fbpx

İçimizdeki Duyulmak İsteyen Çocuk

Ne kadar büyüsek de içimizde bir çocuk var hepimizin. O çocuk bazen biriyle olan ilişkimizde bazen de günlük hayatta yaptığımız bir işi yaparken anımsatıyor kendini ansızın.

Bugün başaramayacağını düşünen, hata yapma korkusu yaşadığı için hayatta adım atmaktan çekinenlerin çocukluğuna gittiğimizde ebeveynleri yada öğretmenleri tarafından hataları nedeniyle sevilmediğini sanan çocuklar olduğunu gördük. Şimdiki aklımızla bunların çok da etkili olmadığını yetişkin ve bilincinde olduğumuzu düşünebiliriz. Ancak, bilinçaltımız içimizdeki büyümeyen çocuktur, onu ikna etmedikçe değişim kolay olmuyor.

Şu anda yaşadığımız birçok sorunun kaynağında çocukken yaşamış olduğumuz yoğun bir duygu yatıyor. Kendini ifade etmekte zorlandığını söyleyen biriyle çalıştım geçen gün. Ne zaman kendini ifade etmeye çalışsa sözcükler boğazında düğümleniyor, cümleleri birbirine karışıyor, kendini anlatamıyordu. Bencil olduğunu söylediği yöneticisiyle çatışmalar yaşıyor, onun yanlış yaptığını bildiği halde bunu söyleyemiyor, tasvip etmemekle birlikte içten içe ona uymak zorunda ve mutsuz hissediyordu. Deneyimlerimle onun bu duygusunun çocukluğundaki bir olayla bağlantılı olduğunu sezmiştim. Çocukluğuna dair çok fazla bir şey hatırlamadığını söylüyordu. Kimi zaman içimizdeki çocuğu öyle unutup, bastırıyorduk ki sanki mutsuzluğumuzun ve yapamadıklarımızın tüm nedeni dış dünya gibi geliyordu. Onunla transa girdiğimizde ağlamaya başladı. İlkokulda öğretmeni istemediği halde onu halk oyunlarında oynatmıştı, bu baskı altında diğerlerine uyum sağlamakta zorluk çekmiş ve gösteri esnasında hatalı oynamıştı. Bunu fark edince heyecandan eli ayağına dolanmış, bu sefer daha fazla karıştırmıştı. Sonra da topluluk önünde kendini küçük düşmüş hissetmiş ve bir şeyleri yapamayacakmış gibi düşünmeye başlamıştı. Bencil olduğunu söylediği o zamanki öğretmeniyle, yıllar sonra yine bugün bencilce davrandığını belirttiği yöneticisi onda benzer duyguları uyandırmıştı, seansımıza yakın zamanki duygudan başlayıp küçük çocuğun duygularına ulaşmıştık. Çalışmamızda o günkü küçük çocuğun sesini dinledik, onun duygularını boşalttık ve rahatladık. Tekrar o sahnelere döndüğümüzde bu sefer kendimizi ifade ederek o duygulardan özgürleştik, öğretmenimizle zihnimizde konuştuk, hatta artık o öğretmenin de içinde bulunduğu durumu anlayarak onu da affedebildik.

Öfkesiyle başedemediğini söyleyenlerle çalışıyoruz. Çocukluklarına gidiyoruz, ailesi tarafından sevgiyi hissedememe, bastırılmışlık, kendini ifade edememe, değersizlik, yetersizlik, yalnızlık duyguları çıkıyor bu öfkenin altından. Aslında içeride duyulmak istenen bir çocuğun çığlığı bugün kontrol etmekte zorlandığımız davranışlarımız.

Çoğumuz sır saklarız ama en çok da kendimizden saklarız. Bastırmak istediğimiz şeyleri unutmak isteriz. Ama zihin unutmaz, en derin yerlere sakladıklarımız bazen aldığımız bir darbeyle aniden çıkar. Bazen de öfke maskesiyle örtmek isteriz onları.

Duygusal yada fiziksel ihtiyaçların çocukken karşılanmadığı düşünülmüşse insanda büyüdüğünde bunu kapatma çabası devam edecektir. Çocukken yeterince oyun oynamadığını düşünen kişi yetişkin olduğunda hayatta oyun tadı verecek uğraşlar bulacaktır kendine; belki kumar, belki bilgisayarda oynanan oyunlara bağımlılık şeklinde. Küçükken sevgiyi hissedememişse yetişkin olduğunda karşı cinsle olan ilişkilerinde bu eksikliği kapatmak için aşırılıklara bile gidebilecektir. Bazen de ne yaparsa yapsın ruhunun doymadığını düşünecektir.

Eğer içimizde geçmişte eksikliğini hissettiğimiz durumlar varsa beynimiz bunu telafi etmeye gider. Saatlerce yemek yememiş biri, ihtiyacı olduğunu düşünerek normalden daha fazla yemeye yönelir. Araştırmalar da bunu kanıtlamaktadır. Kilo sorunu yaşayan biriyle yaptığımız çalışmada geçmişte yoksul olduğu için istediklerini yiyemediğinden şimdi bilinçaltında yemek yemeyi zengin hissetmekle bağdaştırmıştı.

Toplumda yada ilişkilerinizde kendinizi yetersiz, özgüvensiz, değersiz hissediyorsanız ve ona rağmen bir şeyler yapmıyorsanız, içinizdeki çocuk yalnız kalmaktan, terk edilmekten, kabul görmemekten korkuyor olabilir. Hayatta herkesin önemli kararlar alması gerektiği ama acı çektiği halde bir şey yapmadığı durumlar olmuştur. Aslında orada o adımı atmanızı engelleyen, kontrol etmek isteyen, bu şekilde daha güvende olacağını düşünen içinizdeki çocuktur. Duysanız da duymasınız da o çocuk bağırmaya devam ediyor, dikkate alınmayıp, acısının farkına varılmadıkça daha çok ağlıyor.  Her çocuk güvende hissetmek, koşulsuzca sevilmek, kendini ifade etmek ister. O nedenle içinizdeki çocuğu dinleyin, korkularını anlayıp, bundan sonra nasıl iyi hissedebileceği konusunda ikna edin onu.

Çocuklar çok hassastır, çevrelerinde olan her şeyden kendilerini sorumlu tutarlar. Ölen bir yakını, kavga eden anne-babası, paralarının yetmeyişi, üzülen kardeşi ve daha nice birçok şey sanki onun yüzünden olmuş gibi gelir. Bu sebeple o çocuk parçayla onun dilinden konuşmayı öğrenmeliyiz. Geçmişte o olayları yaşayan çocuğun içindeki kaygıları boşaltmamız gerekiyor.

Yetersizlik hissinden özgüven eksikliğine, suçluluk duygusundan hata yapma korkusuna, sigarayı bırakmaktan kilo kontrolüne, öfkeden yalnızlık duygusuna kadar, hayatta iyi hissetmek istediğimiz birçok konuda içimizdeki incinmiş belki de örselenmiş o çocuğun elinden tutup onu iyileştirmemiz gerekiyor.

İçsel yolculuk sürekli devam eden bir süreçtir. Bir kere içimizdeki çocuğu duyduk diye travmalarını iyileştirdik diyemeyiz. Yıllarca hissedilen olumsuz bir duygunun bir anda dönüşmesini bekleyemeyiz. İçimizdeki çocuğa bir kere sarılmakla onu ikna etmiş olmayız. O çocuğu ve yaralarını sarıp, sarmalayıp, onunla yürüyerek onu bundan sonra ne istediğimizle ilgili ikna etmemiz gerekir.

İçimizdeki çocuk, onaylanmak, sevilmek, güvende hissetmek ister. Onu dinleyip, ihtiyaçlarına cevap verdiğimizde öfkesi geçiyor, acısı diniyor; hayatla uyum içinde mutlu bir şekilde yaşıyor. 

İçimizdeki çocukla ilgili olarak başlangıçta yaptığım çalışmalarım için hazırladığım ve uyguladığım bir meditasyonu da paylaşıyorum. Linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=jqVwV1CenBM

 

*** Gonca Kubat ***

 

Sorunlarınızın etkisinden kurtulmak, içinizdeki çocukla barışmak için adım atmak istiyorsanız başvuru yapabilirsiniz.

    Adınız, Soyadınız

    Telefon Numaranız (Başına 0 koyarak ve boşluk bırakmadan girin)

    E-posta Adresiniz

    Doğum Yılınız

    Yaşadığınız Şehir

    Probleminizden kısaca bahsedin

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir