Çocukluğunda travma yaşamamış insan yoktur. Çocuk zihninde onu yetiştirenlerin bazen yaptıkları, bazen yapmadıkları travma olabilir. Travma, sadece yaşadıkların değil yaşayamadıkların da olabiliyor; içinde kalanlar, söyleyemeyip, yapamadıkların, alamadıkların, gidemediklerin…
İnsanın yönetmekte zorlandığı birçok davranış kalıbının ardında çocuklukla ilgili kayıtları çıkar. Bilinçli zihinle bir yetişkin kendisi için neyin iyi olup olmayacağını bilir ancak bunu yapmakta zorlanıp, erteleyebilir. Sebebi; geçmişte ona engel olan duygu birikimi, zihinsel imgeleridir. Mesela kilo sorunlarından kurtulmak isteyen biri olmadık saatlerde bedenine zararlı yiyecekleri tüketmenin sağlıksız olduğunu mantıken bilse de içinde bulunduğu duygu durumu ağır basıp kontrolsüzce kendini yemek yerken bulabilir. Bir başka örnek de; insan ilişki yaşadığı kişinin kendine, benliğine zarar verdiğini bildiği halde o kişiden kendini uzak tutamadığı gibi ona anlayamadığı bir çekim hissedebilir. Bazı kişiler de ihtiyacı olmadığı halde kendini tutamadığı bir alışveriş içinde bulur. İnsanın yönetmekte zorlandığı birçok davranış kalıbının ardında çocuklukla ilgili kayıtları çıkar. Örneğin yemeyi yönetememe konusunda anneye bastırılmış öfke, kırgınlık gibi duyguların olduğunu görüp boşalttığımızda kişi yeme konusunu rahatlıkla düzenleyebilir hale geliyor. İlişkilerde kendisine zarar veren kişiye çekilme eğiliminin sebebi; bilinçaltında ailede benzer şekilde ilişkide olunan bireyle ilişkisini şifalandırmak olabiliyor.
Zihin yarım kalmışlıkları tamamlamak üzerine çalışır. İlgisiz bir ebeveynle büyüdüyseniz; hayatınıza ilgisiz partnerleri çekip, onu düzeltmeye çalışarak, çocukken alamadığınız ilgi açlığını ve geçmişteki ebeveyninizle ilişkinizi o şekilde iyileştirmek istemeniz olasıdır. Alışveriş tutkusunun altında da çocukken giyemediği ya da istemeden giydirildiği kıyafetlerin telafisi çıkabiliyor. Aslında ürün satın alınırken içindeki küçük çocuğa alınma duygusuyla hareket ediliyor.
Bugünkü yetişkin zihinle, olan ya da olmayanlara anlamlı açıklamalar getirsek de içimizdeki çocuğun yaralarının o zamanın duygusuyla sarıp sarmalamak en etkili olan yöntemdir.
5. Potansiyelini kullanamama: Özgüvensizlik, yetersizlik, değersizlik duyguları.
Hayatımızda olmamız gereken yerde değilken daha aşağı konumdaysak, yeteneklerimizin bir gün fark edileceği düşüncesiyle bekliyorsak; öncelikle içimizdeki değerleri kendimizin farkında olması önemli. Yaşanılanlar içindeki değerin toz gibi üstünü örtebilir. Öncelikle o tozların silkelenmesi gerekiyor.
Bir ortamda kendini ifade edemediğini düşünüyorsan; bir yerlerde susturulmuş olabilirsin. Belki okulda öğretmenin, belki ebeveynlerin bilmediğini, susman gerektiğini söylediler, belki yanlış bir şey söylediğin için kendini küçük düşmüş hissettin, sonra da konuşmamanın daha iyi olduğuna karar verdin. Sebep her ne olursa olsun, bugün seni engelleyen duygular amigdalanın hayatını korumak için aldığı bir önlem. Amigdala, duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasındaki primer role sahiptir. Ancak, biz ilkel beyinde kalmayıp preforantal korteksimizi geliştirirsek yaşanılan her durumun üstesinden gelmenin yollarını bulabiliriz.
Bilinçli zihinle yapmak istediklerinize yeterli motivasyon oluşturamıyorsanız, bilinçaltınızda sizi etkileyen durumlarla yüzleşmeniz, duygularını fark ederek, serbest bırakıp dönüştürmeniz gerekiyor.
İnsanın, okul hayatında otoriteyle yaşadığı sorunlar, büyüyüp iş hayatına girdiğinde de benzer şekilde devam edebilmektedir. Öğretmenin baskısı; yöneticinin, patronun baskısı haline dönüşebilmekte; ta ki içinde duygularını sıkıştırmış olan o çocuğun içindeki duygu frekansı değişene dek. Yine bu konularda da çalışırken son yaşanılan olayın duygusundan hareketle, bu duygunun (kendini ifade edememe, utanç, kaygı, yetersizlik, çaresizlik, haksızlığa uğramışlık vb.) ilk yaşandığı zamanlara ulaşabiliyoruz. Bedende hissedilen semptomların (ellerin terlemesi, titreme, kalpte çarpıntı, yüzde kızarma, boğazda tıkanıklık, midede sıkışma vs.) duygularını boşalttıktan sonra, o gün bunları yaşayan içindeki küçük çocuğa şimdi bugünkü yetişkin halinle nasıl destek vereceğini öğreniyorsun. Sonra o sahneleri Nlp teknikleri ile yeniden çerçevelendiriyoruz. Belki o çocuk orada kendini serbest bırakarak içinden geldiği gibi davranıyor, belki de olayı gülerek izleyeceği bir çizgi film senaryosu şeklinde canlandırıyoruz. Beden ve zihin rahatlayınca olayın etkisi de değişmiş oluyor. Geçmişteki birikmişlik atılınca bugün ve gelecekte yaşanılan olaya verilecek tepkiler, duygusallıktan çıkarak mantıklı hale dönüşmüş oluyor. Bugün hakkını alamadığını düşünen kişi, değişen enerjisiyle bunu almakta daha güvenli davranıyor ve elde etmesi kolaylaşıyor.
İnsan içinde kendini sürekli eleştiriyor, değerli, yeterli görmüyorsa, dış dünyada da bu gerçekliği yaşar. Genellikle bu durumun kökeninde küçük yaşlarda değer görmemek, eleştirilere, kıyaslamalara maruz kalmak, arkadaşları arasında küçük düşmek hatta bazen taciz gibi etkiler kişinin özgüvenini zedelenir. Bu zedelenmelerin onarılması ve yeniden özgüven kazanmak, içinde yeterli, değerli hissetmek içsel dönüşüm uygulamalarıyla mümkündür.
6. Öfke sorunları: Öfke, tehditlere karşı kendimizi korumamıza ya da savaşmamıza yardımcı olan duyguları uyandıran doğal bir tepkidir. Ancak kişi sıklıkla ve yoğun olarak bu duyguyu yaşıyorsa onu öfkelendiren durumları fark ederek çözüme gidilebilir.
İçsel ya da dışsal nedenler öfkeyi tetikleyebilir. İş yerinde yaşadığınız bir durum, trafik sıkışıklığı, kazalar sinirlendirebilir. Bir yaşanmışlığı hatırlatan olay ve duygular eskisine bası yapabilir. Çocukken arkadaşı tarafından küçümsendiğini düşünen biri arkadaşının eleştirisine sert bir tepki gösterebilir. Çünkü onda eskiden yaşadığı ve rahatsız olduğu o duyguyu titretmiştir. Bu çocukken yaşanılan bir travma olabildiği gibi kişisel olarak içinde bulunduğunuz duygular değersizlik, yetersizlik, eziklik, kıskançlık, korku, kaygı da öfkeyi ortaya çıkartabilir. Genellikle öfkeli insanlar, içinde duygusal ve incinmeye açıktırlar.
Duyguları serbest bırakmanın çeşitli yolları var. Bireysel çalışmalarda öfke sırasında yaşanılan duyguları ve bedendeki rahatsız edici semptomları izleyerek geçmişte bu şekilde hissedilen zamanlara ulaşılarak bedendeki yerleriyle öfke ve altında saklanmış olan duyguları tespit edip boşaltıyoruz.
7. Aile ve Atalardan gelen etkilerden özgürleşmek: Kendini bir yere ait hissetmeme, yalnızlık, dışlanmışlık, derin mutsuzluk, kendini yok etme isteği, haksızlığa uğradım duyguları, bereketsizlik deneyimleri, ilişkilerde yaşadığın döngüler… Belki de bu duygular senin kendi geçmişinden çok daha öte.
Yaşadığın anlam veremediğin olay ve duygular direk seninle bağlantılı olmayabilir. Nasıl ki genetik hastalıklar aileden geçiyorsa duygu ve düşünceler de benzer şekilde geçiş yapabiliyor. Atalarının tamamlayamadığı işleri, döngüleri çözülmek için sende ortaya çıkmış olabilir.
Ailede, atalarda kızdığımız kişilerin yaşadığı deneyimlere çekiliriz. Çocuk, aldatan ebeveynine kızsa da, onun yaptığını yaparken bulabiliyor kendini. “Asla yapmam” dediğini hayatın içinde, hangi bilinçle nasıl yapılabilir olduğunu fark ediyor. Bazen de değiştiremediği ebeveynini, bilinçaltında değiştirme hayali olduğundan, kendine bunları yapacak partneri çekerek onu değiştirebileceğini düşünüyor. Alkolik, kumarbaz, çalışmayan eşleri olan danışanlarımın babalarında kızdıkları özelliklerin olduğu kişileri hayatına çekmelerinin rastgele olmadığını gördük.
Regresyon, NLP ve meditatif yöntemlerle hissedilen duyguyu takip ederek, özgürleşme yolları var.
8. Gelecek tasarımı: Gelecek olasılıklarla doludur ve bu olasılıklardan seçtiğimiz geleceğimiz olur. Geçmişin etkisinden çıktıktan sonra daha iyi bir gelecek tasarlanabilir. Hangi gelecekteki kendin olma olasılığını seçeceğin bilinçli tercih meselesidir. Gelecekte ne yapmak, nasıl biri olmak istediğine dair çalışmalar da koçluk görüşmeleriyle yapılmaktadır. NLP ve meditatif tekniklerle zihinde geleceğe giderek olmak istenilen gelecek benliği ziyaret ediyoruz.
9. Kilo sorunları: Kilo verememe, alamama, duygusal açlık, tıkanıklıklar…
Baş edilemeyen kilo sorunlarında, görünürde sebepler farklı olsa da büyük oranda çocuklukta yaşanılan duygular temeli oluşturur. Geçmişte yaşanılan durumlarla ilgili suçluluk, yaşanılan tacizle utanç hissi, kendini korumak için iri, güçlü olma düşüncesi, küçükken anne-baba kavgasında hissedilen çaresizlik duyguları olabileceği gibi, öfkeyi, üzüntüyü bastırmak gibi çok çeşitli konuların yemeyi yönetememeye sebep olabildiğini gördük. Büyüdüğünde mantığıyla kararlar alabileceğini düşünse de kişi, davranışlarını yöneten duygularının kontrolünden çıkmakta zorlanabiliyor. Hatta çoğu zaman atması gereken adımları ertelemeyi seçiyor. Yüzleşilme ve sönümlendirme sürecinden sonra duyguyu yönetmek kolaylaşıyor.
Kilonun bir başka sebebi de içine atılanlar, bırakılamayanlar olup, şişkinliğe sebep olabiliyor. Her ne kadar diyet yapılsa da kilolar gitmiyorsa içinde tutulan duygulara bakmak gerek. İnsanın içinde hazmedemediği, tuttuğu ne varsa onu bırakması da blokajı çözüp, kilo vermeyi kolaylaştırıyor.
10. Bolluk, Berekette tıkanıklıklar: İşlerde hakkını alamama, ortaklarla yaşanılan sorunlar, sürekli parasal kayıplar…
Bilinç çok parayı hakkettiğini düşünse de bilinçaltında paraya dair olumsuz kodlar varsa parayı iter, yada gelen para da bir şekilde gider. Bilinçaltımız, duygu, düşünce ve inançlarımızla çelişen isteklerimizi sabote eder.
Bolluk bereket ile ilgili yaptığımız çalışmalarda, herkeste birbirinden çok farklı inanç, duygu, düşünce ve bilinçaltı kodların olduğunu görüyoruz. Para konusunda aileden ve atalarımızdan gelen inanç ve kodlar da çok önemli yer kaplar. İçsel dönüşüm uygulamalarıyla iş hayatında, kazançlarda bilinç ve bilinçaltı sabote eden duygu ve düşünceler bulunarak dönüştürülür.
İçsel Dönüşüm Sisteminin farkı nedir?
Hani şu meşhur buzdağı metaforu vardır. Suyun üstünde uzanan buzdağının ucu bilinçli zihni temsil eder. Bilinçli zihin sadece “buzdağının görünen kısmı” dır. Suyun altında ise bilinçaltını temsil eden buzdağının daha büyük bir kütlesi vardır. Bazı sistemler buzdağının üstüne yani sorunun görünen tarafına odaklanırken, bazı sistemler görünmeyen kısım olan bilinçaltına odaklanır. Bu durumda yapılan çalışmalar yeterli gelmez. Anlık iyi hissetmeler olsa da, bir süre sonra sorun kendini farklı şekillerde göstermeye devam eder. İşte, içsel dönüşüm sistemi bu buzdağının tamamına (görünen sorunla birlikte görünenin ardındaki sebeplere) odaklanır. Amaç; bilinç ve bilinçaltını aynı düzleme getirerek, duygu ve mantık dengesinde kendine uygun karar verip, adım atmayı kolaylaştırmayı sağlamak.
Normalde aylarca yıllarca sürecek terapilerde elde edilecek sonucu içsel dönüşüm ile kısa zamanda gerçekleştirmek mümkündür. Çünkü bütünsel bir yöntemdir. Sadece sorunla ilgilenmez. Konuya tüm yönleriyle bakar.
Benzer sorunları aynı yöntem çözmeyebilir. Diyelim özgüven sorununu çözmek isteyen iki kişi var. Görünen sorun ve beklenen sonuç aynı: ikisinde de özgüvenli olmak isteniyor. Birinde hipnoz, telkin, nlp gibi yöntemler kişinin kendine güvenini arttırırken, diğer kişide dirençle karşılaşabilir.
Buzdağının üstü aynıyken altı bambaşka olabiliyor. Konuşma ve telkinle değiştirilemeyen davranışların altındakini görmek ve çözmek esastır. Küçük yaşlarda yaşanan travmalar kişinin bilinçaltını yönettiğinden öncelikle oradaki etkiyi ortadan kaldırmak gerekir. Aç bir çocuğu balonla susturamazsınız. Onun önce karnını doyurmanız gerekir ki sonra balonla oynamayı bilsin. Bilinçaltı da önce açlığının giderilmesini bekler. Telkinleri ondan sonra dinler.
Sorunları zihinde ve duygusuyla çözmeden, anlık çözümlerle gidermeye çalışmak; pası silmeden cila atmak gibidir. Öncelikle sorunun kaynağına inmek gerekir.
İçsel dönüşüm seansları süre ile sınırlandırılmamış olup, çalışılan konuda fiziksel ve zihinsel rahatlamış olmak esas alınır.
Çalışmalarda Kullanılan Yöntem ve Teknikler Neler?
Koçluk ve bilinçli farkındalık görüşmelerinde sorun tespiti yapılarak, yapmak istedikleriniz konusunda yol haritası çıkartılır. Koçluk görüşmelerinde neler yaşayıp, hissettiğiniz, çözmek istediğiniz sorununuz, yaşadıklarınızın üzerinizdeki etkileri detaylı olarak değerlendirilip, ne yapmak, kendinizi nasıl görmek istediğiniz üzerine odaklanılır. Bu görüşme sonucunda olmak istediğiniz halinize yönelik sizin kullandığınız kelime ve cümleleri de içeren NLP yöntemlerinin de kullanıldığı, adınıza özel bir telkin kaydı hazırlayıp, gönderilir.
Bilinçaltı ve duygu odaklı çalışmalarda yaşanılan sorunların kaynağına inilir. Sorunu çözmek için, hayatınızı etkileyen duygunun kaynağına yolculuk yapılır. Örneğin, kaybetme korkusu olan birinin bu korkusu, çocukluğunda hatırladığı bir olayda olduğu gibi belki de şu an net hatırlamadığı bir olayda gizli olabilir. O korku duygusunu aktifleştirdiğimizde o anlar zihinde açılmaya başlar. Zihin ve bedende kayıtlı olan duyguları boşalttıkça, o olayın etkisi geçtiği gibi sonrasında o duygu tetiklenmez. Kısır döngülerden de bu şekilde çıkmak mümkündür. Bilinçli zihinle düşünerek bulunamayan konularda bilinçaltı ve duygu odaklı çalışmalarla çözüme gidilir.
Duygu odaklı çalışmalar: İyi bir terapide duygularla bağlantı kurmak esastır. Duyguları bastırmak yerine, kılavuz olarak görmek, bilinçaltında değiştirilmesi istenen durumları değiştirmede avantaj sağlar.
Duyguları dönüştürdüğümüzde, zihindeki imgeleri yenileriyle değiştirdiğimizde, artık o olayı düşündüğünüzde bilinçaltı yeni duygu ve imgeler bağladığımız filmi getirmeye başlar. Bu uygulama ile, sizi yıllardan beri rahatsız eden olayların etkilerini değiştirmek mümkün.
Regresyon; duygunun kaynağına inmek demektir. Duygularını fark etme ve sebeplerini çözerek duyguyu boşaltma imkanı sağlar. Duygusal yükler boşaltılır, daha iyi hissettiren duygulara dönüştürülür. İçinde kalanlardan özgürleşme gerçekleşir. Duygusal yük gidince algı açılır. Bilinç ve bilinçaltı uyumlu bir şekilde çalışır.
Travma temizliğinde; Geçmişte yaşamış olduğun, ancak aklına geldikçe hala üzen, yetersiz, değersiz hissettiren, korkutan ya da bir şekilde etkileyen olayın zihin ve beden üzerindeki etkisi nötr hale getirilir. Bundan sonra o olay hatırlandığında artık olumsuz bir şey hissedilmez.
NLP (Zihin Dili Programlama) ile zihninizdeki olumsuz etki bırakan görüntüler, imgeler iyi hissettirenlerle değiştirilir. Geçmiş aklınıza geldiğinde rahatsız etmez, hatta yüklediğiniz yeni anlamlarla yaşadıklarınıza gülümseyebilirsiniz.
*Kişiye özel telkin kayıtları: Talebe göre kişiye özel telkin kayıtları hazırlanır. Telkinlerin etkinliğini arttırmak için öncelikle yer açmak; öncelikle zihindeki doluluğu boşaltma süreci çok önemlidir. Telkinleri bu noktada vitamin gibi değerlendirebilirsiniz.
İçsel Dönüşüm Sisteminde hayatta gerçekleştirmeyi planladıklarınız ve kendiniz üzerinde yapmak istediğiniz değişikliklerle ilgili tamamen size özel adınızın geçtiği bir telkin kaydı hazırlanır. Telkinlerle dinledikleriniz bilinçaltınıza kaydolur, beyinde nöronlar arası bağlantı oluşmaya başlar. (Travma çalışmasıyla toprak (zihin) hazır hale getirilip, özel telkinlerle gelecekte olmasını istediğiniz konulara göre istediğiniz tohumlar ekilir. Böylece bahçenizdeki sağlıklı yeni filizlerin çıkışı gerçekleşir.)
Telkin kayıtlarınızda söylenen sözleri duyarsınız, bu kayıtlar NLP ve zihnin çalışma prensibine uygun bir şekilde hazırlanarak yaptığımız görüşmelerde sizin kullandığınız kelime ve cümleleri de içerir. (Zihin tanıdıklığı sever.)
Bilinçaltınızı dönüştürmek için en uygun zaman, uykuyla uyanıklık arası zamandır. Bu da uykudan hemen önce ve sonradır. Bunun sebebi beynin bu durumlarda alfa frekansında bulunmasıdır. Bu durumda rahatlama ve derin sükunet vardır. Zihni programlamanın en etkin zamanı bu anlardadır. Size özel hazırlanan telkinler dinleyeceğiniz bu zamanlarda daha etkili olur. Telkinlerde zihni alfa frekansına getiren uygun müzik ve talimatlar bulunmaktadır. Burada yer alan kayıtları duyarsınız, bu kayıtlar NLP ve Switch teknikleriyle bilinçaltı çalışma esasına uygun olarak hazırlanır.
Bilim insanları insanın bir şeyi zihninde canlandırdığında, beynin bazı bölgelerinin harekete geçtiğini keşfettiler. Mesela bir bedensel hareket beyinde canlandırıldığı zaman sanki gerçekten o hareket yapılıyormuş gibi beyin hücreleri arasında geçişler yapılıyor. Beyindeki geçiş yerleri zaten oluşturulmuş olduğu için o hareket, gerçekte yapılırken daha kolay hale geliyor. Aslında; zihnimiz gerçek ile imgelemeyi ayırt edemiyor. Bu da gösteriyor ki; hepimizde aslında var olan imgeleme yeteneğimizi kullanarak yaşamımızı kolaylaştırabiliriz. Telkinler bu noktada büyük fayda sağlar.
Beynimizin imgeler yoluyla iyileşme konusunda muhteşem bir kapasitesi var. Eski travmalarımızın duygularını değiştiren imaj ve hislerle, geçmişe farklı bakmak mümkün. Yeni deneyime ilişkin duyguları hissetmeye bağlı olarak, serotonin-dopamin gibi nörotransmitterlerle iyi hissetmeyi sağlayan hormonlar da harekete geçer.
Etkin meditasyonlar: Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış meditasyonlarla geçmişe dair tüm öfkeleriniz, etkisinden çıkmak istediğiniz acılarınız, kendinizi ifade ederken yaşadığınız tutukluklar ve farkında olduğunuz veya olmadığınız diğer tüm negatif duygularınızı da adım adım dönüştürürsünüz. Özünüzdeki gücü keşfedersiniz.
Meditasyon yapmak ne kazandırır?
Bilimsel olarak meditasyonun fiziksel, ruhsal ve duygusal dengelenme için en güvenli ve basit yol bir yol olduğu kanıtlamıştır. Meditasyonun faydaları binlerce yıldır bilinmekte ve uygulanmaktadır. İnsanlar duygularını yaşayıp, ifade edemediklerinde depresyona girebilir. Depresyon bir nevi bastırılmış öfkeden kaynaklanır. Pek çok doktor stres bağlantılı hastalıklarda meditasyon önermektedir. Aktif meditasyonlarla öfke boşaltmak da mümkündür.
Aktif meditasyonun ardından yapılan pasif meditasyon derin bir seviyede rahatlama ve odaklanma sağlar, düşüncelerin kontrolüne yardımcı olur, serotonin seviyesini arttırır.
Sorunları bilinçaltı düzeyde çözmek neden önemli?
Hayata bakışınızı, bilinçaltınızın dilini kullanarak yeniden programlayabileceğimiz bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bilimsel araştırmalara göre davranış ve kararlarımızın %95’i bilinçaltımızdaki verilere (duygulara) dayanır. Korkuların, özgüven eksikliğinin, karamsarlığın, ilişki problemlerinin, mutsuzluğun aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamanın nedeni bilinçaltındaki kayıtlardır. Duygularınızı dönüştürüp, bilinçaltındaki imgeleri değiştirmedikçe kararlarımız da etkisi altında kaldığınız kayıtlara göre olacaktır.
Bilinçaltında çözülmemiş her duygu bedeninde de kayıtlıdır. İnsan beklemediği bir olay yaşadığında nefes alış verişi değişir, kasları gerilir ve bu bedene de kaydolur. Sıkılıp daraldığında nefes alamama, motivasyon düştüğünde enerjisizlik hali, anksiyete arttığında kalp atışlarında hızlanma, sebepsiz ağlama hisleri, öfke patlamaları, uyku bozuklukları, odaklanmada güçlük, iştah/kilo kaybı veya artışı, üstlenilen sorumlulukların omuzlarda hissettirdiği ağrı … kişiye ve yaşanılan duygu durumuna bağlı olarak farklı semptomlar görülebilir. Toplum içinde kendini rahat ifade edemeyen birine bu duyguyu bedeninin neresinde hissettiğini sorduğumuzda herkeste farklı yerler, farklı yaşanmışlıklar çıkar. Bedensel semptomlar (sahneye çıktığında mide ağrısı, boğazda düğümlenme, elin ayağın dolaşması gibi) insanı o duyguyu ilk yaşadığı ana götürür. İnsan korktuğunda, üzüldüğünde, suçlandığında ve yaşamış olduğu duygu bedenine kaydolur. Regresyonda bedendeki semptomla birlikte duyguyu takip edip, bunun ilk yaşandığı anlara gidilerek, bedendeki birikmişliğin dışarı atılmasıyla ve ardından o zamanki haline verilen telkinlerle değiştirilebilir.
Her insan yaşadığı olaya farklı duygusal tepkiler verir. Kimi başına gelen bir olayı büyük üzüntü duygusuyla yaşarken kimi çok fazla o duyguyla özdeşleşmez. Bir kişi kendisine yöneltilen eleştirileri sakince karşılarken, başka biri buna çok büyük bir tepki gösterebilir. Bunun sebebi, yaşananların daha önceki kayıtlı duyguları tetiklemiş olmasında yatar.
İçsel dönüşüm ile kısır döngülerden çıkmak, yıllardan beri rahatsız eden olayların etkilerini değiştirmek, ağırlık eden duygulardan özgürleşmek, daha iyi bir hayat mümkün.
İnsan zihnini yüksek kapasiteye sahip bir bilgisayar gibi düşündüğümüzde, onu nasıl programlayacağımızı bilerek uygun programları yüklediğimizde ekrandan beklediğimiz görüntüyü seyrederiz. Bilinçaltımız bir bilgisayarın hard diskine benzer. Bilinçli zihnimiz de bilgisayarın ekranı gibidir. Hard diske yani bilinçaltımıza hangi programı yüklersek ekranımızda yani bilinçli zihnimizde onu seyrederiz. Hayatta gördüğümüz, düşündüğümüz tüm bilgiler bilinçaltımızda depolanır. İnsan zihnini yüksek kapasiteye sahip bir bilgisayar gibi düşündüğümüzde, onu nasıl programlayacağımızı bilerek uygun programları yüklediğimizde ekrandan beklediğimiz görüntüyü seyrederiz.
İçsel Dönüşüm Sistemi ile duygu frekansını, bilinç ve bilinçaltı kodlarını değiştirmek mümkün.
İçsel Dönüşüm programından sonra üzerinden sanki bir ağırlık kalkmış gibi hafifleyecek, yapmak istediklerine daha çok güç ve enerji bulacaksın.
İçsel Dönüşümle birlikte değişim yaşayan çalıştıklarımdan gelen bir kaç geri bildirim:
(Yönetici Mühendis, 41 yaş, Erkek)
“Toplam 6 seanstan oluşan yolculuğumuzda kızgınlık, öfke, özgüven ve negatif insanlardan arınma ile başlayıp;
Sonrasında bolluk bereket ve affetme üzerine devam eden çalışmalarımızı geleceğin tasarlanması ile niyet planları üzerine görüşmeler yaparak sonlandırdık.
Süreç içerisinde derin meditasyon çalışmalarında+ sonrasında adıma hazırlanmış telkinleri de takip ederek kronik şekilde devam eden boyun ağrılarım sürpriz bir şekilde sone erdi. Buna ilave diyafram ve karın bölgesindeki baskılar ciddi şekilde rahatladı.
Hatta meditasyonların bir tanesinde sona geldiğimizde vücudumda oluşan istemsiz kas hareketleri ile bir terleme meydana geldi ve o günden beri panik atak ile ilgili şikayetim olmadı.
Beliz Gonca hocam normalde 1 saatlik seansları durumun gerektirdiği şekilde daha da uzatarak sonuç almayı hedefleyen tutumu ile gerçekten işinin ehli !
Bana ciddi anlamda faydası dokunan bir diğer yönü ise sohbetlere başlarken etkin dinlemeyi çok iyi şekilde kullanması danışanı ile bağlarını güçlendirdi.
Yolculuğumun yollarını yeniden anlamdırarak süsledik ve farkındalığımı artırması yönüyle sayın hocama emekleri için çok teşekkür ederim.
Özellikle de sorun yaşadığımız ilişkilerimizde duyduğumuz öfkenin bize göre sorunun kaynağına ait etkilerini öncelikle kabul etme onları bağışlama hiç deneyimlemediğim bir konuydu.
Bu anlamda çok faydası oldu ve çok yeni ve tanımadığım bir farkındalık düzeyine ulaştığım süreç 2 ay kadar sürdü ve 2 ayda nelerin değiştiğine tanıklık ettim.
Beliz Gonca hanıma tekrar çok teşekkür ediyorum, sağlıkta ve afiyette olsunlar hep…
Adıma Tema vakfına ağaç bağışı yaparak ayrıca gönülleri fethetti bu nazik ve anlamı davranışı ile…”
Fatma Güngör Çakın -Öğretmen
“Gonca Kubat ile çalışmaya 8 hafta önce başladım. Kendisine ulaştığımda ben artık tükenmiş hissediyordum. Yaşamaya devam edecek enerjim yoktu. Sürekli kaygılı ve endişeli, kötü bir şeylerin olmasını bekler durumdaydım. Kendi yaşamıma dönüp baktığımda ailemi sıkça suçluyor ve yalnızca olumsuz anıları hatırlıyordum. Yaşamın benim için çekilecek hiç bir yanı kalmamıştı. Güzel şeyler anlık beni mutlu ediyor dakikalar içinde kendimi mutsuz edecek bir ayrıntıya takılmış oluyordum. Gonca Hanım’la yaptığımız her çalışma beni debelenip durduğum kuyudan çıkarıp yemyeşil görkemli bir ağacın tepesine çıkardı. Hatta bu ağacın en uç dallarından istediğim anda yemyeşil çayırlara inip tekrar yukarılara tırmanabiliyorum. O gücü kendimde hissediyorum. İstemediğimiz birçok şey yaşabiliyoruz. Şu an çalışma öncesine göre bunlarla baş edebilecek güce sahibim. Başıma gelen bu olayları kabullenip onlarla mücadele edip günlük yaşamımı da aksatmadan günüme devam edebiliyorum. Kendine acıyan insandan potansiyelini gören sınırlarını bilen başka bir insana dönüştüm.
Kendimde fark ettiğim en büyük değişim tüm enerjimin değişmesiydi. Aileler çocuklarına farklı nedenlerden dolayı çoğunlukla saf bir iyilikle müdahale ederler. Oysa insan doğayla uyumlu bir enerjiyle her şey ile baş edebilecek şekilde dünyaya gelir. Bu müdahaleler ne yazık ki çocukların doğaya uyum yeteneğini bozuyor. Benim de tüm uyum becerim kaybolmuştu. Gonca Hanım’la çalışmalarımız sonrasında artık enerjimin doğaya uyumlandığını hissediyorum. İçim huzur dolu. Mutluyum. Huzuru yeniden yakalamak benim için çok değerli bir kazanım. Gonca Kubat çok teşekkür ederim. İyi ki karşıma çıktınız ve sizinle çalışma yapma fırsatım oldu. Teşekkür ederim.” (telefonla 8 seans aldı.)
Sadece siz değil çevreniz de memnun:
Fatma Güngör Çakın’ın eşinden gelen
Sayın Gonca Hanım, eşim @fatmagungorcakin sizinle yaptığı çalışmalar neticesinde inanılmaz bir değişim göstererek sağlığına kavuştu. Siz bizim için bir milat durumundasınız. Gonca Kubat öncesi ve sonrası diye hayatımız farklılaştı. Bunun için size minnettarım ve teşekkürlerimi doğrudan iletmek istedim. Daha nice insanın hayatına dokunacağınıza, onlara mutluluk kapılarını açacağınıza olan inancımla selamlar saygılar. Sağolun, varolun.
Otel İşletmecisi- (39 yaş)- İzmir
“Aylarca bir bataklığın içine girmişçesine gece gündüz çırpındığım ve çaresini antidepresan ile çözmeye çalıştığım bir anda Gonca Hanım ‘ın Facebook sayfasında geçmişin izlerinin geleceği nasıl şekillendireceğini anlatan bir yazısını gördüm ve kurtulmam gereken bu zor durum için kendisine ulaştım. Yaşadığım sıkıntı; olmaması gereken bir kişiye aşık olduğumu zannetmemdi. Gonca hanımla daha ilk konuşmamızda bana bilinçaltımı kendim yönlendirdiğim ve bunu düzeltebileceğim oldu.. Şu cümlesi benim için hayatımın başlangıcı oldu : “bilinçaltındaki sana engel olan canavarını besleme, aç bırak yok olsun!” bu cümlesi beni inanılmaz etkiledi ve beklemediğim kadar çok hızlı düzeldiğimi hissettim.. İkinci konu ise beni geçmişe götürdüğü o anlar! Asla inanmazdım.. Başkası anlatsa uydurma derdim.. Onun sayesinde, geçmişimde hep üzgün gördüğüm ben şu an mutlulukla bakıyor etrafına.. En şaşırdığım an ise; benden meditasyon esnasında bir kişiyi affetmemi istedi ve affettim onu.. İnanamadığım şey, o kişiye gönderdiğim enerji kısa sürede bana döndü. Size söyleyeceğim tek şey Gonca Hanım ‘ın mesleğini gerçekten hakkıyla yaptığıdır.. Beni bir bataklığın içinden elini uzatarak çıkardığını düşünüyorum.. Yardıma ihtiyacınız olduğunda kendisine mutlaka ulaşın ve çözülemeyecek hiçbir sorun olmadığını ondan öğrenin…
Gonca Hanım.. İyi ki bu hayat sizi karşıma çıkardı yoksa kendi kendime geleceğimi planlarımı mahvedecektim… Herşey için binlerce kez teşekkürler” (telefonla seans aldı)
Hüseyin Arukan- Gemi Makina Mühendisi (26 yaş)- Ankara
“Gonca Hanımla hayatımın kötü giden bir evresinde tanıştım. İşimle ve ailemle ilgili sorunlarım vardı bir çıkış noktası ararken kendimi web sitesinde buldum ve samimiyetini hissedip hiç yapmayacağım şekilde direkt iletişime geçtim. Kendisini sihirli bir değnek olarak değil de, içimdeki gücü açığa çıkarmaya ve özdeğerimi, farkındalığımı arttırmaya vesile olan bir aracı olarak görüyorum. Seanslar bu konuda gerçekten çok faydalı oldu.
En çok hoşuma giden ve dikkatimi çeken noktalardan biri de karşı tarafı asla bir müşteri yerine koymaması. Yani süre bitti haydi bir sonraki seansta görüşürüz değil de o seansta çalışılan konunun tam olarak temizlenmesine önem veren bir insan.” (telefonla seans aldı)
Meryem Doğan – Öğretmen (32 yaş) – İstanbul
“Merhaba Gonca Hanım,
Sizinle yaptığımız çalışmalardan sonraki gelişmeleri yazacaktım. Öncelikle hayata bakış açımın değiştiğini , daha pozitif bir bakış açısı edindiğimi söyleyebilirim. Daha mutlu ve çevrem tarafından daha sevilen bir insanım. Daha kolay iletişim kurabiliyorum ve olan her şeyi kendi üzerime alınmıyorum bilinç altımın değişmesinden kaynaklı sanıyorum rüyalarım bile değişmeye başladı. Para konusunda yaptığımız çalışmadan sonra, okulda yapmak için başvuru yaptığım bir çalışmanın onayını aldım . Bu benim için ekstra para demek tabi ki. Ve en önemlisi paramın bereketlenmesi sanırım, Bankada hala harcayamadığım param var. Şimdilik bu kadar, gelişmeler oldukça yazacağım sevgiyle kalın.” (Kasım 2017)
Meryem Doğan – Öğretmen (33 yaş) – İstanbul (aynı kişi çalışmadan 1 yıl sonra)
Çalışmalarımızdan bir yıl sonra Meryem Hanım içinden gelerek Instagramdan yazmış, onayıyla gönderdiğini paylaşıyorum. Onunla 8 seans telefon üzerinden çalışmıştık. Soranlar için evet; çalışmalarımız sizlerin de inanç ve gayretiyle kalıcı sonuçlar getiriyor.
“Gonca Hanım Merhaba, sizinle çalışmamızın üzerinden tam bir yıl geçti. Bu bir yıla dönüp baktığımda çok değişim yaşadığımı görüyorum. Kendimle barıştım, kendi değerimin farkındayım özgüvenim yükseldi, pozitif düşünen, neşeli, yüksek enerjili bir insana dönüştüm. Kendim olmaktan ve kendimle olmaktan mutluluk duyuyorum. Daha önce ben yapamam diye hiç gitmediğim bir kursa gidiyorum ve inanılmaz derecede eğleniyorum. Mutlu olduğum insanlarla birlikte oluyorum ve mutlu olduğum şeyler yapıyorum. İnsanlarla olan ilişkilerim ve iletişimim iyi yönde değişti. Kendimi seviyorum, kendime değer veriyorum ve saygı duyuyorum en önemlisi de artık başkalarının ne dediğini ne düşündüğünü umursamıyorum ve karşıdaki kişilerin yaptıklarını kişisel algılamıyorum bu konuda kendimi suçlamıyorum.
Daha alacak çok yolum var biliyorum ama bundan sonraki yolculuğun daha keyifli olacağına inanıyorum.
Size çok teşekkür ediyorum
Sevgiyle kalın iyi geceler “ (Ekim 2018) (telefonla seans aldı)
Özlem A.- Öğretmen (28 yaş) – İstanbul
“Ben 28 yaşında öğretmenim. Bir evlilik yaşadım ve büyük travmalarla evliliğim bitti. Çok kötü süreçlerden geçerken bir gün artık vazgeçmek üzereydim ve son bir çıkış yolu arıyorken Facebookta gonca hanımın gönderileri gözüme çarptı ve bir anda onları okurken buldum kendimi. Her şeyin farkındaydım ama işin içinden çıkamıyordum. Mesaj attım ve ertesi gün bana bizzat kendisi dönüş yaptı. Sesindeki samimiyet ve yakınlık bana güven verdi ve konuşmaya başladık. Bana özel telkin dosyaları ve meditasyon gönderdi. Her gün attığı mesajlarla yalnız olmadığımı hissettirdi. Ve gün geçtikçe güçlendiğimi farkettim. Artık her yeni günün güzelliğini hissedebiliyorum. Kendimi değiştirince dünyanın da değişmiş olduğunu gördüm. Bilinçaltımdaki korkuları, öfkeyi, değersizlik duygusunu seanslarla çalışarak yüzleşmemi ve serbest bırakmayı sağladık. Geçmişimle barışmam için bana yardımcı oldu. Aslında yaşadığımız her şey bilinçaltımızdaki bizimle alakalıymış. Ve birkaç gündür rüyamda eski eşimle yüzleşirken buldum kendimi. Bağ kesme çalışması gönderdi bana seanslarımız bittiği halde. Derken ertesi gün eski eşim mesaj attı ve azap içinde olduğunu söyledi ve ilahi adaletin tecelli ettiğini de görmüş olduk. Çalışmaların hemen ardından bunları yaşamam beni hayrete düşürdü gerçekten. Bu kadaretkili olacağını düşünmüyordum ama bizzat şahit oldum. Ben gerçekten çok teşekkür ediyorum güzel bir vesilesiniz. Yakınlığından ve samimiyetinden ötürü minnettarım.” (telefonla seans aldı)
Yorumlar, danışan onayı ile isimli ya da isimsiz paylaşılmıştır. Talep edilirse danışanının izni alınarak referans gösterilir.
Taşlı, çalılarla kaplı bir tarlaya en iyi tohumları atsan da istediğin çiçekli güzel bahçeyi göremezsin. Bunun için toprağın önceden hazırlanıp, zararlı otların temizlenmesi gerekir. Önce zihindeki olumsuz kalıplar çıkartılıp (bilinç ve bilinçaltı dengesinin sağlanması, regresyon, travma çalışması) dönüştürülür ve ardından istediğiniz yeni programların (nlp, telkinler) yüklenmesi sağlanır. Tek bir yöntem yeterli gelmeyeceği için, İçsel dönüşüm sisteminde, etkin olan yöntemler yerine ve zamanına şekilde uygulanır.
Özündeki gücü fark ettiğinde mutluluğu dışarıda aramak yerine, her şeyin içinde olduğunu anlar, önce kendinle aşk yaşarsın. Sonra değişen enerjinle çevrenle daha farklı etkileşimler yaşarken, hayatın aslında çok daha iyi şekillerde yaşanabileceğini fark edersin.
Hepimizin içinde çok büyük bir potansiyel var. Özümüzdeki güçle ne kadar bağlantıda olursak kendimizi o kadar mutlu, huzurlu ve güçlü hissedebiliriz.
Yeniden sağlıklı ilişkiler kurmak, başarısızlıkların üstesinden gelmek, istediğimiz değişimi başlatmak için önce geçmişte bizi etkileyen olayların etkisinden kurtulmamız gerekir. Frekansımızı, bilinçaltımızdaki kodları değiştirmediğimiz sürece korkularımızla hayatımıza benzer olayları çekmeye devam ederiz. Yapılan çalışmalarla geçmiş ve gelecekteki kaygıları dönüştürmeyi başardığınızda daha mutlu, huzurlu ve rahat bir hayat yaşamanız mümkün.
Hayattan keyif almanın, mutlu hissetmenin bedeli nedir? Elbette her şeye paha (değer) biçilemez. Geçmişin etkisinden, ilişki sorunlarından, gelecek endişelerinden kurtulmak için neler yapardın?
Değişmezsen ödeyeceğin bedel ne olur? Hayatta nelerden yoksun kalacaksın? İçinde bulunduğun durum zihnen, duygusal olarak, fiziksel, finansal ve ruhsal olarak nelere mal oluyor? Bu değişimi şimdi gerçekleştirmezsen uzun vadede neler kaybedersiniz? Ertelemenin maliyeti, adım atmanın maliyetinden fazlaysa adım atmanın zamanı gelmiş demektir.
Sadece konuşarak ve klasik terapi ile iyi hissetmek uzun süreçlerdir. Zaman aralığı uzadıkça da hem maliyetler artmakta hem de kişilerin problemlerinden kurtulacaklarına dair motivasyon ve inançları giderek azalmaktadır. Zaman ve para değerlidir, ikisini de optimum faydada kullanmak akıllıca olandır. İçsel Dönüşüm Sistemi zamandan ve paradan kar sağlarken farklı yöntemlerle sorun çözümünü de keyifli hale getirir. Toplam zaman ve maliyet göz önüne alındığında en ekonomik ve en hızlı çözüm yöntemlerini sunar. Seans sayısı kişiye ve konuya göre değişmekle birlikte ortalama (6-12 seans arasında fark edilir ölçüde iyi hissetme sağlanır.) Yıllarca süren terapilerde alacağın yolu içsel dönüşümle bir kaç hafta veya bir kaç ayda alıyorsun.
Sorunlara yüzeysel bakmak yüzeysel çözümler buldururken derinlere inmek kökünden çözümler getiriyor. Yıllarca dışarıda görünen sorunlarını anlatıp, önerilerle anlık çözümlerle ilerlemek, yarayı iyileştirmediği gibi derinleştirecektir. Üstelik iyileşmeye dair umut da azalacaktır. Kendine önem ve değer veren insan, kendi için en ekonomik yolu değil en iyi gelecek yolu seçer. Ve tüm sorunların çözümü kendine gösterdiğin özenle başlar.
Şimdi düşün, hayatındaki mutsuzluk sana maddi ve manevi nelere mal oluyor? Huzursuz ilişkiler, evlilik enerjini ne kadar düşürüyor? Sorunlarının ilişkilerine, iş hayatına yansıması neler kaybettiriyor? Biriken stres ve üzüntüler bedene yansıdığında hastalıklar telafisi giderek zorlaşan durumlar… Kendini ertelemenin zararı hem madden hem de manen artıyor değil mi?
Sorununa uygun olan çözümü bulmak için birçok eğitime giderek zaman, emek ve para harcamak yerine birebir sana ve sorununa uygun özel yöntemlerle garantili bir değişime katılmak ister misiniz? İçsel Dönüşüm® Sistemiyle yeni bir hayata adım atmak için Şimdi başvur.
Üstelik evinizin konforunda (telefonda, online) bile uygulanabilecek içsel dönüşüm çalışmalarıyla istediğin yönde değişimi başlatabilirsiniz. Seansların yüz yüze veya telefonda olması etkinliğini değiştirmemekte, bilakis insanın yüzüne görmediği birine kendinden bile sakladığı duygularını anlatması çok daha rahat gerçekleşmektedir. Haftada tercihe göre 1-2 gün ister telefon üzerinden ister yüz yüze seans sonrası giderek hayatının yönetimini eline aldığı hisseder, çok daha hafiflemiş hissedersin.
Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu’da uygulanan Türk kültürüne uyarlanmış özel ve bilimsel etkinliği kanıtlanmış yöntemlerle yıllardır üzerinden gelemediğiniz sorunlarının etkisinden kurtulman mümkün.
En değerli şeye; kendine yatırım yap. Sen kendini iyi hissettiğinde ilişkilerin, maddi ve manevi durumun da doğrusal olarak iyiye gider.
Hayatının en keyifli dönüşümüne adım atmak için tek yapman gereken şey aşağıdaki butona tıklayarak başvuru formunu doldurmak. Girdiğin tüm bilgiler %100 gizli kalacak. Ve en yakın zamanda seans günü ve saatini belirlemek için telefonun üzerinden geri dönüş sağlayacağız.Çalıştığımız her kişi için çok yoğun emek ve zaman harcayacağım için, sınırlı sayıda başvuru kabul edebiliyorum. Bu aya özel hediyelerden faydalanmak için başvurunu ilet.
İçsel Dönüşüm Sistemiyle, içinde doğuştan var olan gücü aktive ederek, minimum zamanda, sana ve sorununa özel çalışmalarla hayatının en büyük dönüşümüne başlamaya hazır mısın? Bundan sonra koşullarının kurbanı olmak yerine, yeni yaşamının mimarı, hayatının kahramanı olarak yaşamına devam edebileceksin. Ertelersen hayatını ertelemiş, farklı olasılıkları kapatmış olursun ve belki de bu programdan yararlanmak için sınırlı kontenjan dolmuş olabileceği gibi bu hizmet artık sunulmuyor da olabilir.
İçsel Dönüşüm Sistemi, nerede yaşıyor olursanız olun, zihnin ve bilinçaltının çalışma prensiplerine uygun bir şekilde öncelikle bilimsel yöntemlerle fayda sağlayan bir çalışma modeline sahiptir. Ücretsiz bir ön görüşme ile durumunuzu anlatıp, size özel uygulamalarla değişimi nasıl gerçekleştireceğinizi öğrenin.
Sizi bunaltan sıkıntıları artık daha fazla yaşamamak ve özünüzde var olan gücü harekete geçirip mutlu bir hayata adım atmak için bu ayın kontenjanı dolmadan hemen Şimdi Başvurun!
Mottomuz: “Bakış değişince Akış da Değişir.” (Beliz Gonca Kubat)
Kanalımız: Beliz Gonca Kubat https://www.youtube.com/channel/UCAiVfB1qpW9xfd5kywElo6A
Hesabımız: https://www.instagram.com/hayal.ada/
Web Sayfamız: Goncakubat.com