Kendimizle ve hayatımıza girenlerle ilişkimizi neler etkiliyor?
* Başkalarının ihtiyaçlarını kendininkilerden önde tutuyor, değer görmediğini mi düşünüyorsun?
* Birçok şeyin suçlusu senmiş gibi hissediyor, pişmanlıklar mı yaşıyorsun?
* Kendini yeterince ifade edemediğinden, hayatına giren kişilerin seni anlamadığından rahatsız mısın?
* Onaylanmak ve sevilmek için hayır demekte zorlanıyor, sonra da kendini kötü hissediyor musun?
Tüm bu kalıpların altında şemalarımız vardır. Çocukluktan başlayarak ilişkilerde gördüğümüz, edindiğimiz deneyimler ve tekrar eden kalıplar şemalarımızı oluşturur. Erken yaşlarda terk edilmiş, istismara uğramış, ağır cezalara maruz kalmış, yok sayılmış, eleştirilmiş, kıyaslanmış, bazı ihtiyaçlardan yoksun bırakılmış ya da aşırı korumacı büyütülmüş olabiliriz. Çocuk zihniyle anlamlandırmakta zorlandığımız deneyimler, farkında olmadıkça ilişkilerimizdeki karar ve davranışlarımızı etkiler.
Bilişsel Terapi Merkezlerinin kurucusu Jeffrey Young, 11 şemayı tanımlamış ve 6 kategoriye ayırmıştır:
- Temel Güvenlik
- Terk edilme– Sevdiğiniz insanlar tarafından terk edileceğiniz duygusuyla çok fazla bağımlılık geliştirmiş, kaybetmekten korktuğunuz için kendiniz olamıyor, hayır diyemiyorsanız terk edilme şemanız olabilir. Terk edilme şeması iki türde olabiliyor. İlki aşırı korumacı ve çok fazla güvenli bir çevrede terk edilme ve bağımlılık şemaları birleşimi şeklindedir. İkinci türde; kimse istikrarlı bir şekilde çocuğun yanında olmadığından duygusal olarak tutarsız bir çevre yüzündendir.
- Kuşkuculuk ve kötüye kullanma– İnsanlar tarafından zarar göreceğiniz, incineceğiniz düşünceleriyle ilişki kurmaktan kaçınan ya da yüzeysel ilişkiler kurmayı seçen biriyseniz taciz, sınır ihlali yaşadığınız durum olabilir mi düşünebilirsiniz.
2. Başkaları ile bağlılık
- Duygusal yoksunluk– Sevilme ihtiyacınız yeteri kadar karşılanmadığı için yalnızlık duygusunu yoğun hissediyor olabilirsiniz. Sıklıkla anlaşılmadığınızı düşündüğünüz için öfkeli davranışlar sergileyebilir ya da incindiğiniz için kabuğunuza çekilebilirsiniz.
- Sosyal izolasyon– Erken yaşlarda yaşanılan reddedilme; yetişkin olduğunda çevresinde aşağılık duyguları yaşama, sosyal ortamlarda huzursuz ve bir yere ait hissedememe gibi duygular sosyal izolasyon şemasıyla bağlantılıdır. Çocukken akranları tarafından dışlanmışlık yaşanması sebebiyle büyüyünce de istenilmediğini düşünme, kendini çirkin, beceriksiz, sıkıcı hissetme gibi duygusal etkiler görülebilir.
3. Özerklik
- Bağımlılık– Çocukken fazlaca bağımlı olarak yetiştirilmiş, tek başına bir şeyler başarmasına izin verilmemiş, yetersiz hissettirilmiş bireyler, yetişkin olduklarında birileri tarafından kontrol ediliyor olmayı tercih eder. Arkasına yaslanabileceği kişilere çekim hisseder.
- Dayanıksızlık– Buna göre; dünya tehlikeli ve güvensiz bir yerdir. Her an bir şey olabilir: kaza, hastalık, doğal afet, çeşitli tehlikelerden tetikte olmak gerekir. Fazla korumacı davranışa sahip ebeveynlerle büyüyen bu kişiler çeşitli korkularla yaşarlar. Yükseklik, uçak, parasız kalmak, hastalık kapmak… Panik atak geçirme eğilimleri yüksektir.
4. Özgüven
- Kusurluluk– Çocukken kusurlu bulunmuş, fazlaca eleştirildiyseniz yetişkin olduğunuzda da başkalarının verdiği değere inanmakta güçlük çekiyorsanız kusurluluk şemanızı gözden geçirebilirsiniz.
- Başarısızlık– Ailede, okulda başkaları hep sizden iyi olmuş, kendinizi yetersiz, işe yaramaz, yeteneksiz hissetmişseniz; yapamadıklarınıza odaklanıp, başarısız biri olduğunuzu düşünüyorsanız başarısızlık şemanız oluşmuş olabilir.
5. Kendini ifade etme
- Boyun eğicilik-Başkalarının sizden beklentilerini fazlasıyla önemsiyor, onların kontrolcü davranışlarına izin veriyorsanız hatta bir şekilde cezalandırılacağınız kaygısıyla canınızı acıtsa da istenileni yapıyorsanız bu şemanızı dış gözlemci olarak izleyin.Baskın karakterli, fazla kontrolcü bir ebeveyn tarafından yetiştirilmiş olabilirsiniz.
- Yüksek standartlar – Kendinizle ilgili aşırı yüksek hedefler belirliyor ve bunlar için acımasızca çabalıyor, bir şeyleri başarmaya haddinden fazla önem veriyor ve muhtemelen karşıdan da bunları bekliyor ve yargılayıcı davranıyorsanız; çocukken en iyisini yapmanız beklenmiş ve yaptıklarınızın yeterli görülmediğini düşünmüş olabilirsiniz.
6. Gerçekçi limitler
- Haklılık – Kendini ayrıcalıklı hissetme; istediğini yapmaya, söylemeye hakkı olduğunu düşünme ile ilgilidir. Çocukken fazla şımartılmış, her dediği yapılmış, özdisiplin ve sorumluluk verilmemiş bir çocuksanız; büyüdüğünüzde bu rahatlığa alışmış ve aynı şekilde hakları görmeyince sinirlenebilirsiniz.
Çocukken büyüdüğümüz koşulları arar ve bunları yaşatacak kişilere çekim hissederiz, her ne kadar bilinçli zihnimizle değiştirmek istediğimizi söylesek de duyguların yönetiminde gideriz.
Şemalar nasıl değiştirilir?
- Öncelikle şemanın ne olduğunu fark etmek ne üzerinde çalışılacağı konusunda netlik kazandırır.
- Şemanın çocukluktaki kökenini anlamak ve içerideki yaralı çocuğu görmek, duymak gerekiyor. Bazen bu acı bastırılır, engellenir. Duygularla temasa geçmek, acıyı hissetmek, gözleri kapatarak imgelerin gelmesine izin vermek yolu açar. Sonrasında kendi çocukluğunuzla bağlantıya geçmek, ondan kendi ifade etmesini istemek, bugünkü yetişkin halinle o çocuğa destek olmak büyük yarar sağlıyor.
- Şemayı oluşturan kişilere karşı, çocuğun, öfke, üzüntü, acısını açığa çıkartıp, donmuş duyguları akıtması rahatlatıcı olur. Şemayı oluşturan kişileri anlamak, ağırlık eden nefret, kin, öfke gibi duygulardan da özgürleştirici olacaktır.
- Şemanın artık geçerli olmadığına içinizdeki çocuğu ikna etmek önemli. Mesela sevilmeye değer biri olduğu, herkesin onu terk etmeyeceği, başarabileceği gibi.
Terk edilme şeması olan bir beyefendiyle çalıştığımızda ilişkilerinde bazen kaygılı bazen de kaçıngan bağlanma davranışları gösterdiğini fark etti. Bu şemanın kaynağı çok küçükken bir gün annesinin evi terk edip gitmesiyle bağlantılıydı. O an kendini yalnız, çaresiz ve terk edilmiş hissetmişti. Bu travma o kadar yoğundu ki; yaşadığındaki etkiler bedenine kaydolarak, sonra benzer duygularda tetikleniyordu. İlişkilerinde kaybedeceğini hissettiği zamanlarda kalbi çarpıyor, göğüs yanması yaşıyor, iştahtan kesiliyor, karnında ağrı oluyordu.
Farkında olarak ya da olmayarak bize yoğun duygu yaşatan ebeveynlerimize benzerlikler gösteririz. Danışanım, kız arkadaşına ders vermek, yokluğuyla imtihan etmek için bıraktığını söylüyor ancak sonra bundan pişmanlık duyuyordu. “Tıpkı annemin, babamla bize yaptığı gibi. Beni kaybet de gör der gibi.”
Annesi ve kız arkadaşı benzer duyguları hissettiriyordu: “İkisinden de nefret ediyorum. Anlayışsızlığınızdan dolayı, duygusal yoksunluğunuzdan nefret ediyorum. Duygularıma gösterdiğin tepkisizlikten. İhtiyaçlarımı beklentilerimi hiçe saymanızdan.” Ancak bu nefret; içinde incinmiş çocuğun sert kabuğu gibiydi.
Duyguları boşalttığımızda hem kendine hem de bu duyguları hissettiği kişilere karşı şefkat hissedebildi.
Değişim ve dönüşüm sıkıntıları fark edip, kabul etmekle başlar. Birçoğumuz çocukken kendimizi, isteklerimizi göz ardı edip, bizden beklenileni yaparak büyüdük. Kendini tanımak, diğer insanlarla sağlıklı bağ kurmayı keşfetmek ve hayatta nelerin kendine iyi geldiğini anlamak bir süreçtir. Kendini, güçlü ve zayıf yönlerini (ben gelişmeye açık yönler diyorum) bilen biri oldukça hayatla daha uyum içinde yaşarken, olumsuz deneyimleri daha kolay aşmanın da yollarını buluruz. Olmak istediğimiz kişi olmak için, çocukken olduğunu sandığımız kişinin örüntülerinden sıyrılmamız gerekiyor.
Referans kitap: “Hayatı Yeniden Keşfedin”, Jeffrey Young (Ph.D), Janet S.Klosko (Ph.D), Psikonet Yayınları
İçsel Dönüşüm Sistemi hayatını daha iyi bir şekilde yaşamanı engelleyen tüm düşünce kalıpları ve şemalarından özgürleşerek kendini yeniden yapılandırma imkanı sunmaktadır. İstersen hemen şimdi aşağıdaki formu doldurarak randevu alabilir ya da yıllarca süren terapiler yerine özünle bağlantıya geçen içsel dönüşüm sistemi hakkında daha fazla bilgi için https://goncakubat.com sayfasından çalışmalarla ilgili detaylara ulaşabilirsin.
Beliz Gonca Kubat – İçsel Dönüşüm Uzmanı