Mutlu İlişkilerin Sırrı

Mutlu bir ilişkinin ilk sırrı insanın kendisini sevmesidir. Sevgi titreşimini önce kendinde hissetmesidir. Kendisini yeteri kadar sevmeyen biri sevgi ihtiyacını partnerinden beklediğinden karşısında göremediği en ufak bir şeyde acı hissetmeye başlar. Sevgi beklentisi ve sevmek ayrı şeylerdir. Sevgide beklenti yoktur.

Hakikatte kendisini sevmeyen başkasını da karşılıksız sevmiyordur. Kendini seven insan içindeki taşan sevgiyi paylaşmak ister. Onun için de ne alacağının derdinde olmaz.

İlişki konusunda insanların düştüğü en büyük yanılgı karşı taraf üzerinde çalışmaktır. Oysa insanın değiştirebileceği en geçer şey kendisidir. Kendini gerçekten sevdiğinde suçlamalardan, kırgınlık ve kızgınlıklardan özgürleşirsin. Kendini her şeyiyle seven insanın yaydığı enerji değişir ve karşısına çıkan insanlar da ona uygun frekansta olur.

2. Sır insanın kendisiyle mutlu olmasıdır. Kendisiyle barışık olmayan bir kişi dünya ile de kavga halindedir. Etrafında gördüğü şeyler olumsuz şeyler olur. Geçmişte mutsuzluklar yaşanmış olsa da mutlu olmak öğrenilebilecek bir duygudur.Tek başınayken de onunlayken de mutlu olmasını bilin. O varken mutluyum yokken mutsuzum diyorsanız, kendinize bakın. Niçin mutluluğu birtakım nedenlere bağlıyorsunuz? İçinizdeki eksikliği özünüzle temas kurmadıkça dışarıdan bir şeylerle dolduramazsınız. Size kendinizden başka hiç kimse huzur getiremez. Kendi başına mutlu olamayan insan karşısındakini de mutlu edemez, ettiğini zanneder. Siz mutlu olursanız paylaşabilirsiniz, sizde olmayan bir şeyi nasıl paylaşabilirsiniz?

3. Ego yarışından vazgeçin. İlişkiyi bir futbol maçı gibi düşünmeyin. Üniversite yıllarında ilişkilerde o 1-0 öndegibi deyişler geçerdi. Üstün olmaya harcayacağınız enerjiyi denge sağlamaya harcarsanız her iki tarafın da tatmin olduğu ilişkiler yaşarsınız. Sağlıklı birlikteliklerde kişiler birbirini ezmeye çalışmaz. Aşkta ego olmaz.

4. Yargılamayın, eleştirmeyin. Karşınızdakinin değişmesini istiyorsanız zaten birbirinizin frekansına uygun değilsiniz. Çok da içinize sinmeyen biriyle uğraşmak yerine kendiniz üzerinde çalışarak frekansınızı istediğiniz ilişkiye uygun hale getirin.

Bir davranıştan rahatsız oluyorsunuz, onu suçlamaksızın size verdiği rahatsızlığı anlatın. “Ne kadar düşüncesizsin, şöylesin, böylesin” gibi tabirler kullanmak zaman içerisinde onun savunma mekanizmasını güçlendirecektir. “Evet ben böyleyim” diyerek tam da değiştirmek istediğiniz özelliği değişmez olmaya götürecektir. Onun yerine “bu şekilde davranman beni üzdü, aslında biliyorum ki, sende böyle bir potansiyel (olabilesi istediğiniz neyse) var, bu şekilde davranabilirsin?” tarzında yıkıcı değil yapıcı yaklaşımlarda bulunun. Her söylediğinizle karşınızdakinin zihnine bir tohum ekiyorsunuz. Siz ne tohumu ekmek istiyorsunuz?

5. İhtiyaç duyduğunuz için bir ilişkiye başlamayın. Çoğu insan yalnızlıktan sıkıldığı için ilişki arayışında yada içinde olur. Ne yapayım elimde bu var diyerek mutlu olmadığı halde bir ilişkiyi sürdürenlerin sayısı hiç de azımsanacak kadar değildir.

Bir başkasına ihtiyaç duyduğunda yokluk enerjisi yayarsın. Para gibi yokluğa odaklandıkça yokluk enerjisi büyür. Sen  kendini tam hissettiğinde, doyumlu hissedeceğin ilişkiler seni bulur.

6. Değerinizin farkında olun. Değerlilik duygusu dışarıdan edinilemez. Çalıştığımız kişilerde ilişkide çıkan en çok sorun kişilerdeki değersizlik duygusu oldu. Bu, üzerinde dikkatle çalışılması gereken bir konudur. Siz kendinizi değerli hissetmiyorsanız bunu karşı taraftan beklersiniz. Fedakarlık yaparak mutlu ettiğini sanmak bir yanılgıdır. Tek taraflı yapılan yapılan fedakarlıklar bir süre sonra ilişkide dengeyi bozar. Hayatta her şeyde olduğu gibi ilişkilerde de alma-verme dengesi vardır. Bir taraf sürekli verici, diğer taraf sadece alıcı olduğunda terazideki denge gibi ilişkinin de dengesi bozulur.

Karşınızdaki için bir şey yapıyorsanız size de zevk verdiği için yapın, karşılığını beklemek için değil. Kendisini değerli hisseden biri dışarıdan beklenti içinde olmaz. Her ne olursa olsun bir başkasının onun değerini eksiltmeyeceğini bilir.

7. Korkularınızdan özgürleşin. Geçmişte aldatılmış, terk edilmiş, incitilmiş, güven kaybına uğramış olabilirsiniz. Korkularla yaşarsanız ya korkularınızı doğrulayacak insanları hayatınıza çekersiniz, ya da hayatınızdaki kişi sizin enerjinizden etkilenip korkularınızı yaşatır. Bu nedenle önce kendi üzerinizde çalışıp, bu korkularınızı temizleyin, yapamıyorsanız destek alın.

8. Tek eşli olmak. Günümüzde yedekte tutma denilen bir durum var. Ancak hayatınızda birden fazla kişi olması enerjinizi de karıştırdığından esasında birlikte olmayı istediği kişiye olumsuz frekans göndermenize neden olur. Zaten hayatında başka biri olan kişi ilişkisine güvenmiyordur. Güven olmadan mutlu ilişki olmaz.

9. Dünü dünde bırakın. Sorunlarınızı tazeyken çözün. Daha önce yapmış olduğunuz anlaşmazlıkları kapattıktan sonra yeniden gündeme getirmeyin.

Geçmiş ilişkilerinizde yaşadığınız problemleri yeni ilişkinize taşımayın. Eğer aynı zihin yapısında kalıyorsanız benzer sorunları yaşarsınız. Bu nedenle önce kendinize sorun. “Ben daha önce daha neden bunları yaşadım. Hayatıma giren kişiler hangi yönümü geliştirmem için bana aynalık yaptı?” Bu durumları çözünce yeni ilişkiniz daha farklı bir deneyim olacaktır.

10. Olanı olduğu gibi kabul etmesini bilin. Bazen çok istediğiniz biriyle uyumlu olmadığınızı fark edebilirsiniz. Bunun nedeni frekanslardır. Her şeyde bir hayır vardır. Bunun için hocaydı, büyüydü takılmayın, sadece süreci uzatırsınız. Evrene karşı durmayın. Er yada geç sonunda her şey olması gerektiği gibi olur. Belki birbirinizle değil ama başka kalplerle mutluluğu yaşayacaksınız.

Dışarıdan gördüğünüz bir özellik size çekici gelebilir. Oysa ilişkiyi uzun ömürlü tutan kalplerin bir olmasıdır.

Rahat olun, huzurda kalın, özünüzle bir olun. İstediğiniz size gelecek. Siz bir şey arıyorsanız var olduğu için arıyorsanız. Sadece frekansınızı aradığınıza uyumlayın…

 

Devam edecek…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir