fbpx

Sevilmeye Giden Yol Kendini Sevmekle Başlar

“Mutlu İlişkilerin Sırrı” konulu yazımda ilk sır kendini sevmek diye yaptığım paylaşımdan sonra “Kendimi sevmiyorum, kendimi nasıl sevebilirim?” gibi sorular aldım. Bu nedenle kendimizi sevmek üzerine yazmaya karar verdim.

Öncelikle kendimizi neden sevemiyoruz, buna bakalım. Kendimizi sevmeme nedenlerine bakmak için taaa anne rahmine düştüğümüz an’a kadar gitmek gerekiyor.

  • İstenerek mi dünyaya getirildik? İstenmeden dünyaya gelen çocukların büyüdüklerinde intihara daha meyilli oldukları görülüyor. Anne zor bir hamilelik geçirdiyse çocuk bunu rahimdeyken hissedip, kendini bu zorluklardan sorumlu tutabiliyor. Annenin hamileliği boyunca hissettiği duygulara bağlı olarak salgıladığı hormonlar bebeğe de sirayet eder. Ailedeki korkular, kaygılar, öfke DNA yoluyla çocuğa geçmektedir. Ebeveynler çocuğuna yeteri kadar sevgi hissettirmemişse çocuk sevgi açlığı çektiğinden içine kapanık ya da saldırgan davranışlar sergileyebiliyor.
  • Cinsiyetimizle kabul edildik mi? Erkek olması istenirken kız olan çocuklar hayatı boyunca bu etkileri yaşayabiliyor. Ya kadınlığıyla barışık olmuyor, ya da farklı ilişkilerle kendini tatmin etme yoluna gidebiliyor. Tabi tam tersi de mümkün.
  • Her aile çocuğunu sevdiğini söyler, peki çocuk olarak bunu biz ne kadar hissedebildik? Sürekli eleştirilerek, başkalarıyla kıyaslanan çocukluk geçirdiğini söyleyenlerin sayısı hiç de azımsanamayacak kadar fazla. Kıyaslamalar, yoğun eleştiriler kişiye yeterince iyi olmadığını düşündürür. Biz ilk sevgiyi ebeveynlerimizden görürüz. En yakınlarımız bizi nasıl severse o şekilde sevilmeye layık olacağımızı zannederiz. Aileler farkında olmadan mükemmel çocuklar yetiştirmek adına koşullu sevgi algısı oluşturabilmekte. Eğer başarılı olursan, şunları yaparsan seni daha çok severiz düşüncesiyle yetişen çocuklar büyüdüklerinde sevgi almak için birtakım şeyler yapmaları gerektiğini düşünürler.
  • Sadece aileler değil içinde bulunulan çevre, okulda öğretmenimizin davranışları, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimiz de bilinçaltında kendimizle ilgili duygularımızı etkiler.

 Uğranılan duygusal ve cinsel tacizler, suçluluk, utanç duyguları, korkular, eleştiri ve kıyaslamalar başkalarını memnun ederek sevileceği inancı kendini sevme yolunda handikaplardır.

Çevremiz bilerek yada bilmeyerek bize sevgiyi hissettirmemişse çaresi ne peki?

Bunun için önce geçmişimizle barışmamız gerekiyor. Tabi ki, bu bir anda olamayabiliyor. Çocukluğunda çok itilip, kakılmış, kalabalık ailelerde, yokluk içinde yetişmiş birinin kendini sevmesi bazıları için kolay olurken bazıları bu travmaların üstesinden tek başına gelemeyebiliyor. En ağır iz bırakan travmaların şiddet olduğunu görüyorum. Küçük yaşlarda aile içinde yada direk çocuğa uygulanan şiddet derin izler bırakmakta.Kendini sevmeye ilk adım yaraları iyileştirmekle başlıyor. Çünkü o yaralar kapanmadıkça, en ufak bir çarpmada yeniden kanıyor. Ailesinden yeteri kadar sevgi alamamış olan çocuklar büyüdüklerinde ihtiyaç duydukları sevgiyi karşı cinste aramaya başlıyor. Ve eğer orada da bulamadıysa içindeki yara çok derinlerden kanamaya devam ediyor.

O nedenle biz dışarıdan yaramızı saracak birini aramadan önce kendimiz içten iyileştirmeye başlayalım ki daha fazla acı çekmeyelim.

Kendini sevmek için;

  1. Önce kendini olduğun gibi kabul et. Geçmişte hatalar yapmış, pişmanlıklar duymuş olabilirsin. Hatalar öğrenip, ders alınması içindir, şimdiyi ve geleceği zehir etmek için değil. Bunun için önce kendini affederek içindeki çocukla barışman önemli.
  2. Başkalarının yaptığı onların sorunudur, ne hissettiğin ise senin sorumluluğundadır. Öfke ve kızgınlık duygularının en büyük kendi zararının kendinize olduğunun farkında olun. Kendini seven insan kendine zarar vermez.
  3. Başkalarını mutlu edeyim derken kendinizi mutsuz etmeyin. İstemediğiniz bir şey istendiğinde hayır diyemeyenlerden misiniz? Başkaları için o kadar fedakarlık yaptım, üzülen ben oldum demek istemiyorsanız, sınırlarınızın farkında olun.
  4. Her gün kendiniz için ne düşünüyorsunuz? Keşkeleriniz, pişmanlıklarınız, yapamadıklarınızı mı? Yada kendinizi motive eden olumlu duygularda mısınız? Bir süre sonra düşündükleriniz hayatınızın gerçekliği haline gelecektir.
  5. Aynaya baktığınızda şuram şöyle buram böyle diye kendinizi eleştirip durmaktan vazgeçin. Kusurlarınızla sevin kendinizi. Belki manken gibi fiziğiniz olmayabilir ama sağlıklı olduğunuz, yürüyebildiğiniz, görebildiğiniz için şanslı hissetmek yerine olmayana odaklanmak nankörlük olmaz mı?
  6. Her gün şükredecek bir şeyler bulun. Elinizdekilerin ne kadar çok farkında olursanız o kadar mutlu hissedersiniz.
  7. Kendinizi ödüllendirin. Bir şeyleri başardığınızda kendiniz için küçük de olsa bir şeyler yapın. Bu bilinçaltınıza başarıların devamını getirmesi için bir mesaj niteliği taşır.
  8. Hareket edin. İnsanoğlu oturması için dünyaya gelmiş bir canlı değildir. Hareket ettikçe endorfin salgılar, hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha iyi hissedersiniz.
  9. Kendinizi keşfedin, tanıyın. Hangi konularda başarılısınız? Neleri iyi yapabilirsiniz? O konuları bulun, onlara odaklanın. Frekansınızı düşüren durumlar neler? Onlardan kaçının. Çünkü hayat boyu birlikte olacağınız kişi kendinizsiniz. Onunla iyi geçinin.
  10. Bizler sevdiğimiz şeyler için yatırım yaparız. Evimiz, arabamız, çocuklarımız, sevdiklerimiz…Peki, kendimiz için ne kadar yatırım yapıyoruz? Bedenimizi sağlıklı yiyeceklerle besliyor muyuz?, Kendimize bakım yapıyor muyuz? Zihinsel olarak gelişme yolunda eğitim ve seminerlere katılıyor muyuz? Ruhumuzu dinlendiren şeyler yapıyor muyuz? Kendimiz için ne kadar zaman ve bütçe ayırıyoruz?

Yaşanılan sorunların çoğunun kökeninde sevgisizlik çıkıyor. Gerek ilişkilerdeki sorunlar, gerek hastalıklar, gerek maddi problemler özünde kendini yeterince sevememiş olmaktan kaynaklanıyor.

Terapilerde kişinin hayatını etkileyen duyguları çözümleyip dönüştürürken çocukluğa kadar giderek, kişinin içindeki çocukla barışmasını ve ona sevgi vermesini sağlıyorum. Geçmişteki duygusal etkiler değiştiğinde geleceğe bakış da değişiyor.

Travmatik etki bırakan olaylar bir kere bilinçli farkındalıkla yeniden deneyimlendiğinde, o durumda yaşanan duyguları bilinçaltı düzeyde dönüştürmek kolaylaşır. Terapilerde duyguları boşaltmanın temel amacı, aşağı beyin devrelerinde sıkışan sinir tellerindeki kimyasal ve elektriksel enerjiyi serbest bırakmaktır. Duyguyu bastırmak duyguyu yok etmez, bilinçaltında o duygu büyümeye devam eder. Kendini tanıyan ve seven insan duygularının vermek istediği mesajların farkında olur ve buna göre duygusal sürecinin farkında olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir