İlişkilerde Kıskançlık Duygusu ve Kökeni
Sevildiğini hissetmenin göstergesi kıskanılmak, sevdiğini anlatmanın yolu kıskanmak değildir. İlişkinin başlarında kıskançlık her iki taraf için de hoş karşılansa da bu durum arttıkça, kıskanılan kişi kendini kafese konulmuş gibi hissedebilir.
Kıskanan kişi, partnerinin her hareketini takip ederek, onlardan anlam çıkarıp, sorguladıkça karşı tarafa da baskı hissettirir. Öfke ve suçlamalar ilişkilerde yıkıcı enerji oluşturur. Kıskanılan kişi, ilişkiden bunalmaya ve kendine nefes alacak ortamlar aramaya başlar. İlişkiden uzaklaşır, kıskanan kişinin düşüncelerini doğrulayacak olaylara doğru çekim hisseder. Mert Bey, kız arkadaşının kıskançlıklarından hissettiği baskıyı anlatırken “O beni kontrol etmeye, Whatsapp’dan, Facebook’dan online olduğum zamanlara baktıkça, ben de farklı bir dürtü oluşuyordu: başka yollarla karşı cinsle yazışmaya başladım.” Birini ya da bir şeyi ne kadar kontrol etmeye çalışırsanız, o da o kadar kontrolden çıkmaya çalışacaktır.
Kıskançlık; sevgi göstergesi değil, güvensizliktir. Kişi ya kendisine ya da eşine güvenmiyordur. Bir diğer ihtimal de hayatın akışından endişe duyuyordur.
Kıskançlığa sebep olan duygu uzantıları vardır. Yalnız kalma, kaybetme, aldatılma korkuları, değersizlik, istenmeme, yetersizlik duyguları, geçmişte ve eski ilişkilerde yaşanılan travmalar kıskançlığı tetikleyen duygular olabilir. Şeyda Hanım, ilişkide erkek arkadaşı onu aldattığı için mutsuz ve bunun tekrarlanacağı korkusuyla tedirgindi. Partnerinin bir daha olmayacak sözüyle ilişkiye devam etmeye de karar vermişti. Ancak ilişki onun için acı veriyordu: “acaba onunla neler yaşadı, beni de o kadın gibi terk eder mi?” Erkek arkadaşı da Şeyda’nın mutsuzluğundan mutsuzdu. Aldatma, kul hakkına girmektir, iki tarafı da mutsuz eder. Eğer bundan sonra da ilişkiye devam edilecekse aldatan kişi güven sağlamayı bilmeli, aldatılan kişi de geçmişin travmasından özgürleşip, enerjisini yükseltmeyi öğrenmelidir. Şeyda Hanım’la çalışmamızda partnerine ve o kadına karşı duygu boşaltmasının yanı sıra kendine karşı da duyduğu değersizlik duygusunu dönüştürerek özgüvenini arttırdık. Geçmişte de Şeyda Hanım, çocukken kız kardeşi ondan daha başarılı olduğu için kendisinin yetersiz olduğunu ve onun daha çok sevildiğini düşünürmüş. Geçmişte içinde taşıdığı duyguların ilişkisindeki etkisini anladı ve kendini dönüştürdü. İçindeki o küçük çocuğu da sarıp sarmaladı ve değerlilik, yeterlilik duygularını yükseltti.
Geçmişte yaşanmış bir ilişkiden kalan kıskançlık duygularından özgürleşmek için de, içeride tutulan negatif duygular boşaltılmalı, geçmiş kişi ve olaylarla duygusal bağlar kesilmelidir.
İnsanlar anne-babasının ilişkisinde gördüklerini de kendisine rol-model alabilir. Emre Bey, eşini çok fazla kıskanıyor, öfke patlamalarıyla da ilişkiyi çıkmaza sürüklüyordu. Eşinin ayrılma kararı üzerine seanslara başladı. Kıskançlık duygusunun kaynağına gittiğimizde; küçükken annesinin bir adamla telefon konuşmasını işittiği anlara gitti. Babasını başka bir adam için bıraktığını düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Ona göre, yeteri kadar önlem alırsa aldatılmanın önüne geçilebilirdi. Seanslarda küçük çocuğun duygularını boşaltınca yaptığı baskıların gereksiz olduğunu anlayarak, eşine güvenmeyi öğrendi.
Kıskançlık, sanki bir önlem gibi düşünülse de iki tarafa da akan bir zehire benzer. Birini kıskanıp kısıtlanmanız, hem kendi enerjinizi hem de onun enerjisini düşürür. Hedefin rakip ya da kıskanılan kişi olmadığını fark edilmeli. Geçmişte bir yerlerde sevdiklerine karşı zedelenen bir güven, yaşanılan bir hayal kırıklığı olduğu akla gelmeyebilir.
Kıskançlığın çözümü için herkese uyan genel reçete yoktur. Herkesin kendince farklı sebebi ve her ilişkiye göre özel çözümü vardır.
Kıskançlık Konusunda Notlar:
*Bir başkasını kontrol edemeyeceğinizi kabul edin. Tam tersi kontrol etmeye çalıştıkça karşı tarafta yapma dürtüsü oluşur. “Biriyle mi yazıştın, başkasına niye öyle baktın? O kişiyle aranda bir şey mi var?” gibi sorgular da kıskanılan kişinin bilinçaltına “yap” kaydı oluşturur. O an yapmıyor olsa da gelecekte yapma olasılığını arttırırsınız.
*Kıskanmak, kendini bir başkasıyla kıyaslamaktır. Kıyasladığınız kişinin sizden üstün olduğunu düşünür, yetersiz hissedersiniz. Eşsiz olduğunun farkında ol.
* Kendine değer verirsen, hayatına çekeceğin insan da sana değer ve saygı gösterecektir.
*Hayatınızı, planlarınızı bir kimsenin üzerine kurmayın. Bağımlılığa dönüşmesin. Hayatınızın tek bir odak noktası olmasın. Kendinizi iyi hissettiren eylemler bulun. Tek başınayken de mutlu ve tam olmasını bilin.
*İlişkide kendini yeterli hissetmiyorsan, geçmişte yaşadığın çaresiz, küçük düşmüş hissettiğin anların duygularını bul ve değersizlik, yetersizlik duygularını dönüştür, kendini geliştir. Şu an verdiğin tepkilerin geçmişin gecikmiş tepkileri olduğunu fark et.
* Aydınlanman için karanlık yanlarınla yüzleş. Eğer giderse ne olur, yalnız kalırsam ne yaparım, gibi korkularının üzerine git.
* Kendine ve karşındakine güvenmek durumundasın. Eğer güvenmiyorsan ikiniz de mutsuz olursunuz. Zaten birbirinizi sevmiyor olsaydınız şu an birlikte olmazdınız. An’ın tadını çıkartın. Geçmiş ya da gelecek endişeleriyle ilişkiyi kabusa çevirmeyin.
*Her insanın özel alana ihtiyacı vardır. Karşınızdakinin kendine özel alan tanımasına izin verin.
* Hayatta hiçbir şeyin sonsuza dek sizinle olamayacağını bilin. Kamil insan hayatta hiçbir şeyin sahibi olmadığının bilincindedir.
#goncakubat @hayalada
Daha iyi ilişki yaşamanızın önündeki duyguların farkında olarak, geçmişten ve aşağı çeken duygulardan özgürleşmek, sağlıklı ilişkiler yaşamak için başvuru formunu doldurabilirsiniz.