İÇİMİZDEKİ BÜYÜK GÜÇ: İNANÇ
Seyit Onbaşının hikayesini hepiniz bilirsiniz. Çanakkale Savaşının kritik bir yerinde son kalan mermiyi atacak topun vinci bozuktur. Seyit Onbaşının vatan millet sevgisi öyle bir inanç yükler ki ona, yerde duran 275 kg’lık mermiyi sırtına vurur, merdiven basamaklarına adımlarını atıp, namluya sürerek topu ateşlemeyi başarır. Bir şeye yeteri kadar inanç yüklerseniz onu başarırsınız.
İnanç, görmediğine inanmaktır. Yeteri kadar inanırsanız inandığınızın gerçekleştiğini görürsünüz.
Çok yoksul ve zor koşullarda büyüyen bir çocuk yeteri kadar güçlü bir inanca sahipse çok başarılı ve zengin olabilir. İnsanların birçoğu bulunduğu durumun değişeceğine inanmaz ve bu düşünce yapısıyla aynı durumda kalır.
Bir şeyi başaramayacağınızı düşünüyorsanız haklısınız, aksini düşünüyorsanız da haklısınız.
İnsanlar neden olumsuz düşünür?
Olumlu düşünmek risklidir. Bir beklenti oluşur ve istediğiniz gibi olmazsa hayal kırıklığı olasılığı vardır. Oysa olumsuz düşünmek işin kolay tarafıdır. Riske girmek yerine zaten olmaz demek bir kaçış yoludur. Aslında sonucu getiren inançlarımızdır.
Olumsuz inançlarınızı değiştirdiğinizde, hayatı algılayışınız daha farklı olur. İnançlarınızı başkalarının değil, kendinizin oluşturduğunun bilincinde olursanız hayatınızı da istediğiniz yönde değiştirebilirsiniz.
Yaşamımızı önemli ölçüde etkileyen inançların ilginç yanı da, akılcı düşünce veya mantık ile açıklanamayacak olmasıdır. Bu konuyla ilgili Abraham Maslow tarafından aktarılan çok eski bir hikaye vardır. Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan ve bu nedenle yemek dahil hiçbir yaşamsal etkiye cevap vermeyen akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her türlü çabaya rağmen ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilememiştir. Sonunda psikiyatristlerden biri hastaya, bu kararını sorgulamasına yol açmak için, ölülerin kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir. Hasta bu soruyu, “Tabii ki kanamaz çünkü ölülerin tüm vücut fonksiyonları durmuştur,” diye cevaplar. Bunun üzerine psikiyatrist, küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır ve kanamasını sağlar. Bir müddet şaşkınlıkla parmağının kanadığını gören hastanın tepkisi oldukça ilginçtir: “Lanet olsun…ölüler de kanarmış.”Çevrenizde anlam veremediğiniz inançlara sahip olan insanlar görürsünüz. Peki, sizin yaşamdan keyif almanızı sabote eden inançlarınız neler?
Hayatınızda değiştirmek istediğiniz alanları çıkartın ve neden değiştiremediğinizi fark edin.
Kendinizi ve inançlarınızı tarafsız bir gözlemci olarak inceleyin. Hangi konular yaşamınızda tekerrür etmiş, istediğiniz neler olmuş, neler olmuyor? Esasında nasıl kaygılarınız var da olmamış istekleriniz? Sorunun cevabı sizde, zihninizde.
Para için ne düşünüyorsunuz örneğin? Ya da ilişkiler hakkında ne tür inançlarınız var? İş konusunda? Kilonuz hakkında? Kendinizle ilgili? Tüm inandığınız, hayatınızı olumsuz etkileyen inançlarınızı konularına göre çıkartın. Önce onları kabul edin. Evvelce yaşadıklarınız bir takım inançlar oluşturmanıza sebep olmuş olabilir. İnançları değiştirmenin yolu onları fark edip, dönüştürmektir. Hayatınızı zorlaştıran inançlarınızın size neler kaybettirdiğini ve böyle devam ederse gelecekte nelere mal olabileceğini düşünün. Ardından o inancın aksini kanıtlar durumlar bulun.
Şimdi bu inançları yenileriyle değiştirin ve zihinsel kodları yeniden yükleyin. (Olumlama yaparken korkmak, borç, aldatılmak, sıkıntı, hastalık gibi bilinçaltına negatif çağrışım yaptıran kelimeleri kullanmadığınıza dikkat edin.) Örneğin; ben sağlıklıyım, işlerimi kolaylıkla yapıyorum, hayat bana emeğimin karşılığını bolluk ve bereket içerisinde getirir, sevgi ve değeri hakkediyorum… gibi.) İstemediklerinizi değil, istediklerinizi olumlu ifadelerle mutlaka inanarak yazın ve okurken o hissiyatı deneyimleyin. Bilinç ve bilinçaltınızı ikna ettikten sonra yaşamınızda yeni inançlarınızı deneyimlemeye hazır olun.
Zihninize bir tohum ekiyorsunuz. Onu besleyip büyüttüğünüz ve bozacak bir şey yapmadığınız sürece filizlenip büyüyecektir. Bilinçaltınıza da bir inanç yüklediğinizde acaba olur mu diye sürekli düşünürseniz kuşkularda kalır, ilerleme kaydedemezsiniz. Toprağa bir şey ektiğinizde sürekli kazıp acaba çıkacak mı diye bakar mısınız?
İnsanların hayatlarını değiştirememesinin nedeni değiştiremeyeceğine inandığı içindir. Güven duygusundan yoksun insanlarda en etkili teknikler bile işe yaramaz. Ancak, gerçekleştirebileceğine kalpten inandığınız hedeflerinizi yapabilirsiniz.