İlişki Sorunları ve Üstesinden Gelmek
İlişkilerle ilgili çalışırken en sık duyduğum cümlelerden biri de: “sağlıklı bir ilişki nasıl olur bilmiyorum.” Aslında sağlıklı ilişki konusunda herkes için genel bir tanım yapılmaz, çünkü kişilere, yaşa, beklenti ve isteklere göre sağlıklı ilişkinin dinamikleri değişebilir. Partnerlerin hayata bakışına, çiftlerin ihtiyaçlarına göre sağlıklı ilişki tanımı değişkenlik gösterir. 20li yaşlarda ve 50li yaşlarda ilişkilerden beklentiler farklıdır. Sağlıklı ilişki içinde; iyi bir iletişim, güven, saygı, paylaşım, empati, zaman ayırmak, çözüm odaklı olmak gibi unsurlar girer. Günümüzde sağlıklı ilişki nasıl yaşanılır tam olarak bilinmediği için toksik (zehirleyen) ilişki kavramı oluştu. Toksik ilişki, taraflardan birinin aşağılandığını, manipüle edildiğini veya baskı gördüğünü hissettiği bir ilişkidir. İlişki bir an çok iyiyken bir an çok kötüdür. Sağlığınız bir şekilde (duygusal, psikolojik ve hatta fiziksel olarak) zarar gördüğünde bir ilişki toksik hale gelmiştir. Başlarda pek fark edilmese de toksik ilişki uzun vadede derin yaralar açabilir.
İletişim çatışmaları, değersiz ve yetersiz hissetmek, terk edilme, kaybetme, aldatılmaya yönelik kaygılar, fiziksel ve cinsel ihtiyaçları karşılanmaması, sorumlukların paylaşımı, güvensizlik, öfke konuları ilişki sorunlarının ana başlıklarıdır.
- İletişim çatışmaları
İlişkilerde görülen en yaygın sorun iletişim kurarken kendini tam ifade edememe olabildiği gibi yanlı algılamalar olduğu da görülmektedir. Çiftler birbirlerinin söylediklerini anlatılmak istenenin dışında yorumlayabilirler. Söylenilenleri çarpıtmalar, laf sokmalar, geçmişin hatalarına dem vurmalar ilişkideki iletişimi yokuşa sürer. Bir süre sonra çiftler konuşmak, kendilerini anlatmak bile istemez hale gelebilirler.
Aman tadımız kaçmasın diyerek hoşunuza gitmeyen, aslında istemediğiniz durumları dile getirmekten kaçınmak yeterince iyi iletişimde olmadığınızın göstergesidir.
İlişkide rahatsız eden konuları dile getirmiyorsanız, karşı taraf bunun farkında olmayacağı için rahatsızlıklar artmaya devam ederken, içinizde birikenler ilişkiden soğutan sebepler olacaktır. Partnerinizin zihninizi okumasını beklemeyin, duygularınızı suçlayıcı olmadan içtenlikle ifade edin.
Karşınızdakine kötü bir şey söyleme dürtüsü duyuyorsanız, önce kendinize ne hissettiğinizi sorun. “Beni öfkelendiren nedir? Onun davranışı bende neyi tetikledi? Yalnız mı hissettim? Üzüldüm mü? Kırıldım mı? Duygularım mı incindi mi? Değersiz mi görüldüğümü düşündüm?” İçinizde çözemediğiniz konuları partnerinize patlayarak iyileştiremezsiniz, önce kendiniz iyi hissetmeyi öğrenin.
Tartışmalar elbette olacaktır, ancak karşı tarafı küçümsemeden, hakaret, küfür olmadan gerçekleştiğinde, eleştiriler yıkıcı değil yapıcı olduğunda çözüm bulmak kolaylaşacaktır.
2. Değersiz ve yetersiz hissetmek:
İlişki yaşarken kişilerden biri kendini değersiz veya yetersiz hissediyorsa paylaşımlar da çok sağlıklı olmayacaktır. Bu durum karşıdakinin davranışından olabileceği gibi kişinin içinde olan özgüven eksikliği, yetersizlik veya değersiz duygusundan kaynaklanabilir. Çocukluk travmaları, ailede yaşanılan çatışmalar, duygusal boşluklar ilişkiye yansıyabileceği gibi, partnerin davranışlarıyla da tetiklenmiş olabilir.
Kişinin öncelikle kendi üzerinde çalışması, karşı tarafın yaptığı veya yapmadığı davranışlar nedeniyle tetiklenmesinin önüne geçecektir. Özünde değerinin farkında olan biri de sınırlarını karşı tarafa hissettirecektir.
Sevilmek ve değer görmek için, önce kendini sevmen ve kendine değer vermen gerekir. Tabi ki bu da kararında olmalı, egoyu ilişkinin üstünde tutmadan, narsistlik ve bencilliğe taşımadan.
Kişiler kendi değersizlik ve yetersizliklerini karşı tarafa da yansıtıyor olabilirler. Burada, birinin sana davranışlarının senin değerini belirlemediğinin farkında ol. Nasıl davrandığı kişinin kendisiyle ilgiliyken, değer görmediğin yerde sınırlarını korumayıp buna izin vermen seninle ilgilidir.
Yazıyı daha fazla uzatmamak ve tekrara düşmemek için bu konuyla ilgili detayları tekrar yazmıyorum. Değersizlik ve yetersizlikle ilgili kadın ve erkeğin hissettiklerini anlattığım yazımı linkte paylaşıyorum. Bu yazımı başka yazarların referans alması tespitlerin yerindeliğini gösteriyor. https://goncakubat.com/iliskilerde-mutsuzlugun-nedeni-degersizlik-ve-yetersizlik-duygulari/
3. Terk edilme, kaybetme, aldatılmaya yönelik kaygılar
Kaybetme, terk edilme, aldatılma gibi korkular nedeniyle manipülasyona izin vermek, içinde mutsuz bir ilişki yaşamaya neden olur. Kişi partnerini kaybetmektense kendiliğini kaybeder.
Görünürde bir ilişki vardır ancak içte kendiyle başlayan ilişki bozulmaya başlamıştır bu da uzun vadede dıştaki ilişkiyi de bozar.
Terk edilme, kaybetme kaygıları yaşanılan geçmiş ilişkilerle ilgili görülse de sorunun kaynağı kişiyi büyüten ebeveynlerle yaşadığı deneyimlerle bağlantılıdır. Bir şekilde aileden ayrı kalmak, erken yaşlarda çalışan ebeveyninin onu bırakıp gittiğini düşünmesi, yaşanılan kayıplar terk edilme korkularının altında yatan etkenlerdir. İçindeki terk edildiğini düşünen benliğini rahatlatmak yetişkin ilişkilerini de düzenler.
İlişkide korkular yaşıyorsan, öncelikle bunun yerli mi yersiz mi olduğuna bakmalı. Eğer sebepsiz yere bu kaygılar duyuluyorsa, geçmişte ilk nerde bu duygularını yaşadığını anlayarak geçmişin yaralarını sarmalı. https://goncakubat.com/hayati-zorlastiran-kaybetme-korkusu/
Aldatma konusu ilişkide en büyük sorunlardandır. İlişkinin devam edip etmeyeceğine karar verirken her iki durumda da bu duygunun etkisinden çıkmak önemlidir. İlişki devam edecekse bunun her iki taraf için de daha sağlıklı psikolojiyle olması, sona erecekse benzer deneyimleri çekmemek için mağdur frekansından çıkmayı bilmek gerekiyor. Aldatmayı detaylı olarak https://goncakubat.com/farkli-yonleriyle-aldatma-uzerine/ yazımda anlatmıştım.
4. Güvensizlik
İnsanın temel ihtiyaçlardan sonra aradığı en temel konu güvendir. Güven olmayan bir yerde huzur kalmaz. Sürekli hesap sormak, telefon kurcalamak, takip etmek güven sorunu olduğunu gösterir. Bu bazen kişinin kendine güvensizliğinden gelir. Güven aranmaz; hissedilir, hissettirilir.
Güven insanın geçmişte yaşadıklarıyla da bağlantılıdır. Konu ile ilgili olarak yazım: https://goncakubat.com/iliskilerdeki-guvensizlikler/
Geçmişte güvensizlik oluşmuşsa, bunun yeniden güvene dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğine bakılır. İnsan kendisi ve ilişki hakkındaki düşünce ve niyetleri konusunda açık ve dürüst olursa güven duygusu yeniden yapılandırılabilir.
5. Fiziksel ve cinsel ihtiyaçları karşılanmaması
Bir taraf dokunsalken diğer tarafın dokunulmaktan hoşlanmaması bir tarafta tatminsizlik diğer tarafta rahatsızlık yaratır. El ele tutuşmak veya sarılmak, stresi azaltabilen ve ruh halini iyileştirebilen oksitosin – mutluluk ve sevgi hormonu diye de bilinir- salgılanmasını sağlarken ilişkiyi güçlendiren unsurlardandır
Çok fazla dile getirilmese de cinsellik konusunda uyumsuzluklar ilişki sorunlarında başı çekmektedir. Cinsellik ve fiziksel yakınlık konusu bazen geçmiş deneyimler, tacizler, baskı, bilinçaltı kodları, sosyal medya etkisi nedeniyle partnerler arasında hayal kırıklığı ve uyumsuzluk oluşturabilir. Bir taraf zevk alırken diğerinin fiziksel veya ruhsal olarak acı çekmesi büyük bir sorundur. Her iki tarafın da beklenti ve korkularını paylaşması, kendi aralarında çözüm bulamadıklarında uzmanlardan destek almaya açık olmaları sorun çözümünde önemli. Duygusal bağ kurulup paylaşımlar arttıkça, birbirine içini açtıkça cinsellik her iki taraf için daha tatmin edici olacaktır.
6. Öfke sorunu
İlişkiyi yokuşa süren, iletişimi tıkayan, bazen de diğer tarafı kapatan önemli ilişki sorunlarından biridir öfke.
Öfke, anlaşılmadığımızı, duyulmadığımızı, haksızlığa uğradığımızı ve bir şekilde kendimizi ifade etmek için geriye kalan tek yolun bu olduğunu hissettiğimizi gösterir. Zorlayan durumlar karşısında hemen herkes öfkeye kapılabilir.
Öfkenin ardında üzüntü, incinme, hayal kırıklığı ya da önemsenmeme hissi gibi bir duyguların olabileceğinin farkında olun. Altta yatan duyguyu anlamak öfke sorununun çözümünde katkı sağlar. Öfke konusunun üstesinden gelmek üzerine: https://goncakubat.com/neden-ofkeleniyoruz-nasil-ustesinden-geliriz/
7. Kıyas ve kıskançlık
İlişkiyi veya partnerini başkalarıyla, sosyal medyada gördükleriyle kıyaslamak kişinin kendini yetersiz hissetmesine yol açabilir. “Millet ne güzel geziyor, sevdiği için neler alıyor, neler yapıyor, biz niye onlar gibi olmuyoruz…” Her ilişkinin dinamiği farklıdır. Kimi mıçmıç fotoğraflar paylaşırken, kimi baş başa yaşar. İlişkiyi başkalarından gördüğün kalıplara sokmak yerine “nasıl daha canlı hale getirebiliriz?” diye her iki taraf da üzerinde düşünebilir.
Kıskançlık bazen yerli bazen yersiz olabiliyor. Haksız kıskançlık her iki taraf için de yıpratıcı olurken, özgürlüğü kısıtlayıcı olması nedeniyle kıskanılan tarafı bitirme noktasına kadar getirebilmekte. Kıskanan kişinin kendine ve partnerine güven duyması, iki tarafın da birbirlerinin hassasiyetlerine göre dengeli davranması bu sorunun da üstesinden gelmeyi kolaylaştırır. Konuyla ilgili daha fazla bilgi için kıskançlıkla ilgili yazım: https://goncakubat.com/iliskilerde-kiskanclik-duygusu-ve-kokeni/
8. Sorumlukların paylaşımı
Bir ilişkiye başlayarak hayatınızı başkasıyla paylaşıyorsunuz demektir. Maddi paylaşımlar, ev işleri, alışveriş, çocuğun sorumlulukları konuları da çiftler arasında tartışma konusu olmaktadır. Her iki taraf için de altından kalkmakta zorlanacağı sorumluluklar yüklenmek ilişkide sorunlara davetiye çıkartacaktır. Taraflar sorumlulukları ne şekilde yerine getirebileceği konusunda anlaşmalı, bazen sessiz anlaşmalar diğer tarafın bundan hoşnut olmadığını da gösteriyor. İşleri birlikte yapmak hem daha keyifli hale getirmek hem de daha az yorulmak için bir yol olabilir.
İlişkilerde sıklıkla rastlanılan bir durum da; kişi karşındakinin davranışlarından rahatsızdır ancak bu durum o kadar söylemeye rağmen pek de değişmemektedir.
Aslında bunun için yeterli zaman verilmemektedir. Değişim anlık, kolay bir süreç değildir her zaman. İnsan kendinde rahatsız olduğu özellikleri bile değiştiremezken, kontrolünün elinde olmadığı şeyleri değiştirmeye çabalar.
İlişkilerde sağlıklı bir süre verilen aralarda kişiler birbirlerinin değerini anlayarak yeniden bir araya geldiklerinde değişime daha motive olabilirler.
Son zamanlarda uzun süren ilişkiler azalış trendine girmekle birlikte, devam etmekte olan ilişkiler de çoğu zaman öncesinde alınacak önlemler ya da düzeltici faaliyetlerle kurtarılabilecek durumda. İlişki sorunlarının çözümünde düzeltici faaliyetlerden önce önleyicileri fark etmek önemlidir.
Çözülmek istenilen her soruna çözüm bulmak mümkündür.
- Sorunları konuştukça sorunlar büyürken, güzellikleri konuştukları güzellikler çoğalacaktır. İlişkinin kötü tarafları yerine iyi taraflarına odaklanın, yaşanılan güzel günleri anımsayın.
- Sorun olmayan bir ilişki pek mümkün değildir, çatışmalar kişiyi ve ilişkiyi dönüştürür, zorlukların üstesinden birlikte gelebilmektir ilişkiye kök saldıran.
- Çoğu sorun konuşmayla çözülebilecekken taraflar birbirini iyi dinlemediği için yumak olur. Biri konuşurken, diğeri kafasında onu çürütecek düşüncelere odaklanıyorsa savaş hazırlığı var demektir. Birbirinizi empati ile dinlemeyi öğrenin.
- İlişkide yaptıkları onaylanmayan, sürekli eleştirilen insanın içinden bir süre sonra bir şey yapmak gelmez. Birbirinizi sıkça takdir edin, hayalleriniz için motive edin. İnsan destek gördüğü kişilerle olmak ister.
- Bazen sadece birbiriyle zaman geçirmekten sıkıldığı için ayrılmak istenir. Birbirinize özel alan tanıyın. Hobilerinizi ve ilgi alanlarınızı takip edin; mutlu ve sağlıklı bir ilişki, her bir kişinin kendine ait alanı olmasını gerektirir. Evde tek başına da zaman geçirmek için birbirinize izin verin. İlişkiniz dışında da arkadaşlarınızla ayrıca zaman geçirin.
- Bir hata yaptığınızda, kendinizi hırpalamak yerine, bu enerjiyi partnerinize ilgi ve şefkat göstermeye kaydırmayı deneyin.
- Sıkışıp kaldığınız yerlerde tarafsız birinden veya uzmanlardan farklı bakış açıları getirmesi bakımından destek almaktan çekinmeyin.
- Rutin oluşturmak faydalı olsa da arada rutinden çıkmak, ilişkinin başlangıçtaki heyecanlarını yaşamak ilişkiye hareketlilik kazandıracaktır. Yeni bir yere gitmek, farklı hobiler deneyimlemek, değişik sosyal etkinliklere katılmak gündemi değiştirecektir.
- Bazen eskiyi kurtarmak yerine yeniden başlarmışçasına yapın. Geçmiş sorunları, kırgınlıkları bırakıp, yeni bir ilişki inşa edin. Kuralları, sınırları yeniden belirleyin, birbirinizi geçmişten bağımsız yeniden tanıyın.
- Kurtarmaya gerçekten istekli misiniz, çaresizlikten mi alışılmış düzeni bırakamıyorsunuz? Buna içtenlikle yanıt verin. İkisi arasındaki fark geleceğinizi çok değiştirir.
İlişki sorunları ve çocukluk travmaları arasındaki bağlantıyı detaylı anlattığım yazıma linkten ulaşabilirsiniz. https://goncakubat.com/iliskinde-yasadigin-sorunlarla-cocukluk-travmalarinin-arasindaki-baglantinin-farkinda-misin/
İlişkilerin neden yürümediğini anlatan bir yazı da gelen vakalardan yola çıkarak 2021 yılında yazmıştım. https://goncakubat.com/iliskiler-neden-yurumuyor/
İlişkilerde geçmişten özgürleşmek ve eskilerle bağ kesme yapmak döngülerden çıkmak için önemli. https://goncakubat.com/iliskilerde-gecmisten-ozgurlesmek/
Aslında ilişkiler kişinin hem aynası hem dönüştürücüdür, kendini ve olanı okumayı bilirse: https://goncakubat.com/iliskiler-en-buyuk-donusturuculerdir/
İlişki ne kadar güzel başlamış ve ilerlemiş olsa da, her birimiz farklı görüşlere, alışkanlıklara, hedeflere sahip olduğumuz için çatışmalar yaşamamız olasıdır. Günün sonunda bu çatışmaları nasıl çözdüğümüz önem kazanır.
*Beliz Gonca Kubat (Yaşam ve İlişki Koçu)
İçsel dönüşüm kendinle olan ilişkinden, ebeveylerinle ve çevrenle olan ilişkilerine, geçmişte yaşadıklarına, ata kayıtlarına, sınırlayıcı inanışlarına ve bilinçaltı kodlarına kadar bütünsel bakış açıları ve yaklaşımlarla sorunu ele alır ve buna göre çözümler sunar. İlişkilerinle ilgili rahatsız eden duygu ve durumlardan özgürleşerek, ilişki sorunlarını çözme konusunda koçluk için başvuru formunu doldurarak randevu alabilirsin.