İlişkiler Neden Bitiyor?
Her ilişkinin kendine özgü bir dinamiği ve bitiş sebebi vardır; bununla beraber, sona eren ilişkilerle ilgili genel olarak karşılaştığım konuları ana başlıklar altında özetlersem:
- Kendin olamamak: İnsan sevilmek, onaylanmak, takdir görmek için karşı tarafın beklediği, istediği yönde hareket ettikçe kendinden uzaklaşıp boşluğa düştü. “Caz seviyorum ama onu mutlu etmek için türkü dinliyoruz.” “Dışarı çıkmak iyi geliyor fakat o istemiyor diye evde takılıyorum.” “Şunu yapmaktan hiç hoşlanmıyorum ama hır çıkmasın diye yapıyorum.” Başlangıçta iyi görünmek, güzel bir ilişki yaşamak için insanlar ilişkilerinde olmadıkları gibi davranırlar.
Kişi kendine neyin iyi hissettirip, neyin görev gibi hissettirdiğini bilir ve bunu hayatında dengeli bir şekilde yaşar ve bakış açısını da iyi hissettiren yönde değiştirirse ilişki de çıkmaza girmeden karşılıklı anlayışla çözülebilir.
- Beklentiler: “Bana şunu yapsın, arasın, güzel sözler söylesin, hediye alsın, sürpriz yapsın, rapor versin…” Beklenti insanı esir eder. Her insanın bir kişilik yapısı, hayatı, alışkanlıkları vardır. Hayatınıza giren kişiden beklentilerinizi karşılamasını bekliyorsanız, yoğun hayal kırıklığı yaşamanız da olasıdır.
İlişkiden, evlilikten beklentileriniz neler, ilişkide mutluluğunuzu beklentilerinizin gerçekleşmesine mi bağlıyorsunuz? Beklentilerden özgürleşmeyi seçebilir misiniz? Beklenti gerçekleşirse güzeldir, ancak gerçekleşmese de üzülmemeli. İstek ve temenniler karşı tarafa yapıcı bir şekilde aktarılırken, yapılanlar takdir edilip, akışta olan güzelliklerden de mutlu olmayı bilmelidir.
- Malı gibi davranmak: İlişki veya evliliklerde insanlar birlikte oldukları kişilere kısıtlama getirdikçe karşı tarafta hapishanede yaşıyor hissi oluşuyor zamanla. “Onunla görüşme, şunu yapma, bana şöyle davran, bunu yapmak zorundasın…” Ayrılma kararı alan birçok kişide “Bana malı gibi davranıyordu, kendimi ifade edemiyordum” gibi içe atılan duygular ilişkide uzaklaşma isteğinin sebebi oluyor.
İlişkilerde anlaşmalar en başta yapılır. Sizin başta hoşunuza gitmese de sesinizi çıkartmadığınız her konu kabul edilmiş bir anlaşmadır. “Bana arkadaşlarımla iletişimi kesmemi söyledi, şimdi çok yalnız hissediyorum”, diyorsanız başta anlaşmayı kabul ettiğiniz için bu durumda sizin de payınız vardır. Hayatınızı bir kişi üzerine kurarsanız, en ufak bir sallantıda mutsuz olursunuz.
Her iki taraf da ilişki dışında kendi hayatına devam edebileceği amaç ve hedefler bulmalıdır. Bu iş olur, sosyal çevre, keyif alınan uğraşlar, hayat amacı olur. İlişki hayat içinde dengede olunca keyiflidir, zorunluluk halini alınca değil.
- Olumsuz düşünceler: İnsanlar kendi gerçekliğini çoğu zaman kendi düşünceleriyle oluşturuyor. “Eşim beni aldatıyor mu?”, “Ya beni bırakırsa?”, “Yalnız kalmak istemiyorum”, “Beni gerçekten sevmiyor mu?” “Çevremdekiler de ayrılıyor, bizim de sonumuz ayrılık mı?” Çalıştığımız vakaların çoğunda danışanlarım bir zamanlar düşündüklerinin gerçekliğine yansımış olduğunu fark etti.
Olasılıkları olunca düşünün, olmadan düşünerek hayatı zehir etmeyin, onları da kendinize çekmeyin. Aklınıza olumsuz düşünceler gelirse, olmasını istediğiniz düşüncelere odaklanarak onların etkisinden çıkın.
- Kişilerin/Frekansların değişimi: İlişkiler başlangıçta uyumlu bir şekilde başlasa da zamanla bir taraf kendini geliştirirken, diğer tarafın aynı kalması ya da enerjisini düşürmesi ilişkideki dengeyi değiştirir.
Kendinizi geliştirirken hayat arkadaşınızı da davet etmeyi unutmayın. Gelmiyorsa da ona saygı duyun, yolların kesişmesi gibi ayrılması da frekanslarla ilgilidir.
- Sevgi tanımını bilmemek: Herkesin sevgi tanımı birbiriyle aynı olmayabiliyor. Birine güzel, onaylayıcı sözler duymak sevgiyi hissettirirken, bir diğeri birlikte plan yapmaktan hoşlanabilir. Birisi sarılmak isterken, biri ev işlerinde destek bekleyebilir.
Biten birçok ilişkinin sebebi sevgiyi hissedememekten kaynaklanmaktadır. Kendinizin ve karşı tarafın sevgi tanımını bilmeniz ve bunu açık yüreklilikle ifade etmeniz ilişkinize can katar.
- Geçmişin Etkisi: Geçmişte yaşanılan ilişkilerle ilgili negatif duygu ve kişilerin etkisinden çıkmadıkça onlar geleceği de etkiler. “Hep aynı tarz kişileri hayatıma çekiyorum”, “Terk ediliyorum”, “Annemin/babamın hissettirdiklerini yaşatan kişiler geliyor”, “Değersiz, yetersiz hissettiriliyorum”. İnsan yaşadığı yoğun duyguları taşımaya devam ettikçe onları titreştirecek kişi ve olayları hayatına çeker.
Geçmişin duygularını topraklamak, o kişilerle negatif bağları kesmek ve onları kendi yollarında serbest bırakmak enerjinizi yeniler.
- Sadakatsizlik: Teknoloji geliştikçe insanların birbirine ulaşılabilirliği kolaylaştı. İnsanoğlu kolay ulaştığı şeyin değerini bilemedi çoğu zaman. “Zaten bir anda olmuştu, bir anda da bitebilir”, “Onu bulduysam başkasını da bulabilirim”, “Ondan sıkıldım”…
Erkekler/Kadınlar çoğu zaman aldatıyor düşüncesi yoğun olarak geliyorsa kişi önce kendini çözmeli. Çünkü başkasına atfettiğimiz her düşüncede bizden bir parça vardır. İnsan içindeki o korkuyu, yansımayı, parçayı çözmedikçe sadakatsizlik deneyimleri, benzer senaryolar yaşanmaya devam edecektir.
- Kendi kalıplarına sokma çalışması: Çoğu kişinin kafasında ideal eşle ilgili bir prototip vardır. “Kadın dediğin şunu yapar”, “Erkek dediğin böyle davranır.”… Karşısındakini istediği şekilde olması için baskı oluşturmak iki tarafı da yıpratır.
Hayatındaki kişiyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmek anlayış gerektirir. Karşılıklı saygı ve anlayışla değişim de mümkündür.
- Paylaşımcı olmamak: İnsan duygularını kapattıkça yaşamdan, ilişkilerden tat almaz oldu. “İlişkilerim başlıyor ve hemen bitiyor” deniliyorsa, başlanılanın devamı gelmiyorsa gereken emek verilmiyordur.
İlişkide esas olan duygusal paylaşımdır. Kalpler kapatılır, her an savunmada yaşanılırsa ilişki kopmaya başlar.
- Kısa vadeli acıdan kaçmak: İlişkide gerektiği yerde hayır demeyi bilmediği için üzülenlerin sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğunu gördüm. “O üzülmesin, ben üzülmeyeyim, canlar sıkılmasın, tadımız kaçmasın” diyerek kendini ve duygularını ifade edememek uzun vadede daha derin bir acıyı biriktirir.
Gereken yerde rahatsız olunan konu içtenlikle ifade edilirse, kısa vadede biraz acı gelse de uzun vadeli acının oluşmasının önüne geçilmiş olur.
- Kendini tanıyamamak: İnsan kendini, yeteneklerini, zevklerini, sevgi dilini, duygularını bilmiyorsa ne istediğini de bilemez. Çevresi ya da karşı cins onunla olmak istiyor diye bir ilişkiye başlamak kendini yok saymaktır. “Elimde fazla seçenek yoktu.” “Tüm arkadaşlarım evlenmişti, yaşım geçiyordu.” “Ailem istedi.”
Kendini tanıyan insan; ne yapmak istediğinin farkındadır. İlişki istiyorsa da kendine uygun kişiyi bilir. İlişkileri yürüten insanın kendine ve karşısındakine verdiği değer ve saygıdır.
İlişkilerin yukarıda açıkladıklarımdan başka daha birçok bitme sebepleri olabiliyor: fiziksel/sözsel şiddet, kıyaslama yapmak, çevresel etkiler, cinsel uyumsuzluk, kıskançlık, borçlar, saygısızlık… ve daha dünyadaki çift sayısı kadar sebep bulunabilir. Sayfalarca yazı konusu. Sonuçta, iki tarafta sevgi ve anlayış varsa, her sorunun üstesinden gelinebilir.
İlişkide etkili olan; kişilerin birbirine nasıl davrandığından da öte, karşıdakine nasıl hissettirildiğidir.
*Gonca Kubat
İlişkindeki sorunları çözmek, geçmişin etkisinden özgürleşmek, kendini ve hayatını daha iyi yönde dönüştürmek için başvuru formunu doldur.