Kalbin açık mı, kapattın mı?
Hayal ettiğin ilişkiyi yaşayamaman, istediğin işe başlayamaman, insanların arasında kendini yalnız hissetmen kalbinin kapalı oluşuyla ilgilidir. Hayatta istediğin şeyler olmuyorsa bunun önemli bir sebebi de kalbini bir zamanlar korumak için ördüğün duvarlardandır.
Kalp, beyinden 60 ila 1000 kat fazla güç ve elektromanyetik enerji açığa çıkarır. İnsan küçük bir embriyo iken beyninden önce kalbi oluşur.
Kalbimizi kapattığımızda belki kendimizi yaralanmaktan, incinmekten, acı çekmekten, üzülmekten koruyabiliriz ancak bunun bir diğer ucu olan neşeyi, sevinci, sevgiyi de hissedemeyiz. Hayat boş ve anlamsız gelir. Kalbimiz açıksa acı, üzüntü yaşama olasılıklarımızı var; ancak daha derin bir sevgi, huzur, birlik hissi, mutluluk da hissederiz.
Diğer yandan insan kalbinin incinebilir bir doğası vardır. Sınırsız bilgiyi depolayan bilinçaltı, bazen kendini korumak üzere kalbin etrafında bir kalkan oluşturmak için tutsak kalmış duyguların enerjilerini kullanarak bir duvar örer. Bu kalp duvarı insanı incinmişlikten korurken, duygusuzlaştırıp yalıtır ve diğer insanlarla bağlantıyı koparır. Görünürde sosyal de olsa insan, içeride bir yalnızlık hissi yaşar.
Neredeyse hemen herkesin merak ettiği, yaşamak istediği, filmlerin kitapların ana temaları arasında olan aşk en yoğun duygulardandır. Aşk neden çok sevilir; belki saflığı, belki güçlü oluşu belki birliği hissettirişinden. Ancak kalbine duvar ördüğünde insan yeteri kadar sevgi alıp veremez, aşkı hissedemez. Sadece dış dünyadan değil kendinden uzaklaşır insan kalbinde duvar olunca.
Kalp, varlığın çekirdeğidir, beyinle bağlantı kesilse dahi atmaya devam eder. Aslında kalbin de bir beyni olduğunu görülmüştür. Kalp her atışıyla duygusal ve fiziksel bilgiler gönderir. Kalbin kendi aklı vardır. Düşünebilir, hissedebilir ve hatırlayabilir. Kalp nakli geçiren pek çok hastanın zevk, tercihlerinin değiştiği, yaşamadıkları şeyleri hissettiklerini söylüyorlar.
Birisine aşık olduğunuzda, kalp o kişiye güçlü bir elektronik sinyal gönderir. Bilim, aşk ve minnet duygularının vücut üzerinde olumlu etkilerini ölçülebilir derecede olduğunu göstermiştir.
Güvensizlik duygun nedeniyle güven duymadığın kişileri yaşamına bilinç dışı şekilde seçmiş olabilirsin. Karşındaki kişi sendeki bu duyguyu sezdiğinden güçlü bağ kurmaktan kaçınır. Sen hayatı olduğu gibi kabul etmedikçe hayatta karşına çıkanlar da seni olduğun gibi kabul ederler mi?
Geçmişte aldatılmış, terk edilmiş, kandırılmış olman bugün aynı şeyleri yaşayacağına işaret değildir. Yaşamın da seninle birlikte değişir.
Kalbi kapalı olan:
Başkalarını anlamaktan uzaktır. Yargılarda bulunur.
Kendi isteklerini değil, başkalarının ondan beklediklerini yapar. Onay ihtiyacı içindedir.
Kalbi kapalı olan kişi, ilişkiden ilişkiye koşsa da umduğunu bulamaz. Çok zengin, başarılı olmak, geniş bir sosyal çevre mutlu etmez.
Kalp duvarı, insanın kendisi için aldığı güvenlik önlemlerinden biridir. Ağır gelen söz ve hareketlere karşı kurtarıcı olabilir. Bir bombardıman esnasında, bir sığınakta durmak iyi bir korunma yolu olabilir ancak orada ömür geçmez. Eğer hep öyle yaşanırsa hayatın dinamik ve eğlenceli tarafları da kaçar.
Neden kalbe duvar öreriz?
Bazıları bir olay yaşadığında hislerini açıkça ifade ederken, bazıları da alınganlık, korku, öfke, incinmişlik gibi duygularını içine hapseder.
Yaşanılan duygusal travmalar nedeniyle insanlardan uzaklaşmak istenir. Travmalar öyle gerçek ve yoğun hissedilir ki, o anda kalpte yerleşiverir. Kendi elimizle ördüğümüz o duvarı yıkana kadar en çok değer verdiklerimiz de dahil (çocuklar, eş, sevgili, aile…) insanlara sevgimizi hissettiremez ve onların bizi sevdiklerini tam anlamıyla hissedemeyiz. Boşlukta gibiyizdir.
Kalbini açtığında;
Yaşamla bir aktığını hisseder, isteklerinin daha kolay gerçekleştiğini görürsün.
Kalp duvarlarını kaldırdığında ailenle, eşinle, çocuklarınla, sevdiklerinle bağındaki iyileşmeyi gözle görülür şekilde fark edersin.
Kalbini kapattığın sığınağından çıkıp, kapılarını açtığından; aldığın nefesin, gördüğün mucizelerin acısıyla tatlısıyla muhteşem lezzetler olduğunu hissedersin.
Kalbi açmak için:
- Kalbi açmak; kendini tüm yönleriyle kabul etmek ve sevmekle başlar.
- Travmaların etkisinden özgürleş. Geçmişi değiştiremesen de yaşadıklarına zihninde farklı açılardan bakmayı öğrenebilir, üzerindeki etkisini dönüştürebilirsin. Meditasyon, terapi, yoga, zikir, mantra gibi sana uygun gelen çalışmalardan destek alabilirsin.
- Yargıladığın bir kişiyi anlamaya çalış. Onun sevebileceğin en az üç özelliğini bul.
- Kendini almaya-vermeye aç. Sadece vermek değil alabilmek de önemli. Başkalarının sana sunduğu teklifleri, yardımları, iltifatları kabul et.
- Korkuların yüzleş, çünkü korku da bir duvardır. Parasız kalma, aldatılma, terk edilme korkusu insanı kontrolcü yapar, tetikte tutar. Bu korkuları serbest bırakmadıkça, o korkular da seni bırakmaz. Akışa güven.
- Doğada zaman geçir onun parçası olduğunu hisset. Ağaçlarla, toprakla temas et. Sakin ve dingin bir şekilde doğayı dinle.
- İçindeki çocukla bağlantıda ol. Onun senden beklediğini yap.
- Yediğine, içtiğine, gördüğüne, duyduğuna, aldığın verdiğin nefesine, hissettiğine şükret.
Kalbimizi ne kadar çok açarsak, insanlarla, evrenle bağlantımız o kadar çok güçlü olacaktır. İlhamları almaya açık oluruz. Sanatçılar kalplerini açtıkları için muhteşem eserler çıkartırlar. Ne kadar bağlantılı olursak, o kadar sevgi alıp veririz ve hayatlarımız daha doyumlu ve mutlu olur.
∞Beliz Gonca Kubat∞
Yaşadığın travmaların kalbini kapattığını düşünüyorsan, kalbine ağırlık eden duygulardan özgürleşmek için içsel dönüşüm çalışmalarından destek alabilirsin. Kontenjan sınırlıdır.