Zihin İllüzyonumuzda Yaşıyoruz

Hani bazı anlar vardır, aradan yıllar geçmiş olsa da insanın içini burkan, yüreğini acıtan. Çocukken acı dolu bir deneyim yaşar ve sonra onu zihin perdesinde izler durur insan. Uzun zaman geçip gitmiş olması bu sahneyi ve duyguyu pek de değiştirmez. Hatta o duygu yetişkin biri olunsa da yaşamın birçok alanına, ilişkilere yansır.

O anlar hep öyle zihninde kalacak sanırsın. Ancak bunu değiştirmenin yolu var.

2000 yapımı The Kid (İçimdeki Çocuk) filminde Bruce Willis bir gün 8 yaşındaki unuttuğu haliyle karşılaşıyor. Başta görmezden geliyor; çünkü ona bakınca hatırladığı; kilolu, arkadaşları arasında dalga geçilen, babası tarafından azarlanan haliyle hissettiği acı ve yetersizlik duyguları oluyor. Sonra filmin kahramanı, o çocukla geçmişe gidip, hayatını etkileyen olayı buluyor ve o sahneleri olmasını istedikleri haliyle değiştiriyorlar; içinden ne yapmak geliyorsa, o zamanda onu yaparak kendini daha iyi hissediyor küçük çocuk. Ve filmin sonunda idealini yaşayan ileri gelecekteki hali gelip, çocukluk hayallerini gerçekleştirebileceğinin mesajını veriyor. Bu film bana terapilerimizde uyguladığımız Nlp yöntemini anımsattı. Evet, “geçmiş değişirse gelecek de değişir.” Hayat olasılıklarla doludur, düşünüp inandıklarımız gerçekliğimize yansır.

Son zamanlarda yaşadığı olaylarda kendini sıkışmış hissettiren duygulardan hareketle danışanımın bu duyguları ilk kez yaşadığı anlara regresyonla yolculuk yaptık. Zihninde açılan sahnede: “Babam ölsün istiyorum” diyordu küçük kız. Çünkü annesini defalarca aldatmıştı. Annesine de kızgındı: bütün bunları bilmesine rağmen babasını bırakıp gitmemişti. Bu duyguları neresinde hissettiğini sorduğumuzda kalbimde, beynimde diyordu. O küçük kızın içindeki (beynindeki, kalbindeki) tüm kızgınlığı, hayal kırıklığını boşalttık önce. Sonra bu günkü hali küçüklüğüne gidip geçmişten bilgi verdi ona ve onu çok sevdiğini, değerli olduğunu söyledi. Tüm bu yaşadıkları olumsuzluklara takılmazsa geleceğinde daha huzurlu olacağını anlattı. Zihninde babasına da yaptıklarıyla ilgili kendince olumlu niyetini sorup, açıklama yapmasını istedi. Onun da kendince haklı olduğunu düşünüp, aslında kendi enerjisini geri almak için affetmeye niyet etti. Annesiyle karşı karşıya geldiğinde onun hissettiklerini hissetmeye izin verdiğinde annesinin çocukluğundan beri yaşamış olduğu üzüntüleri, kayıpları ve kendini tüm bu acıların şiddetinden korumak için takındığı tutumu fark edip, onu da anlayıp affetti.Sonra o sahneyi nasıl olmasını isterse o şekilde kurguladık. Küçük kız bu defa o sahnede yolda giderken etrafa bakmaya ve şen şarkılar söylemeye başladı. Şu anda zihnine gelen; bu son kurgulanılan sahne olarak kaldı. Seanslardan sonra hiç beklemediği bir şey oldu. Şimdiye kadar kardeşler arası ayrım yaparak onun maddi sıkıntılarına sırt çeviren annesi bir anda ona borçları konusunda destek verdi. Sen değişince enerjin değişiyor. Tutunduğun kızgınlığı bırakman karşı tarafa da yansıyor. İlginç, inanılmaz gibi görünebiliyor dışarıdan bakınca, ancak duyguyla birlikte zihindeki görüntüyü değiştirince bilinçaltı yeni gerçekliğine inanıyor.

Acılar çekmiş bir insan beyni yıkanarak azılı bir katil, terörist haline dönüştürülebileceği gibi, acılarını kaldıraç olarak kullanıp başarılı, mutlu, huzurlu bir insan haline de dönüşebiliyor.

Geçmiş ilişkisinin yaşadıklarını hazmedemeyip, hakketmedim duygusunu taşımaya devam edenin yine hakketmediği olayları çektiğini anladık. Eşi tarafından aldatılanların çoğunun aile öyküsünde aldatılma ya da bilinçaltında buna dair korkular olduğunu gördük. Eleştirilerek büyütülen çocukların zaman zaman yetersiz hissettiklerini, mükemmelliyetçi olduğunu söyleyerek yeterince iyi yapamayacakları endişesiyle yaşamındaki önemli konuları ertelediklerini fark ettik. Değerini kendi bilmeyenin değersiz davrananlarla yolunun kesişmesi tesadüf değildi.İnsanların yaşadıkları kısır döngüler; bir nevi zihnin illüzyonu, duyguların çekim gücüdür. Hangisini besler ve neye daha çok inanırsa insanın gerçekliği de o şekilde oluyor. Çocukluktan bu yana yaşadıklarının etkisiyle kızgınlık, hayal kırıklığı, hakketmemişlik, suçluluk, öfke gibi duygular, içinde taşındıkça gelecekte de o duygulara temas eden olayların üstesinden gelmekte zorlanacaksın. O nedenle yaşadıklarını yok sayma, geçmişinle yüzleşip barışmayı seç.

Geçmişte, olan olmuştur; belki senin kendini geliştirmen, güçlenmen, neyi örnek alıp almayacağın üzerine mesajdı bütün bunlar. Geçmişi anla, mesajı al ve serbest bırak. Sen onu bırakmazsan o da seni bırakmayacak. Sadece düşüncede bırakman yetmiyor, duygunu da dönüştürmen gerekiyor.

Konuştuklarından, gittiğin ortamlara, izlediğin yayınlara, yediğin içtiğine kadar illüzyonun gerçeklik algını destekler. Hayata farklı bakış açıları oluşturmak, hareketli, sağlıklı dengeli bir yaşam tarzı kurmak, enerjini aşağı çeken yayınlara takılmamak bile enerjini ve hayatını değiştirir.

 

Yazıda anlatılan konularla ilgili olarak YouTube meditasyonlarımdan esinlenebilirsiniz.

 

İçimizdeki çocukla buluşma meditasyonu:

https://youtu.be/jqVwV1CenBM

 

Gelecekteki senle buluşma meditasyonu:

https://youtu.be/IO0jcsU0iec

 

Gonca Kubat

 

 

Zihninin illüzyonundan ve yaşamının devam eden döngülerinden çıkmak istiyorsan konunla ilgili öngörüşme yapmak ve  etkinliği kanıtlanmış dünyada uygulanan yöntemler hakkında bilgi almak için başvuru formunu doldurabilirsin.

 

    Adınız, Soyadınız

    Telefon Numaranız (Başına 0 koyarak ve boşluk bırakmadan girin)

    E-posta Adresiniz

    Doğum Yılınız

    Yaşadığınız Şehir

    Probleminizden kısaca bahsedin

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir