İdeal İlişkilerin Sırrı: Eril Dişil Enerji Dengesi
Karşı cinsle yaşanılan sorunların en büyük nedeni; eril dişil enerji dengesizliklerinden kaynaklanır. Eril dişil enerjilerini dengelemeyi başaramamış insanlar ilişkilerinde sorun yaşayacaktır.
Doğadan uzak kalmak, iş dünyası, rekabet ortamı, hayat şartları, sosyo-kültürel değişim enerji dengelerini bozdu. Günümüzdeki birçok ilişkide kadınlar erkek, erkekler kadın rolünü üstlendi. Bu da kendisini yetersiz, kırgın, sinirli, mutsuz hissetmekle sonuçlanan ilişkilere sebep oldu.
Nedir bu eril dişil enerji: Dişil enerji alan ve kabul eden taraftır, eril enerji akıtan, veren taraftır. Somut şeyler, üretim, analitik düşünme, sol beyin, mücadele etme, hırs eril enerji ile bağlantılı iken; soyut konular, sağ beyin, hayal kurma, hisler, sezgi, sabır gibi konular da dişil enerji ile bağlantılıdır.
Sadece bir enerjiden beslenmek eksik kalır. Diyelim, bir ev hayal ediyorsunuz bu dişil enerjidir. Bu evi nasıl alacağınızı planlıyorsunuz bu eril enerjidir. Dişil enerji yaratıcılığı kullanırken, eril enerji harekete geçen taraftır. Bedenlerimizde kadınlarda östrojenle birlikte testosteron, erkeklerde testosteronla aynı anda östrojen hormonunun da bulunması gibi her iki cinste eril ve dişil enerji vardır.
Gün içerisinde her iki enerjiyi de olaylar ve durumlara göre farklı oranlarda harekete geçirerek kullanırız. Her iki enerjiyi de beslemek ve hayatta dengeli bir şekilde kullanmak; akışta uyumlu olmamızı sağlar.
Dişi enerji yumuşak, bilge, harekete geçmek için motivasyona ihtiyaç duyan ve sevgiden güç alan tarafımızdır. Dişil enerji uyumlu yanımızdır, su gibidir. Dişilik gücünü esneklik ve yumuşaklığından alır. Eril enerji arayan, bulan, takip eden, avlayan, tarafken; dişil enerji de bunları alan taraftır. Erkeği çeken dişil enerjidir. Kadın enerjisini erkeğe aşırı yöneltirse bu erkeğin uzaklaşmasına neden olabilir.
Erkek avcıdır. Günümüzde kadın, avcı olmaya başladığından erkek kaçmaya başlıyor. Erkeğin güdüsü kadını takip etmek üzerinedir. Kadının enerjisini sadece erkekten beklenti üzerine kurmaması, bunu dönüştürmesi için kendi hayatıyla ilgilenmesi, merkezinde olması gerekir. İlişkilerimde en fazla ilgiyi, keyif aldığım işler yaparken gördüğümü söyleyebilirim. Enerjimi, beklentiye yönelttiğimde ise kaçışları hissettim.
Kadının hayatını zenginleştirmesi, yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapması, hayatının merkezine kendini koyması ilişkideki denge için önemlidir. Erkek, kendine güvenen, enerjisini merkezinde tutan, kendi dünyası olan bir kadına çekim hisseder. Yumuşaklığını, almaya açık olmasını sever.
Kadını dişi yapan giydiği kıyafeti, dekoltesi, makyajı, topuklu ayakkabısı değil; yaydığı enerjidir. Erkeğin erkek gibi hissetmesini sağlamasıdır. Erkekten gelen iltifat, hediye, destekleri kabul etmesidir. Erkekte eril enerjinin yüksek olması maçoluk, sert davranmak değil; yöneten, koruyan, kollayan, kadına veren olmasındadır.
Kadınların “ben yaparım, gerek yok” diyerek almaya kendini kapattığı noktada erkeğin genetik kodları değişmeye başlayacaktır. Kadın, erkeğin yaptığı güce dayalı işleri kendi yapmaya başladıkça istediğim gibi bir erkek yok demeye başladı.
Kadın her işini görebildiği, kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabildiği için, sözde bu şekilde hayatından memnun olduğunu söyler, ancak içten içe kendine uygun bir erkek olmadığından eksiklik hisseder. Elbette kadın her işi yapabilir, ancak almayı da bilmesi gerekir.
“Her şeyi yapabiliyorum, kazanıyorum, güçlüyüm” diyen kadın, hayatındaki erkek gidince kendini diplerde hissedebiliyor. Güçlü olmak; her işi yapabilmek değil, değişen durumlar karşısında gücünü yeniden eline alabilmektir. İşinde başarılı, iyi kazanan birçok kadının benden danışmanlık istediği en temel konu: “Güzelim, bakımlıyım, başarılıyım, kültürlüyüm. Neden düzgün bir ilişkim olmuyor?, Hayatıma girenler niçin beni terk ediyor?”
Eşiyle birlikte iş kurmuş başarılı bir kadın: “Eşim boşanmak istiyor” diyerek geldi. Eşi boş kalan zamanlarında bilgisayar oyunları oynuyor, öyle ki bazen yemek masasına gelmediği için kadın yemeğini oyun oynarken ona götürüyordu. Her şeyi detaylı konuştuğumuzda kadının ev ve iş dahil bütün sorumluluğu kendine aldığını gördük; eşi rahat etsin, sadece bir işe kanalize olsun diye yaptıkları işin müşteri bulma, para ve üretim konusundaki işleri kadın kontrolüne almıştı. Evet, güçlü bir kadındı. Ancak adamın ayrılma gerekçesi onu sarsmıştı: “Senin bana ihtiyacın yok, her şeyi yapıyorsun zaten.” Bu sözler kadının bütün gücünü kırmaya yetti. Adam kendini güçlü hissettiği alan olarak sanal dünyanın oyunlarına yönelmişti. Bu danışanımla yaptığımız farkındalık çalışması ve biriken duyguları dönüştürmeye yönelik terapi sonucunda, değişen enerjisi ile evliliği eski mutlu haline döndü.
Erkek gücünü hissetmek, yaşamak ister. Bu kimilerinde kendini işe vererek, kimilerinde kumar, oyun, kimilerinde ona kendini iyi hissettiren onu güçlü hissettiren bir kadına giderek de yaşanır.
Dişi taraf anneden gelirken eril taraf babadan gelir. Eğer ebeveynlerinizle ilişkilerinizde bilinçaltınızda çözemediğiniz duygular varsa bu enerjinize de yansır. İlişki konusunda yapılan detaylı çalışmalar atalarınızla ilgili duyguları dönüştürmeyi de içermelidir.
İlişkisinde sorun yaşayan insanlar genellikle karşı tarafın değişmesi gerektiğini düşünür. Oysa aynı erkek bir başka kadında daha eril hissettiği için eril özelliklerini kullanır. Dişiliğini yaşamasına izin verilmemiş kadın başka bir erkekle ilişkisinde bunu ortaya çıkartabilir. Öyleyse değişim için karşı tarafı beklemek güç israfından başka bir şey değildir. Çünkü ne kadar baskı yapılırsa o kadar direnç oluşur. Birini değiştirmenin yolu kendini değiştirmekle başlar. Kendini içtenlikle değiştiren kişinin verdiği enerji de değişeceğinden ilişkileri de değişir, dönüşür.
Eşinin pasif olduğunu düşünen bir kadın içindeki eril enerjisine yoğunlaşmıştır. Eşinin kontrolcü olduğundan yakınan bir erkek içindeki dişil enerjiyi fazla kullanıyordur. Eril ve dişil dengelendiğinde ilişkide sorun çözümü sağlanacaktır.Eril enerjisi yüksek olan kadınlar dişil enerjisi yüksek olan erkekleri kendine çeker ve bu onu tatmin etmez. Sonra “sevdim sevilmedim, seveni sevemedim” durumları oluşur.
Erkek etrafında dişil enerji olunca kendini konforlu rahat hisseder. Kadının kendi ile barışık olması, huzurlu olması erkeği çeker. Dramalar erkeği uzaklaştırır. Kadının mutsuzluğu, yakınmaları erkeği suçlu hissettirir. Dişi enerjisiyle sorun yaşayanlar rahimle ilgili rahatsızlıklar yaşıyor.
Erkek, kadından güvenilmeyi bekler. Erkek kadının ihtiyaçlarını her anlamda (bedensel, zihinsel, ruhsal) karşılarsa kadın da erkeğine güvenir ve kendini ona bırakır. Erkeğinin ihtiyaç duyduğu anlarda kendi özerkliğini yaşamasına ses çıkarmaz. Çünkü bilir ki, ona daha yoğun sevgi ile dönecektir. Günümüzde erkekler, kadını güvende hissettirmeden gittikleri için her iki taraf da kaybediyor.
Dişil enerji ile ilgili sorunlar bereketi yani kişilerin para ilişkisini de etkiler. İstenmeyen, sevgi olmadan, görev haline gelmiş birliktelikler dişil enerjiyi bozar. Sürekli almak isteyen erkek, kadının dişil enerji dengesini etkilerken, kendi de sıkıntı çekmeye başlar.
Erkek güçtür. Rahmandır. Dişil enerji naiftir, hassastır, destek alır. Huzur verir. Rahimdir. Öncelikle kadın, kendi dişil enerjisini onurlandırmalıdır.
Erkek özüyle sözüyle kadınına sevdiğini gösterecek ki kadının serzenişleri dinsin. Erkek de kadın da birbirinden istediğini alabilir. Bu birbirlerini güvende hissettirmekle, duygularını, kalbini açmakla mümkün olur.
Mükemmel olan, karşıtlıklardan gelen dengedir. Yin ve Yang olmak gibi. Gece olmadan gündüz, karanlık olmadan aydınlık olmayacağı için, aynı maddenin temel yapı taşı gibi pozitif ve negatif vardır hayatta. Zıtlıklar ahengi oluşturur. Hayat akışı karşıtlıklarla sağlanır.
#goncakubat