Suçluluk ve Utanç Duygularında Takılı Kalmaktan Çıkmak
“Ah, yer yarılsa da içine girsem” dediği olmuştur çoğu kişinin. Sonra o durum geçmiş ve belki de unutmuşuzdur. Ancak, bazı utanç anları geçmeyen ve adeta kazınan suçluluk duyguları vardır ki kişiyi hayatı boyunca etkiler. Hatta bu durum bedende rahatsızlıklara, engel olunamayan davranışlara bile neden olabilir.
Suçluluk, insanın kendisine yaptığı ya da yapmadığı şeyler için yönelttiği öfkedir. Çözümü, geçmişle ve kendinle barışmaktan geçer.
Kontrol edilmekte zorlanan birçok duygu gibi suçluluk ve utanç duygularının da kaynağı genelde çocukluğa uzanır.
Utanç hisseden kişi; kendini yetersiz, başarısız, özgüvensiz, değersiz hissedebilir. Genellikle küçük yaşlarda aile, okul ya da bir ortamda yoğun utanç duygusu yaşayan kişiler, karşı cinsle ilişkilerinde veya toplulukta kendini rahat hissedemediğini söyleyebilir. Utanç duygusu erken dönemlerde oluşur. Çocuk, onu büyüten kişiler tarafından davranışlarının yanlış olduğu düşündürtülüp, eleştirildikçe kendini yetersiz, başarısız görerek çekingen olabilir. Şu ara yoğunlukla üniversite öğrencileriyle de yaptığımız çalışma konuları arasında arkadaş ve karşı cinsle ilişkilerde kendini rahat hissedememe gibi sorunların kaynağı olarak; öncelikle ailede başlayan eleştiriler, yoğun kavgalar ve şiddet gibi durumlar çıkmakta.
Utanç hisseden kişi başkalarının kendi hakkındaki görüşlerini düşünürken ve kendisini kapatırken, suçluluk hisseden kişi ise kendi davranışının başkaları üzerindeki etkiye odaklanır, birçok şeyin suçlusu kendisiymiş gibi hissederek gereğinden fazla alttan alır ve yorulur. Yoğun suçluluk duygusu yaşayanlar, başkalarının kendini üzen davranışlarının sorumluluğunu da üzerlerine alırlar.
Suçlu olarak kişi kendisini görüyorsa; utanç, pişmanlık, kendine kızgınlıkla öfkeyi kendisine yönelterek çeşitli cezalar verebilir kendine. “Bu sana reva, şunu hakketmiyorsun” diyerek acı veren ilişkileri de kendine çekebilir. Bedensel rahatsızlıklar bile yaşatabilir.
Birkaç hafta öncesi trikotillomani (saç, kaş, kirpik koparma rahatsızlığı) olan biri ile çalışmaya başladık. Ağırlıklı olarak kendini değersiz, yetersiz ve suçlu hissediyordu. Önceleri gitmiş olduğu bir doktorla terapilerinde geçmişte akrabasından görmüş olduğu tacizle bu durumun başlamış olabileceğine kanaat getirilmişti.
Duygu odaklı yaptığımız terapilerde suçluluk duygusu üzerinde çalışırken o duyguları boğazında hissediyordu, önce cinsel istismar yaşadığı anlara gitti zihni; oradaki duyguları boşalttık ancak boğazı hala tam olarak rahatlamış değildi. Duygular ve bedendeki yoğunluğu takip ederek devam ettiğimizde ilkokulda bitlendiği için annesinin onu kuaföre götürdüğü ve saçlarının kazınmış olduğu o sahne açıldı zihninde. “Kel oldum, okula o şekilde gitmek istemiyordum, utanıyordum” dedi. Sonra oradaki duyguları boşaltınca “inanamıyorum, ben kaşlarımı yolmaya başladığımda ucunda beyazlıkları sirke (bit yavrusu) sanıyordum ve saçlarıma bit sıçramasın diye kaşlarımı yolmaya devam ediyordum, sonra bu bir alışkanlık halini aldı” dedi. Oradaki çocuğun duyguları boşalınca artık boğazının açıldığını söyledi ve sorunun kaynağını bulduğu için çok mutluydu. İçindeki üzgün çocuğa sarıldı, ona sevgisini verdi. Seans bitip gözlerini açtığında önceleri kendini çirkin bulduğu düşüncesi bile değişmiş “ben kendimi şimdi daha güzel hissediyorum” diyordu. Artık kendisine de verdiği olumsuz, yıkıcı telkinleri bırakmıştı. Yıllarca kendine hasta, çirkin, ezik olduğunu tekrar ettikçe gerçekliği haline geldiğini anlayarak, yapıcı telkinlerle enerjisini değişip çevresine de bunu yansıttı. Birkaç gün sonra çevresinden “sende bir değişiklik var, enerjin değişmiş sanki. Daha bir çekici görünüyorsun” geri bildirimini de almış.
Her kişi ve her olay kendine has özelliklere sahiptir. Aynı şekilde rahatsız edici bir durum bir başkasında bambaşka olaya, duyguya, kaynağa dayanıyor olabilir.
Mantıklı zihinle bir davranışı yapmamanın iyi olacağını bilirsiniz ancak kontrol edemediğiniz bir dürtüyle kendinizi onu yapmaktan alıkoyamazsınız. İşte size bunu yaptıran şeyin altında belki şimdi düşünemediğiniz bir duygu yatıyor olabilir. Duyguyu mantıkla değil duyguyla çözmeniz gerekir.
*Gonca Kubat
Hayatınızı olumsuz etkileyen yoğun ya da sıklıkla yaşadığınız duyguları çözmek ve bilgi için iletişime geçebilirsiniz.