Hislere Tutunmak Yerine Serbest Bırakarak Rahatla…
Hayal kırıklığı, mutsuzluk ve yanlış anlamaların ana nedenlerinden biri de, sınırlayıcı düşüncelere ve hislere tutunmaktır. Size hakikatte bir fayda sağlamayan bakış açısına tutunduğunuz oldu mu? O olay çoktan geçmiş olsa bile, kızgınlık, pişmanlık, huzursuzluk hislerine tutunmaya devam ettiniz mi?
Tutunmanın bir tezahürü de bedenimizi etkilemesidir. İnsanların, kızdıklarında çoğunlukla nefeslerini tuttuklarını fark ettiniz mi? Gerginlik hissettiğinizde kaslarınız da gerilir.
Tutunmanın karşıtı nedir: Serbest bırakmak. Serbest bıraktığınızda kaslarınızın da gevşediğini hissedersiniz.
O duygu ya da histe sıkışıp kalmanızın nedeni onları bastırmaktır. O hissi ya da duyguyu sonuna kadar deneyimleyip özüne inmedikçe onlar orada kalır ve bilinçaltının derinlerine doğru inmeye devam eder, bu da içten içe kendimizi kötü hissetmemize neden olur.
İyi bir terapide duygularla bağlantı kurmak ve onları ifade etmek esastır. Sağlıklı ve kalıcı ilişkiler kurmak da karşı tarafı da anlayarak duyguları ifade etmekten geçer.
Sedona Yöntemi basit yöntemlerle hisleri serbest bırakarak etkin bir şekilde özgürleşmekten bahseder.
Serbest bırakmayı deneyimlemenin 3 yolu vardır. Bu şekilde istenmeyen duygular bırakılarak, bilinçaltındaki bastırılmış hisler dağılıp rahatlama sağlanır.
Birinci yol; istenmeyen duyguyu bırakmayı seçmek
İkinci yol; o duyguyu kabul edip, o hissin olmasına izin vermek
Üçüncü yol; duygunun özüne inmektir.
Bunu şu şekilde somutlaştırabilirsiniz. Elinize bir kalem alın. Şimdi onu elinizde sımsıkı tutun. Bunu tutarken, o kalemin sizi sınırlayan hisleriniz olduğunu düşünün. Elinizi de bilinciniz olarak farz edin. Kalemi uzun bir zaman sıkı sıkıya tuttuğunuzda rahatsızlığınız artacaktır. Duygularınıza tutunduğunuzda da bu benzer hissi yaşarsınız.
Şimdi elinizi açın ve kalemi serbest bırakın. Rahatlamayı ve gevşemeyi fark edin. Aynı şeyi duygu ve hislerinize de yaptığınız düşünün. Onları da bırakmayı seçebilirsiniz.
Çoğunlukla şimdiye odaklanmak yerine geçmiş ya da gelecekle ilgili düşünce, üzüntü ve kaygılar üzerinde düşünülür. Oysa, tüm duyguları değiştirmek için en uygun zaman şimdi yani içinde bulunulan zamandır.
Kızgın yada endişeli hissettiğimizde o duyguyu öylesine sahipleniriz ki, “Kızgın hissediyorum”, “Endişeli hissediyorum“ yerine “Kızgınım”, “Endişeliyim” deriz. Sanki hissin kendisiymişiz onunla özdeşleşiriz. Oysaki onlar sadece histir ve hislerin kontrolü bizim elimizdedir.
Hislerinizi bırakmak için:
1- Gevşeyin ve özünüze odaklanın. Daha rahat hissedecekseniz gözlerinizi de kapatabilirsiniz.
2- İyi hissetmek istediğiniz konuyu düşünün ve şu an o konuyla ilgili ne hissediyorsanız onu deneyimlemek için kendinize izin verin. O hissi kabul edin ve o hissi sonuna kadar hissetmenize izin verin.
3- Kendinize şu soruları sorun:
- Bu hissin varlığını kabul edebilir miyim?
- Bu hisse tutunmayı bırakmak istiyor muyum?
4- Ardından devam edin: “Bu hissi bırakmayı gerçekten istiyor muyum?”
Vereceğiniz cevapta kararsızlık yaşıyorsanız şu şekilde sorun: “Bu hisse tutunmayı mı seçiyorum, yoksa rahatlamış olmayı mı?”
Şunu aklınıza getirin. Hislerinizi bırakmayı seçmeyi kendiniz için yapıyorsunuz. Eğer birine kızgınsanız haklı bile olsanız kızgınlığınızı kendiniz için bırakacaksınız, o hissi değiştirmeniz haklı olma durumunuzdan bağımsızdır.
5- “Ne zaman?” diye sorun. Bu soru, duygu ve ya hissi şimdi bırakmanız için bir çağrıdır.
6- Kendinizi o duygudan özgür hissedene kadar bu soruları tekrar tekrar sorun.
Bu basit sorularla ilk başta farkında olmasanız da kendinize her tekrar soruşunuzda katman katman hislerinizi salıvermeniz mümkündür.
Bir topu atmak için önce elinizde tutarsınız. Ama ellerinizi açıp da topu uygun zamanda bırakmazsanız, top istediğiniz yere gitmeyecektir.