İçindeki Çocuğu Şifalandır

 Travma, sadece yaşadıkların değil yaşayamadıkların da olabiliyor; içinde kalanlar, söyleyemeyip, yapamadıkların, alamadıkların, gidemediklerin…

Uzun yıllardır travma çalışmaları yaparken dikkatimi çeken: insanı en derinden etkileyenin çocuklukta duygu hafızasına kaydolanlar olduğunu gördüm. O nedenle bugün insanı çok müteessir eden bir konu, sorun, olay, tartışma, duygu üzerinde çalışırken bunun kaynağına gitmeyi tercih ediyorum.Çocukluğunda travma yaşamamış insan yoktur. Çocuk zihninde onu yetiştirenlerin bazen yaptıkları, bazen yapmadıkları travma olabilir. Bugünkü yetişkin zihinle, olan ya da olmayanlara anlamlı açıklamalar getirsek de içimizdeki çocuğun yaralarının o günün duygusuyla sarıp sarmalamak en etkili olan yöntemdir.

Bilinçli zihinle bir yetişkin kendisi için neyin iyi olup olmayacağını bilir ancak bunu yapmakta zorlanıp, erteleyebilir. Sebebi; geçmişte ona engel olan duygu birikimi, zihinsel imgeleridir. Mesela kilo sorunlarından kurtulmak isteyen biri olmadık saatlerde bedenine zararlı yiyecekleri tüketmenin sağlıksız olduğunu mantıken bilse de içinde bulunduğu duygu durumu ağır basıp kontrolsüzce kendini yemek yerken bulabilir. Bir başka örnek de; insan ilişki yaşadığı kişinin kendine, benliğine zarar verdiğini bildiği halde o kişiden kendini uzak tutamadığı gibi ona anlayamadığı bir çekim hissedebilir. Bazı kişiler de ihtiyacı olmadığı halde kendini tutamadığı bir alışveriş içinde bulur. İnsanın yönetmekte zorlandığı birçok davranış kalıbının ardında çocuklukla ilgili kayıtları çıkar. Örneğin yemeyi yönetememe konusunda anneye bastırılmış öfke, kırgınlık gibi duyguların olduğunu görüp boşalttığımızda kişi yeme konusunu rahatlıkla düzenleyebilir hale geliyor. İlişkilerde kendisine zarar veren kişiye çekilme eğiliminin sebebi; bilinçaltında ailede benzer şekilde ilişkide olunan bireyle ilişkisini şifalandırmak olabiliyor. Zihin yarım kalmışlıkları tamamlamak üzerine çalışır. İlgisiz bir ebeveynle büyüdüyseniz; hayatınıza ilgisiz partnerleri çekip, onu düzeltmeye çalışarak, çocukken alamadığınız ilgi açlığını ve geçmişteki ebeveyninizle ilişkinizi o şekilde iyileştirmek istemeniz olasıdır. Alışveriş tutkusunun altında da çocukken giyemediği ya da istemeden giydirildiği kıyafetlerin telafisi çıkabiliyor. Aslında ürün satın alınırken içindeki küçük çocuğa alınma duygusuyla hareket ediliyor..

İlişkinde bugün beklediğin değer, içindeki çocuğun değer beklentisinden geliyor. Hissettiğin yetersizlik, ebeveynlerinin eleştirilerinden kaynaklanıyor. Bugün işinde, ilişkilerinde, eşinden, partnerlerinden o değeri alamayınca, takdir göremeyince; içinden kırgınlık, üzüntü, öfke gibi duygular çıkması içindeki çocuğun alamadıklarıyla ilgili. 

Öncelikle dışarıdan beklediğini insanın kendine vermeyi öğrenmesi gerekiyor. Beklentiyle girilen bir ilişki yüksek olasılıkla hayal kırıklığıyla sonuçlanır. Değiştirip dönüştüreceğin ilişki yaşadığın kişiler değil, öncelikle sensin. Sen değiştiğinde onların sana davranışları da değişiyor. Çalışma yaptığımız birçok danışanımız bunu hayretle gördü.

Seanslarımızda, duygu odaklı bilinçaltı çalışırken, mantığı bir kenara koyduğumuzda öyle derin farkındalıklar açığa çıkıyor ki; çoğu zaman danışan da kendi içinden çıkanlara şaşırıyor. “Bu olayın beni bu kadar etkilemiş olduğunu bilmiyordum”, “Ona bu kadar öfkeli olduğumun farkında değildim”, “Affettiğimi düşünüyordum, aslında affetmemişim”… Bilincimizdeki birçok düşünce bilinçaltımızda bambaşka olabiliyor ve bu içsel çatışmalar çoğu zaman bedeni de hasta edebiliyor. İyi insan, iyi evlat, iyi sevgili olmalıyım inancı bazen kişinin benliğinde onulması zor yaralar açabiliyor. İnsan kimseyi suçlamadan kendini kalpten ifade ederek de iyi ilişkiler yaşayabilir. Ve şunun da farkında olunmalı; duyguya temas etmeden yapılan her eylem, her çalışma biraz eksik kalır. Birini gerçekten affetmen için önce, içinde farkında olduğun yada olmadığın duygunu topraklaman, dönüştürmen önemli.

Zaman en iyi ilaç değil, zamanla kazandığın farkındalığın en iyi ilaçtır. Yaşadıklarını sev, onlar senin bugünkü sen olmana vesile oldu. Eğer ekinler zorlu hava şartlarına mukavemet göstermeseydi, içleri dolabilir miydi? Travma dediğin zorlukların senin büyümen, gelişmen için olduğunun farkına var.

Elbette ki her travmanın çözümü için tek bir yol yok. Belki kişi sayısı belki travma sayısı kadar alternatif yol üretmek de mümkün. İyi bir terapist danışanını anlayıp, onunla empati yaparak ona en iyi gelen yolu onunla birlikte keşfedendir.

*Gonca Kubat

Hayatında zorlandığın sorunları kaynağına giderek çözmek, içindeki çocuğu anlamak istiyorsan sana özel çalışmalarla ilgili bilgi almak için aşağıdaki başvuru formunu doldurabilirsin.

    Adınız, Soyadınız

    Telefon Numaranız (Başına 0 koyarak ve boşluk bırakmadan girin)

    E-posta Adresiniz

    Doğum Yılınız

    Yaşadığınız Şehir

    Probleminizden kısaca bahsedin

     

     

     

     

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir