Bakış Açısı ve Hayat
Sabah saat çalıyor ve siz yataktan çıkmak, kolunuzu kaldırmak bile istemiyorsunuz, O gün de yapmanız gereken bir sürü iş var. Derin bir nefes alıp, enerjinizi toplayıp kalkıyorsunuz. Şimdi kendinizi daha canlı hissediyor ve bir şeyler yapma gücünü buluyorsunuz. Bu durumda pozitif enerjinizi otaya çıkarıyorsunuz. İnsan kendi enerjisini kendisi üreten bir yapıya sahiptir.
Doğu felsefesinin ana konusu olan “pozitif düşünce” günümüzde batı tıbbında da benimsenmiştir. Evrende her şey karşılıklı etkileşim halindedir. Zihindeki düşünceler de bedende etkisini gösterir. İmkansız gibi görünen işleri başaranlar, hastalıkları yenenler, şanslı dediğimiz insanlar hep pozitif düşüncenin gücünden yararlanmıştır. İş, spor ve sanat dünyasında pozitif düşünce gücünün farkına varılmıştır.
Mutluluk, başarı, sağlık, iyi ilişkiler, kendine güven hep içindeki pozitif enerjiyi kullanmakla ilgilidir. Düşünce önce zihnimizde yaratılır, daha sonra maddi boyutta oluşur.
Düşüncelerimizin yaydığı dalgalar, tıpkı cep telefonunun aldığı ve yaydığı sinyaller gibidir, görmesek de çevremizde dolaşırlar. Düşüncelerimiz de sinyallerden oluştuğundan bir enerji boyutu yaratır.
Her şeyin bir enerjisi vardır ve bu enerji kendisiyle aynı titreşime sahip diğer enerjileri kendine çekme eğilimindedir. Düşünce ve duygular da benzerlerini kendilerine çeker. “Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi” nin açıklaması, aklınızdan geçen kişinin telefon etmesinin nedeni de budur.
Eleştirildiğinizde ne düşünürsünüz? Hasta olduğunuzda, paranız çalındığında ne hissedersiniz? Çoğunluk sinirlenir, üzülür, kendini güçsüz hisseder. Olumsuz düşünüldüğünün farkına bile varılmaz.
NLP (Neuro Linguistic Programming), yeniden anlam verme, anlamını değiştirme konusunu araştırıyor. Olayların üzerimize etkilerini belirleyen ne oldukları değil, onlara ne anlam verdiğimizdir. Yeniden çerçeveleme yaptığımızda ya da anlamı değiştirdiğimizde etkiler de değişecektir. En büyük yetenek olaylara olumlu anlamlar yükleyebilmektir.
Kazançlar her zaman olumlu durumlardan çıkarılmaz. Arabanızın lastiğinin patlaması olumlu bir olay gibi görülmese de belki de yolun ilerisinde meydana gelecek kazadan sizi korumak için olmuştur. Ya da kabullenme, sabır, ihtimalleri bir dahaki sefere göz önünde bulundurmayı öğrenme, biri size yardım etmişse yardım görme sevinci, şükür gibi pek çok dersler verebilir. Olayı değiştiremezseniz bile olaya bakış açınızı değiştirebilirsiniz.
Olumlu düşünen, yaşama umutla bakan, inanan ve başarmak isteyen kişiler, enerjilerini pozitif yönde kullandığından başarı da daha kolay gerçekleşiyor. Hayata karamsar bakan, olayların kötüye gideceğini düşünen kişilerde bağışıklık sistemi de etkilendiğinden hastalıklara karşı daha dirençsiz oluyorlar. Oysaki içindeki enerjiye pozitife çeviren, olaylardaki olumsuzluklardan çok olumlu yanlarını görebilen kişinin bağışıklık sistemi salgılanan hormonlarla kuvvetlenir.
Pozitif enerjiyi üretebilmek için bir şeyi istemenin yanında, gerekenleri yaparak, istenen sonucun gerçekleşeceğine inanmak gerekiyor.
Hayatta elbette istenmeyen olaylarla da karşılaşılıyor; deprem, ölümler, kazalar, felaketler … Bu gibi durumlarda zorluklarla karşılaşılsa da bunun etkisini azaltmak kişinin elindedir. Hayata olumlu yaklaşıp, kendini güçlü hisseden kişi, olay sonrası oluşan stresten daha kolay çıkabiliyor. Tedavilere daha olumlu yanıtlar verebiliyor.
Olumsuzluklar ne denli düşünülürse içinde bulunulan ortamdan kurtulmak o denli zor hale gelir. Düşünceleri güzel şeylere yönlendirerek; şikayet edilen şeylerden olabildiğince uzak durulmalı. Hayatın deneyimlerini kabul ederek, yaşamdan keyif almak öğrenilmeli.
Bakış açısı ve düşünce yapısına göre, yaşanılan deneyimler kişiyi ya yıpratır ya da parlatır. Olumsuz düşünenler ‘niçin’ diye sorarlar ve sorunları görürler. Pozitif ve olumlu insanlar ise ‘nasıl’ sorusunu sorarlar, çözüme odaklanabilirler.
“Düşüncelerinizin sorumluluğunu alın. Onlarla istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.”
PLATON