Haksızlığa Uğradım Duygusu
Hani işyerinde yöneticiniz yaptığınız bir işi görmediğinde, kayınvalideniz bir laf söylediğinde, eşiniz sizi suçladığında, biri gereksiz yere bağırdığında, arkadaşınızdan ummadığınız bir davranışa maruz kaldığınızda içinizde kabaran bir duygu olur ya: “haksızlığa uğradım”. İşte o duyguların da evveliyatı vardır ki, sizi bu kadar müteessir etmiştir.
Haksızlığı uğradığında beden de sinyallerini gönderir. Bu sinyaller (kişiye ve travmaya göre değişmekle birlikte genel olarak; kalpte çarpma, vücutta yanma, başta sıkışma, boğazda gıcıklık, karında sancı, midede ağrı, boğuluyor hissi, dünyanın başına yıkılması, nevri dönmüş… şeklinde olabilir) kişiyi çocukken haksız yere suçlandığı, kendini ifade edemediği haksızlık duygularına götürebilir.
Haksızlığa uğradım duygusunu sıklıkla yaşayanlar, küçük yaşlardan itibaren otorite gördükleri kişiler tarafından haksızlığa maruz kaldıklarını düşündüklerinden, büyüdüklerinde de otoritelerle sorun yaşamaya devam ederler. İş yerinde, günlük hayatta resmi işlemlerde, insanlarla ilişkilerinde uğradıkları hayal kırıklıkları öz veya üvey ebeveynlerinin davranışlarını, çevresinin yaşattıklarını anımsatabilir. Bir danışanım işyerinde yöneticisi azarladığında çocuk gibi kırıldığını anlatmıştı. Hatta içinde taşıdığı kırılganlıktan olsa gerek, normalde azarlamayacak insan bile azarlıyor demişti.İnsanın içinde hangi duygular titreşiyorsa hayatına çektikleri de o yönde oluyor. Bu danışanım çocukken üvey annesinden gördüğü muamele ve babasının onu savunamayışıyla kendini karanlıkta kalmış gibi hissediyordu. İçindeki çocuğun yaralarını sarıp iyileştirdiğimizde işyerinde farklı gelişmeler oldu. Geçmişin duygularından arındığından; sorun yaşadığı kişi işyerinden ayrılırken, yöneticisi ile ilişkisi düzeldi. İç dünyanın değişmesi dış dünyanı da değiştirir. Başka bir danışanım kendi duygularını dönüştürdüğünde iş yerinde daha iyi hissettiği bir bölüme geçiş yapmıştı.
Haksızlıkla mücadele etmek isteyen kişiler, çok fazla sorumluluk alırlar, kendilerinden çok işe odaklanırlar. Hak yemeyeyim derken kendi hakkını yerler. Çünkü çoğunda iyiyi hak etmiyorum, hak etmem için çok çalışmam gerek inancı vardır. Başkalarına emeklerini kolay verirken, kendilerine sunulan emek, iltifat ve hediyeleri kabul etmekte zorlanırlar. “Ben o kadar iyi yapıyor muyum, başarılı mıyım, hakkediyor muyum?” diye içten içe sorgularlar.
Haksızlığa uğradığını düşünen kişiler çok hassastırlar ve zayıf görünmemek için de tam tersi sert, güçlü bir imaj çizerler. Hakkını aramak onlar için aşırı derecede önemlidir. Bunun için gerekirse gemileri yakarlar. Çok verici olduklarından yaptıklarının değerinin de bilinmesini isterler.
İnsanın haksızlığa uğradım duygusundan çıkması için; öncelikle haksızlığı en çok kendinden kendine yaptığının idrakine varması gerekir. Kendine çok fazla yüklenmemesi, olumlu yanlarını görmesi, kendini sakinlikle ifade etmeyi bilmesi önemlidir. Bunların bilincinde olmanın tek başına yetmediği durumlarda, davranışları yöneten duygu ve bilinçaltı kayıtlarına gitmek gerekiyor. Hangi duygular, hangi semptomları yaşatıyor ve bunlar neleri tetikliyor? Haksızlık duygusu başka duygularla da bağlantılıdır; öfke, nefret, değersiz hissetme, yetersizlik, üzüntü, hayal kırıklığı…Bugün haksızlığa uğradığını hissettiren olayın (iş, ilişkiler, sosyal hayatta karşılaşılan) duygusu insanı öyle yerlere götürebilir ki; bastırıp, unutmaya çalıştıkları pandoranın kutusu misali insanın içinden çıkıverir. İşitilen bir söz, maruz kalınan bir davranış kişiyi; ebeveynleri tarafından yapmadığı bir şeyi yapmakla suçlandığı, kardeşine daha toleranslı davranıldığı, okulda rezil olduğu, arkadaşları arasında dışlandığı, istismara uğradığı, hayatın sillesini yediğini düşündürten olay ve duygular tetiklenir. Bugünkü duyguları kolaylıkla çözmenin yolu, geçmişin zorluklarından çıkmakla olur. Bunun için o duygunun kaynağına inmek, geçmişte içinde ukde kalan tepkileri vermek: Küçük çocuğun içindekileri boşaltması, bedendeki sıkışmayı rahatlatması, kendini ifade etmesi, gerekirse o sahneleri de olmasını istediği şekilde zihinde canlandırması geçmişe bakışı ve oradan da geleceğe etkiyi değiştirir.
İçindeki duyguları anlamak, boşaltmak ve daha iyi hissettirene dönüştürmek, bunları yaşayan küçük çocuğa ihtiyaç duyduğu şefkati vererek iyileştirmek, bugünkü seni de şifalandıracaktır.
*Gonca Kubat
Bakış değiştiğinde akış da değişir.
Haksızlığa uğradım frekansından çıkarak, hayatına ve kendine hak ettiğin değeri vermek için aşağıdaki formu doldur.