İlişkilerdeki Güvensizlikler

Güven ilişkilerde en temel konulardandır. Yaşanılan güvensizlik deneyimlerinin çoğu geçmişle bağlantılıdır. Geçmiş ilişkilerdeki güven kayıpları yeni ilişkiyi de etkileyebilir, hatta bu duygu küçük bir çocukken ebeveynlerle bir yaşanmışlıkla ilgili olabileceği gibi, daha doğmadan bir ceninken anneden hissedilen bir duyguyla bağlantılı çıkabilir.

Pistantrofobi; güvenmekten korkmak. Daha önce güven konusunda yara alan bireyin zamanla insanlara karşı güveni kırılır ve kişi bir daha birine kolay güvenemez.

Sıklıkla güvensizlik yaşayan kişi bu duyguyla yüzleşmedikçe hayatı zor bir hal alır. Kim kendini sürekli sorgulayan, hakkında şüphe duyan, casus gibi onu izleyen biriyle yaşam sürmek ister ki? Çift halinde gelen danışanlarımda iki tarafı da dinleme imkanı olduğundan aslında ikisinin de kendini korumaya yönelik davrandığını görüyoruz. Yalan söylediği ortaya çıkan danışanım, aslında sorgulanmaktan sıkıldığı ve karşı tarafı da üzmemek için kendince iyi niyetle yaptığını söylerken, yalanı yakalayan danışanımın da geçmişin biriken duygularıyla kendini korumak için yalan avcısı haline geldiğini fark ediyoruz.

Çocukken yetiştirenler tarafından yeteri kadar güven hissedilmediyse veya güvensizliği deneyimlediği ilişkiler yaşadıysa kişi, hayatına girenlere karşı güvensizlik hissedecektir. Gerçekte, hislerin çoğu geçmiş duyguların etkisidir.

İnsanlara güvenmeyip, aşırı kontrolcü davranan bir insan, bu duygusunun ne zaman oluştuğunu çözdüğünde enerjisi de değişeceğinden, ona güvensizlik yaşatacak kişi ve ilişkileri de hayatına çeken bir mıknatıs olmaktan çıkacaktır. Esasında insanın karşısına kişi ve olaylar geçmişini şifalandırmak için de bir yüzleşmedir.

Her insanın güvensizliği deneyimlediği olay; kendine has duygularla başlar.

Babasının annesini aldattığını öğrenmesi bir çocuk için güvensizlik oluşturan bir travma olabilir. Yoğun duygular çoğu zaman bedende bir semptomla da tetiklenir. Güvensizlik hissettiğinde neler yaşadığını sorduğum bir danışanım; gizli bir şeyi ortaya çıkartma hissiyle elinin ayağının buz kestiğini, kalp atışlarının hızlandığını söyledi. Bu duygular okul, iş, ilişkilerle de artarak biriktikçe en son ilişkisinde de huzursuz hissettiği için karşısındakine yansımaya başlamıştı. Partneriyle yaşadığı güvensizlik üzerinden bir regresyonla ilerlediğimizde; küçük bir çocukken, ailesi çalıştığı için sabah uyurken babaannesine bırakılan danışanım, uyandığında güvensizlik ve terk edilmişlik duygusu kaydetmişti kendine.

Başka bir danışanımla güvensizlik üzerine çalışırken, karın kasık ağrısı gibi, midesi bulantısı şeklinde güvensizlik duygularını yaşadığını anlatmıştı. O hisler üzerinden ilerlediğimizde, ilkokulda ona aşık olduğunu söyleyen çocuğun bir sonraki dönem başka bir kızla aşk yaşadığını öğrenmesiyle karşı cinse güvenini yitirmeye başlamıştı. Tüm bu yaşananların bedendeki duygularını boşaltıp, geçmişteki küçük çocuğun olaya bakışını değiştirdiğimizde kişiler kendini bedensel ve zihinsel olarak hafiflemiş hissediyor.

Bazen de ilişkilerde yaşanan ihanet haklı olarak güvensizlik duygusu oluşturabilir. Tekrar benzer şeylerin yaşanacağı endişesiyle kontroller, kıskançlık artar. İhanete uğrayan taraf, karşı tarafla devam etmek istese de içindeki güvensizliği gidermedikçe eskisi gibi sağlıklı, mutlu bir ilişki sürdürülemeyebilir. Hatta o duygular da kaldıkça karşı tarafa aksettirilen enerjiyle benzer deneyimin yaşanma ihtimali ya da uzaklaşma eğilimi artar. Burada sorunların kaynağının saptanarak, eski enerjiden çıkarak, iki tarafın da birbirine inanıp, yeniden güvenmesi önemlidir, hatta çiftlerin dışarıdan bir destek alması gerekebilir.

İnsan, geçmişin enerjisini üstünden attığında; hayatındaki kişi de dönüşebileceği gibi karşısına çıkanlar da yeni enerjisine uygun kişiler olacaktır.

Sosyal medyada alternatifin çok olması, hızlı tüketmek, yaşanılan ilişkilerdeki hayal kırıklıkları güvensizliği arttıran bir konu. İnsanlar egosuna teslim olup, kendini bir ilişki için ideal erkek/kadın gibi lanse ederek olduğundan farklı kişiliklere soktukça ikiliğe düşüyor. Eğer karşılaştığı kişilerde hoşuna gitmeyen yanlar varsa insan kendini sorgulayabilmeli: “Bu kişi benim hangi yanıma ayna tutuyor? Görmek istemediğim hangi yönüm ya da duygumla beni yüzleştiriyor?” “Küçüklükte yaşadığım hangi duygumu tetikledi?”

İnsan kendine, hayata güven duymayı öğrenebilir. Çiftler birbirleriyle güvensizliklerini suçlamadan paylaşır hatta bu duygunun hangi yaşadıklarına dayandığını karşılıklı paylaşırsa olgun ruhlar için güven inşa edilir.

*Gonca Kubat

Geçmişin güvensizliklerini geleceğe taşımamak, güven dolu mutlu, huzurlu ilişki yaşayanlardan olmak için başvuru formunu doldur,  bilimsel olarak da etkinliği kanıtlanmış, sana özel çalışmalarla hayalindeki hayata at.

    Adınız, Soyadınız

    Telefon Numaranız (Başına 0 koyarak ve boşluk bırakmadan girin)

    E-posta Adresiniz

    Doğum Yılınız

    Yaşadığınız Şehir

    Probleminizden kısaca bahsedin

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir