Daha İyi İş, Daha Bereketli Paralar…
Herkes çok kazanayım, işim de param da garanti olsun istiyor. Bunun için kalbinden geçen işi yapan, yapmak istediği işe kendini adayanlara baktığımızda bir avuç insan kalıyor.
İsteklerimiz ve isteklerimiz yolunda yaptıklarımız birbirine ne kadar uyumlu?, ona bakmak gerekiyor. Etrafa bakınca çoğu kişi işe gitmekten mutsuz, parasının yetmediğinden şikayetçi. Kimi diyor devlet memuru olayım, garanti iş. Memur diyor; “param yetmiyor, hayat şartları, iş ortamı vs…”Günümüzde kişilerin en çok kendini sınırladığı şeylerden biri de “arkam yok ki…” Aslında birinin torpili ile yükselmeyi istemek; kendine yeterince güvenmemekten kaynaklanmakta. Arkanızda birisini istemek yerine özünüzdeki gücün daha büyük ve daha sağlam olduğunu bilerek harekete geçtiğinizde hakiki başarıyı yaşarsınız. Kendi gayretinizle kazanacağınız başarı kadar sizi tatmin edecek başarı yoktur.
İnsanların çoğu daha iyi iş konusunda atılımda bile bulunmamış. Sadece içinde bulunduğu durumdan yakınıyor. Bazıları da atılımda bulunmuş, olmamış, paralar kaybettiği gibi umudunu da yitirmiş. Hataları başarıya giden adımlar olarak görmemiş, bir sonraki adımı atmamış.
Niçin istediğimiz değişimi gerçekleştirmek için adımlar atmayız? Bunda da yine bilinçaltımız, korkularımız ve ailemizde, çevremizde gördüğümüz resimler bizi etkilemektedir. Ailede yoklukla büyümüşsek ve paranın zor kazanıldığına dair inanç oluşmuşsa hayata o pencereden bakar, beğenmesek de o şekilde bir yaşam süreriz.
Aslında bizi adım atmaktan geri tutan inanç kalıplarımız, daha önce yaşadığımız bilinçaltımızdaki olumsuz kayıtlardır. Küçük bir çocukken ailenizden paranın zor bulunan ve yetmeyen bir şey olduğuna dair negatif telkinler almış, parasız kalma korkuları yaşamış olabilirsiniz. Ya da büyük umutlarla giriştiğinizde işlerde kayıplar yaşamış, çevrenizden gördüğünüz deneyimlerin etkisinde kalmışsınızdır.
Başarı yolunda adımlar atmaktan bizi neler alıkoymuş olabilir? Seanslarda bununla ilgili yaptığımız çalışmalarda; okul hayatında yaşanılan, öğretmenlerin belki de farkında olmadan yaşattığı travmalarla çok karşılaştık. Öğrenciyi sınıfta zor durumda bırakıp, dersten soğuttuğu, tokat attığı, arkadaşlarının önünde rencide ettiği kayıtlar çıktı önümüze. Normalde başarılı olup, bilemediği bir soru karşısında yediği tokat bir danışanımı matematikten soğutmuş, yıllarca o dersten başka okullarda da olsa kaçmış, kendisini o konuyu kapatmıştı. Şimdi yeniden sınavlara hazırlanmak istese de bir şekilde motive olamamaktaydı. Bazen de benzer durumları farkında olmadan aileleri çocuklara yaşatmıştı. Çevredekilerin çocukları ile kıyaslanmalar da ayrı travmalar oluşturmuş. Kişi büyümüş, ama arkadaşlarının onlardan çok daha iyi durumlarda olmasından, kendisinin yetersiz olduğunu düşündüğünden üzülüyor, mutsuz hissediyordu. Bu ve benzer durumların şimdiki hayatınızı kontrol altında tutmasını bilinç ve bilinçaltı dönüşümleri ile günümüzde değiştirmenin mümkün olduğu bilimsel olarak kanıtlandı.
Bilinçaltı yılların birikimine göre hareket etse de, yeni imgeler ve inançla yeniden yapılandırabilir. Yaşanılan hayal kırıklıkları, başarısızlıklar adım atmayı erteletebilir. Çünkü bilinçaltı kişiyi korumaya programlanmıştır. Bilinçaltınızı başarıya programladığınızda en iyi yardımcınız olur. Zihninizde kendinizle ilgili yeni bir resim oluşturur ve buna inanırsanız bilinçaltı da buna uyar. Kendini hayatın kurbanı olarak görenler o şekilde yaşamaya devam ederken, yaşadıkları olumsuz deneyimlere rağmen özündeki güce güvenen kişiler, daha iyiye olan inançları ve attıkları adımlarla yepyeni hayatlar kurarlar.
İstediklerinizi, umuyor ve olacak diyorsanız otomatikman gelecek zamana atmış oluyorsunuz. Ben başarılı olacağım demekle ben başarılıyım demek arasında bilinçaltına gönderdiğiniz mesaj farklıdır. Hayallerinizi gelecekte merkezlerseniz orada durur ve bilinçaltı onu hep geleceğe atar. İstekleri gerçekleştirmenin püf noktası onu gerçekten oluyormuş gibi hissetmek ve yaşamaktır. İmgelemelerinizle, düşünce, duygularınızla ve olduğu inancıyla. Tabi ki bunun için gerçekte de adımlar atmak gerekiyor.Vakit nakittir denilir. Gerçekten de zaman paradan daha değerlidir, kaybettiğinde geri alınamıyor. Zamanınızı ne şekilde geçirmek isterdiniz? Akşam olsa da mesai bitse diye yaşlanmak mı? Her an kendinizi işe yarar bir şeyler yapmanın mutluluğuyla hissetmek mi?
Yaptığınız işten aldığınız keyif sizin bolluk ve bereketinizi de etkiler. Sabah işe başlarken içinizdeki motivasyon, işinize sevginizi katmanız aldığınız sonuçlara yansır. Duygu ve düşüncelerin hayatınıza etkisini öğrendiniz. İş, hayatımızın büyük bir yüzdelik dilimini kapsıyor. Bu durumda ya yaptığınız işe bakış açınızı değiştirip seversiniz, ya da sevdiğiniz işi yapmanın yollarını bulursunuz.
Bakış değişince akış da değişir.
*** Gonca Kubat ***
İş konusunda koçluk almak isterseniz aşağıdaki formu doldurun, daha iyi bir hayat için adım atın.