Bilinçaltımız Değişirse Hayatımız da Değişir mi?
Hayatınızda aldığınız kararların %95’inin bilinçaltınızdaki verilere dayalı olduğunun farkında mıydınız? Yaptığınız işten, seçtiğiniz eşe, arkadaşlarınızdan, boş zamanlarınızı değerlendirdiğiniz faaliyetlerinize kadar birçok konu bilinçaltı kayıtlarınızla bağlantılıdır.
Bilinçaltımızın hayatımızı etkilemesinin nedeni; zihnimizdeki imgeler ve buna bağlı olarak oluşturduğumuz inançlardır. Birinden hoşlanıyorsak bilinçaltımızda onunla ilgili bir çağrışım vardır. Bir mesleği seçmişsek bilinçaltımız o meslekten bir kazanç elde edeceğimize inanmaktadır. Bir şeyden korkuyorsak yine bilinçaltımızda onunla ilgili negatif bir duygu bulunmaktadır.
Yapmak isteyip de yapamadıklarımızın sebebi bilinçaltından kaynaklıdır. Olumsuz düşünmenin, özgüven eksikliğinin, kaygıların, ilişki problemlerinin, değersizlik inancının, sağlıksız beslenmenin, umutsuzluğun, aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamanızın nedeni bilinçaltındaki kayıtlardır.
Çok para kazanmak isteriz, ancak bilinçaltımızda paraya dair negatif kodlar yüklenmiştir. Para kazanmak zor, para elinin kiri, çok mal haramsız olmaz, azıcık aşım, kaygısız başım, parayla saadet olmaz gibi kodlar farkında olmadan bilinçaltımıza yerleşke kurar. Bir de çevreden çok parası olup da, talihsiz olaylar yaşayanları gördüysek bilinçaltı: “Bak gördün mü, para mutluluk getirmiyor” demeye başlamıştır. Sevdiği, yeteneği olduğu işle para kazanamayacağına dair bilgiler yüklenmiştir bilinçaltına bazen. Sırf bu nedenle mutsuz olduğu işleri yapanları sayısı azınsanmayacak kadar çoktur.
Yine, bir ilişki yaşayan kişi, daha önce çevresinden, yada televizyondan aldatılmayla ilgili olaylardan etkilenip, kendi ilişkisi için kaygılanmaya başladıkça, bilinçaltına ektiği tohumlarla benzer durumu yaşama olasılığı artar. Davranışları ve yaydığı frekansla bu olayın gerçekleşmesi de tetiklenir. Hayatında sürekli aldatıldığını söyleyen insanların bu durumu yaşaması tesadüf değildir. Terk edilme korkuları olan bir beyle çalışırken onun bu duyguları ilk ne zaman hissettiğini konuşuyoruz; çocukken annesi onu bırakıp gidiyor ve bundan sonra nasıl bir rastlantıdır ki hayatına giren kadınlar bir şekilde onu terk ediyor.
Bilinçaltımızda kalan şeyler; hayatımızda yaşadığımız kısır döngüler ve kader olarak deneyimlenir. Farkındalığımıza getirip çözümleyemediğimiz sürece karşımıza çıkmaya devam eder.
Bilinçaltımız depo gibi duygularımızı, hatıralarımızı, alışkanlıklarımız saklar. Görüntülere, sembollere ve duygulara karşı duyarlıdır. Geçmişte yaşamış olduklarımızın bugünümüze etkisini değiştirmenin en hızlı yolu, bilinçaltımızda o zaman ona bağlamış olduğumuz duyguları değiştirmekle olur. Etkisi altında kaldığımız duyguları ve alışkanlıkları değiştirmek için bilinçaltının dilinden konuşmak oldukça etkilidir. Bilinçaltımızdaki imgeleri ve zihninizdeki kodları değiştirdiğimizde, duygularımız ve hayatta karşılaştıklarımız da değişir.
Bilinçaltı kayıtlarımızı nasıl değiştirebiliriz?
Beynimizin imgeler yoluyla iyileşme konusunda muhteşem bir kapasitesi vardır. Gerek affetmeye dair, gerek serbest bırakma konusunda imgeler aracılığıyla bilinçaltımızda duyguları değiştiren imaj ve hislerle kayıtlarımızı değiştirmek mümkün. Dış dünyamızda bir adım atmadan önce iç dünyamızda bir adım atmak etkiyi hızlandırır. Günümüzde sağlıktan, spora, iş dünyasına kadar bununla ilgili bilimsel çalışmalar yapılmaktadır.
Bilinçaltı çalışmasında, zihin alfa – theta arası bir frekansa getirilerek fiziksel ve zihinsel olarak rahatlama sağlanır, bilinçaltınızdaki sizi etkileyen olayla ilgili duygunuzun değişmesi yönünde özel bir çalışma yapılır. Gözlerimizi kapatıp bir davranışı imgelediğimizde onu gerçekte de yapıyormuş gibi düşündüğünüzde beyindeki birincil görme korteksi aktif duruma gelir. Bilinçaltı gerçek ve imgeyi birbirinden ayırmaz. Bu durum hayalgücünün bilgiden önemli olduğuna kanıttır.Yeni deneyime ilişkin duyguları hissetmeye bağlı olarak, serotonin-dopamin gibi nörotransmitterlerle iyi hissetmeyi sağlayan hormonlar da harekete geçer.
İlişkilerde hayal kırıklığına uğramış yada aldatılmış vakalarda bilinçaltı çalışmalar çok rahatlatıcı olmaktadır. Aldatılmayı hazmedemeyen eş, içinde tuttuğu negatif duygularla kendisine zarar vermeye başlar. Üstüne üstlük o duyguyu çözümleyemediği için karşısına çıkan kişilerle de benzer deneyimleri yaşar. Yaşanılanlardan öğrenmesi gerekeni öğrenip, içinde kalanları bilinçaltı düzeyde dışarı çıkartmak o duygulardan özgürleşmeyi sağlamaktadır.
Bilinçaltınızda sizi etkileyen olayın zihninizdeki imgelerini yenileriyle değiştirdiğimizde, artık o olayı düşündüğünüzde bilinçaltı yeni imgeler bağladığımız filmi zihninize getirmeye başlar.
Diyelim yıllar önce başarısız bir sunum yaptınız ve bu nedenle topluluk önünde konuşma fobiniz oluştu. Negatif duygular beyninizin korku merkezini (amigdala) faaliyete geçirmektedir. Bu, stres üreten hormonların salgılanmasına neden olur. Bu hormonlar ve nörotransmitterler mantıksal düşünmeye engel oluşturur.
Bilinçaltı düzeyde yapılan çalışmayla sizi etkileyen o olaya gidilerek, içinizdeki negatif duygu çıkartılır ve duygunun etkisi değiştirilir. Bundan sonra yapacağınız çalışmalarda bilinçaltınıza başarılı ve güvenli bir sunum yapabileceğiniz telkinler yüklenir. Beyinde yeni nöron bağlantılarıyla yeni davranışlar benimsenir ve nöral yollar tekrarlar ve telkinler ile güçlenerek de değişim gerçekleşir.
Belirli sürelerde tekrarlanan davranışlar bir alışkanlık halini alır. Her bir davranışın alışkanlık haline gelmesi için geçen süre farklıdır. Genellikle 21 günde değişim denilse de bu çalışılan konuya göre farklılaşır. Meyve yeme alışkanlığı için 7 gün devamlılık yeterli gelirken, daha önce yapmadığımız farklı bir işe alışmaksa 180 gün olabiliyor. Son yapılan araştırmalar bir alışkanlığın kazanılması için ortalama sürenin 66 gün olduğunu göstermektedir. Beyinde yeni oluşan nöral yollar tekrarlarla ve odaklanmayla güçlenir. Tabi, ki bu süreci içsel motivasyonla daha da hızlandırmak mümkündür.
Beyin neye inanırsa, beden de onu gerçekleştirir. Mutluluk için seçenekler bulan, acısını dindirmek için çözüm üretmeyi bilen kişilerin beyninde endorfin denilen bir çeşit doğal morfin salgılanır. Endorfinler beynimizdeki kimyasal mesaj taşıyıcılarıdır ve vücut tarafından üretilen en güçlü uyuşturucudur. Morfinden en az otuz kat daha etkilidir ve acıyı dindirme gücü vardır. Dışarıdan alınan hiçbir ilaç doğal olarak vücuttan salgılanan hormonların yerini tam anlamıyla tutamaz. Hormonlar mutlu olmayı etkiler. Yaratılıştan gelen bu potansiyelinizi kullanma gücüne sahipsiniz. Düşünce ve duygularınızla beynininizin çalışmasını etkileyerek hayatınızı değiştirebilirsiniz.
İçsel dönüşüm sistemi, bilinç ve bilinçaltı düzeyde birçok sorunu rahat bir şekilde çözümlemeyi gerçekleştirmektedir. Sizi rahatsız eden ve hayatınızı olumsuz etkileyen bilinçaltı kayıtlarınızı değiştirmek isterseniz ekteki linkten başvurunuzu yaparak, bilgi alabilirsiniz.