fbpx

Travmalar Nasıl Oluşuyor ve Hayata Bakışımıza Etkisi

  • Müthiş güzel ve varlıklı bir kadın. Karşı cins tarafından sürekli değersiz hissettiriliyor ve şiddete maruz kalıyor. Bu duygunun ne zaman başladığına iniyoruz. Daha küçükken babası ona vurdukça annesi diyor ki “babandan özür dile, seni sevdiği için böyle yapıyor” ve küçükken farkında olmadan bilinçaltında bir bağlantı oluşuyor: “Demek ki birinin bana kötü davranması, vurması sevdiği anlamına geliyor.” Hayatına giren erkekler de ona kendisini değersiz hissettiriyor, şiddet uyguluyor. Bu gibi olaylar sürekli tekrar edince sorgulamaya başlıyor: “Neden beni değersiz hissettiren kişileri kendime çekiyorum?” Esasında, bilinçaltında buna dair bir duygu ve resim var. Çocuklar özellikle 0-7 yaş aralığında çevresinde duyduğu, gördüğü bilgiyi depolar. Bilinçaltı zihin, bilinçli zihinden 30 bin kat daha güçlüdür. Bilinçaltında mantıklı-mantıksız ayrımı yoktur. Kişinin kendisine zarar veren ilişkilere devam etmesinin kökeninde bilinçaltı yatar.

8-1-17-1

  • Paranın zor kazanıldığını düşünen ve sürekli fakirlik korkusuyla yaşayan biri maddi zorluklar içinden çıkamadığını söylüyor. Bu inanışın aileden geldiğini fark ediyoruz. Daha küçücük bir çocukken babası onun karşısına geçip demiş ki; “Yavrum bak bu benim maaşım, kira ve diğer giderlerimiz bu kadar tutuyor, ay sonuna kadar bu para bize yeter mi bilmem”. “Dehşete kapılıyordum” diye anlatıyor danışanım. Ne yiyip ne içeceğiz, aç kalırsak korkusu oluşmaya başlıyor. Henüz 7 yaşındayken ailesi büyük ihtimalle farkında olmadan bir kod oluşturuyor: “Parayı kazanmak zor ve para yetmeyebilir.” Kişi beynindeki ayna nöronlarla ailesinden gelenleri kopyalıyor. 
  • Hayatın anlamsız olduğunu ve tam anlamıyla kendini bir şeye veremediğini söyleyen biriyle tanışıyorum. Ne zamandır böyle diye soruyorum. “Hep böyleydim”, diyor. “Hayır hep böyle değilsindir mutlaka seni bu şekilde düşünmeye yönlendiren bir şey olmuştur”, diyorum. Küçükken arkadaşlarıyla bol bol araba yarışları oynuyormuş ve annesi bu durumdan artık sıkılıyor. Bir gün arkadaşıyla yine araba yarışı oynuyor ve anne kapıdan başını uzatıyor: “Gidiyor, gidiyor noluyor bu araba?” diyerek kapıyı kapatıyor. O an iki çocuk birbirine bakıyor ve büyüklerinden duydukları sözün etkisiyle en sevdikleri oyunu bırakıp, gerçekten sonunda ne oluyor diye sorgulayıp, kendilerini dışarı atıyorlar. Ondan sonra da bu kişi ne kadar büyümüş olsa da hayatta hiçbir şeye kendini tam olarak adayamıyor. “Ne olacak sanki?” düşüncesi zihnine yerleşiyor. Bilinçaltınıza ne ekilirse onu biçersiniz. 

8-1-17-2

  • Aileler bazen bilerek bazen farkında olmadan çocuklara travmaya neden olacak davranışlarda bulunuyor. Özellikle şiddet ve kavgaların olduğu ailelerin çocukluğu hayata bakışını değiştiremedikçe o enerjide kalabiliyor. Bazen şaka olarak söylenen bir söz bile çocuğu ömür boyunca etki altında bırakabiliyor. Bilinçaltı zaman algısına sahip değildir. 
  • Aldatılmaktan korktuğunu söyleyen biri geliyor, bu duygu ne zaman oluştu diye sorunca çocukken kendisine anlatılan bir şey aklına geliyor. Komşularından biri bir yerde oturan kadını gösterip diyor ki, “baban anneni bu kadınla aldatıyor”. Büyüyünce bile o mekanı gördüğünde, komşusunun adını duyunca o duyguyu hala yaşıyor ve hayatına giren erkeklerin onu aldatacağına dair bir korku oluşuyor. O nedenle sürekli tedirgin. Duygularımız, bilinçaltımızdaki kayıtlı olaylarla bağlantı kurar. 
  • Sunum yapma korkusu biri. O korkuyu ilk ne zaman yaşadığını sorguluyoruz. Ortaokulda hazırlıksız bir şekilde sunum yapmak durumunda kalmış ve arkadaşlarının dalga konusu olmuş, o nedenle ne zaman sunum yapması gerekse bilinçaltına kaydolmuş o anlar aklına geliyor. Bilinçaltı, başarısız olmaktan kaçar.

8-1-17-6

  • Kendi halinde normal yaşantısı olan bir kadının 3 farklı zamanda 3 farklı kişi tarafından tecavüze uğrama olasılığı yüzde kaçtır? Yine bilinçaltında korku frekansının aktif olmasıyla korktuğunu kendine çekme durumu. Bizler zihinlerimizde ne varsa onu yaşıyoruz ve korku en düşük dalga frekansı. Korktuğumuz başımıza gelir, bilinçaltımız zihnimizdeki resme odaklanır. 
  • Sürekli kaybetme korkuları yaşadığını söyleyen biri geliyor, bu korkuyu ilk ne zaman hissettiniz diye sorduğumda “babamı ansızın kaybettiğimde” diyor. Kaybetme korkusu yaşayan başka birine soruyorum; şaka amaçlı kardeşinin “çocuğun kayboldu” deyişiyle başladığını söylüyor. O an o duyguyu öyle yoğun yaşıyor ki her an çocuğunun başına bir şey geleceği kaygısında oluyor. Bilinçaltı korkuları abartarak, kendisini koruma altına aldığını düşünür.8-1-17-10

Tüm travmalar ve hayata bakışımız, hissettiğimiz duygularla ilgili olduğuna göre o olayı anımsadığımızda; bağladığımız duyguyu değiştirirsek bakışımız da değişir. Ve biz farklı bakışla baktığımızda enerjimiz de değiştiğinden akış da değişir. 😉

Çalışmalarımda bilinçaltı düzeyde kişilerin yaşadığı olayların duygusunu değiştiriyorum. Danışanımın bazen ağlayarak gördüğü bir travmasından, seansın sonunda gülerek çıkıp, rahatlayışını izliyorum. Düşünce ve duygularımız, beynimizde oluşan bazı elektriksel ve kimyasal olaylardan ibarettir.

8-1-17-8

Hayatımız seçimlerimizin bir sonucudur. Eğer kendiniz için iyi olmayan bir şey yapıyorsanız, zeki olup farkına varın ve kendinizi iyi hissettireni seçin.

*****Gonca Kubat*****

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir