Regresyon Terapisi İle Sorun Çözümü

Günümüzde bilinç odaklı terapilerde çözülmesi uzun yıllar alan birçok sorun bilinçaltı terapilerle daha hızlı bir şekilde çözülebilmektedir. Bu terapilerden biri olan regresyon ile özgüven kaybından, ilişkilerde yaşanan kısır döngülere, öfke sorunlarına, takıntılara, değersizlik hissine, kilo problemlerine, fobilere, alışkanlık değişimine kadar çeşitli konularda etkili ve kalıcı çözümler sağlanmaktadır.Regresyon geçmişimize yaptığımız zihinsel yolculuktur. Bu gün hayatımızda bilinçli zihnimizle çözemediğimiz bir çok sorunun kaynağı zihnimizdeki bir kayıtla bağlantılıdır.

Bu kayıtlar nereden geliyor?

– Doğum anından itibaren çevrenin beyin dalgalarının beynimizde yaptığı açılımlar…

– Genetik kayıtlarla DNA mıza kaydedilen kıtlık bilinci, korkular, güvensizlik, yetersizlik vs. gibi atalarımızdan gelen veriler…

– Anne rahminde doğum anına kadar annemizin bize yükledikleri…

– Ailemizden gelen etkiler, çocuklukta yaşanılan travmalar..

– Yaşadığımız toplumla oluşan şartlanmalarımız…

– Okuduklarımız, izlediklerimiz ve çevremizden bizi etkileyen ve alıp zihne kaydedilen değerler.

“Sürekli benzer şeyleri yaşıyorum, sanki bir kısır döngüdeyim” diyen kişilerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Hep terk ediliyorum, karşıma çıkan erkekler/kadınlar aynı, aldatılıyorum, değer görmüyorum, yetersiz hissettiriliyorum, son anda olmuyor, para kaybediyorum vs. “Niye hep seni buluyor?”, diye çevrenizden de duymuş olabilirsiniz? Bu kadar benzer deneyimi yaşamanız tesadüfi değil.

Hayatımızın herhangi bir zamanında yaşadığımız olay duygusuyla birlikte biz farkında olsak da olmasak da bilinçaltımıza kaydedilir ve yaşadığımız bir deneyimle tetiklenebilir.

Watkins adlı bir terapist şu anki rahatsız edici hisler ile aynı rahatsız hissin ilk kez yaşandığı ilk durum arasında doğrudan bağlantıyla regresyonun gerçekleştiğini fark etti. Duygulanım köprüsü ile şu anki yaşanılan olaydaki duygu ile geçmişte yaşanılan duyguya gidilmektedir.

Bilinçaltında, yaşanılanlar duygularıyla birlikte depolanır. Zihin şimdi yaşanılan bir olayda hissedilen bir duyguyla geçmişte hissedilen arasında bağlantı kurar. İlişkilerde yaşanan travmalar, korkular, değersizlik, güvensizlik, suçluluk duyguları gibi birçok konu geçmişte yaşadığımız bir duyguyla bağlantılıdır. (Hayatıma giren erkekler/kadınlar değersiz hissettiriyor, çocukken annem/babam da öyle hissettirmişti gibi.) Bazen kişi yaşadığı duygunun kaynağını bilemeyebilir, bu durumda regresyon o kaydın bulunmasında yol göstericidir.

Bilinçli zihinde akıl çalışır, mantık yürütür, analiz eder. Bilinçaltı zihin ize uzun süreli anıları saklar, duygusal kararlar verir ve alışkanlıkları oluşturur. Sorunlar bilinçli olarak yapmak istediklerimize bilinçaltı izin vermediğinde oluşur. (İlişkiler, bağımlılıklar, alışkanlık bırakma, kilo sorunları, korkular, fobiler, özgüven…) Genellikle “farkındayım böyle olması gerektiğinin, ama yapamıyorum” denilir. Bazı konularda yıllarca terapi görülür, konuşularak çözülmeye çalışır, çözüldü zannedilebilir ancak bir olayda geçmişteki duygular tetiklenebilir.

Duygular yoğun yaşandığında mantık devre dışı kalır. Çok acı çektiğiniz veya kızdığınız biz anı düşünün. O an mantıklı bir davranış ortaya koymanız güçleşir. Ancak, belli oranda duyguyu boşalttığınızda biraz daha berrak düşünmeye başlarsınız. Ondan sonra sorunu bilinçli zihinle çözmeniz kolaylaşır.

Duygularıyla buluşmayan kişiler için sorunlar çözülemez gibidir. Yıllarca biriken duygular tıkanmışlık hissi oluşturmuştur. Duygular çözülmedikçe artarak katlanmaya devam eder. Bilinçaltı bilincin gücünü aşar

Öfke sorunu olan birine “Sakin kal” demek kalıcı çözüm sağlamaz. Kişinin duyguları çözülene kadar bilinçli aklı söz dinlemez. Sorunun kökü de çözümü de bilinçaltındaki duygulardadır. Esasında bir duygu başka bir duyguyla bağlantılı olabilir. Öfkenin altından bambaşka duygular çıkmaktadır.

Bilinç ve bilinçaltı arasında çatışma olursa bu bedene de yansır. Ne zaman bu şekilde hissetsem mideme ağrılar giriyor, kalbim sıkışıyor, boğazım düğümleniyor gibi birçok bedensel tepkiden bahsederler. Duygu yükü zihninizi ve bedeninizi esir alır. Yoğun duygular yaşanırken kaslarınız gerilir, nefes alışverişi değişir. Yaşanılan an duygusuyla birlikte bedene kaydolur. Bu nedenle geçmişte yaşanılan duygular hissedildiğinde o zamanki semptomlar ortaya çıkabilir. Regresyon ile bilinçaltındaki duygularla temas kurulur, beden ve zihindeki yük boşaltılır ve bilinç ile tekrar uyumlu çalışma sağlanır.

Regresyon; duyguları çözümleme, kaynağına inerek, duyguyu boşaltma imkanı sağlar. Yoğun duygu yükü kalktığında, bakış değişir. Bilinç ve bilinçaltı uyumlu bir şekilde çalışır. Böylece yapılmak istenilen değişiklik kolaylaşır.

Regresyon terapisi sonucunda;

  • Farkında olunan yada bilinçli zihinde farkında olunmayan inanç kalıpları bulunarak, yaşamdaki deneyimlerin kaynağı öğreniliyor ve bunlar çözülerek işe yaramayan inanç kalıpları bırakılıyor. Yerine yapıcı inançlar konuluyor.
  • Baş etmekte zorlanılan duygularda kontrol ele alınıyor. Yaşanılan yoğun duygu yükü boşaltılınca bilinç ve bilinçaltı birlikte hareket etmeye başlıyor.
  • Suçluluk duygularından özgürleşme, kendini ve başkalarını affetme sağlanır.
  • Korkularla yüzleşildiğinden bunların tekrar tekrar kişinin karşısına çıkarak rahatsız etme döngüsü kırılıyor.
  • Kısır döngülerden çıkılıyor.
  • Yaşamı etkileyen fobilerden özgürleşiliyor.
  • Değiştirilmek istenilen alışkanlıklar daha kolay değiştiriliyor.
  • Yaşanılan olaydan alınan dersler fark ediliyor. Bakış açısı değiştiği için kişinin yenilenen enerjisiyle çevresindekilerin ona davranışları da değişiyor.

*Gonca Kubat

 

Not: Yapılan çalışmalar tıbbi tedavilerin yerine geçmez.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir