İlişkilerde Üzülmemek İçin…

1- Başkalarının iradenizi kontrol altına izin vermeyin, istemediğiniz ya da sonradan pişman olacağınızı düşündüğünüz şeyler yapmayın. Başkalarının iyiliğinize yönelik sevgi dolu hislerini kabul edin fakat kimsenin iradenizi kontrol altına almasından endişelenmeyin. Siz izin vermedikçe, kimse sizi etkileyemez. Bunun aksine inandığınızda, deneyiminiz de o yönde olur. İdeal olan, yararlı çevresel etkilere açık olmak, zararlı olanlara kendimizi kapatmaktır.mood-girl-brunette-smile-joy-positive-happy-fun-umbrella-umbrella-color-rain-rain-drops-summer-sun-background-wallpaper-widescreen-fullscreen-widescreen-HD-wallpapers

İlişkilerde kaybetme korkusu nedeniyle kendi değerlerinden, kişiliğinden taviz verenler bir süre sonra kendilerini kötü hissetmeye başlar. Normalde bunu asla yapmazdım ama onu kaybetmemek için neler yaptım yine de beni terk etti derler. Sizi gerçekten seven biri kendi kalıplarına sokmaya çalışmaz. İstediği bir şeyi yapıp yapmamanıza göre sizi seven birini mi yoksa sizi siz olduğunuz için seven biriyle mi birlikte olmak istersiniz?

Siz kendinize değer vermezseniz karşınızdaki de sizdeki bu enerjiyi hissedip size değer vermeyecektir.

2- Siz izin vermedikçe kimse sizi üzüp, kızdıramaz. Bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an kaldırma gücünüz vardır. Bizi etkileyen, olayı yorumlayış biçimimizdir.

Terapi için gelen çiftlerden biri eşinden onun istediği gibi davranmadığı konusunda yakınıyordu, eşinin söylediği ve yaptığı her şey onu rahatsız ediyordu. Öncelikle kişiyi etkileyen şeyin, yapılanlardan ziyade eşinin söyledikleri ve yaptıklarına etkilenmesine kişinin kendisinin izin verdiğini fark ettik. Yapılanlar ve söylenenlere verdiği tepkiyi seçen kendisiydi. Bu fark ediş kişinin çözümü oldu. Söylediklerinden ve yaptıklarından karşı taraf sorumluydu, ancak düşündükleri ve hissettikleri kendi sorumluluğundaydı. Eşi özgürce düşüncelerini dile getirirken sakin ve huzurda kalmayı seçerek o da kendi düşüncelerini ifade ediyordu. Böylece fikirlerini dile getirmeleri, kavga haline dönüşmüyordu.

Karşınızdaki kişinin görüşlerine katılmıyor olsanız bile o kişinin de değerleri için sizden farklı düşünmesine saygı duyun. Sonuçta herkesin hayat deneyimi ve bakış açısı farklıdır.ilişki2

Bir insanın size söylediği söz ya da yaptığı davranış, izin verdiğiniz ölçü ve şekilde sizi etkiler. Diyelim eşiniz ilgi beklediğiniz bir anda sizinle ilgilenmiyor. Bu durumda çeşitli düşünceler zihninizden geçer ve farklı seçenekler karşınıza çıkar. (1) Onun size neden öyle davrandığını düşünüp, kendi kendinizi yiyebilirsiniz. (2) Sinirlenip tepki verebilirsiniz. (3) Belki imalı sözlerde bulunup hala niye beni anlamıyor diyebilirsiniz. (4) Onun anlamaya çalışabilirsiniz. Ve daha birçok seçenek. Gördüğünüz gibi karşınızdakinin yaptığına karşılık zihninizde ve davranışlarınızda ne oluşturacağınız sizin seçiminiz dahilinde. Bu durumda kişi bir davranışta bulunuyor siz de kendinize bir düşünce seçip, bunun sonucunda çeşitli hislere yöneliyorsunuz. Duygular düşünceleri izler, düşüncelerinizi değiştirdiğinizde daha farklı hissedebilirsiniz.

3- İlişkilerinde bir sorun çıkınca önce kendine sor: Hangi davranış ve inançların bu durumu yaşamana neden oluyor? Seni bu kadar kızdıran veya üzen ne? Gurur mu, yalnız kalma korkun mu, kontrol isteğin mi, güven arayışın mı?

Sebebin farkına vardıktan sonra bunu aşmak için sen ne yapabilirsin?2705214- Bir kişiye yada duyguya takılı kaldıkça içinde bulunduğunuz durumdan çıkmanız güçleşir. Üzüntü ve pişmanlık içinde yaşadığınız sürece o duyguları çoğaltır, o enerjide olduğunuz için yine o tür olay ve kişileri karşınıza çekersiniz.

Bana gelen danışanlarımdan biri hayatına sürekli kendini aldatan erkekleri çekiyordu. Geçmişte yaşadığı olayları değerlendirdiğimiz ve bilinçaltına indiğimizde kaybetme korkuları yaşadığını tespit ettik. Daha önce yaşamış olduğu aldatılma travmalarına takılı kaldığı için hayatına girenler de o enerjiyi hissedip bir şekilde onu aldatmaya devam ediyorlardı. Bilinçaltında yaşamış olduğu olayların etkisini değiştirip, hayatını etkilemesini istemediği kişilerle duygusal bağını kestikten sonra hayatına ona gerçekten değer veren erkekler girmeye başladı.

Bir başka danışanım da hayatına giren ve sonra ayrıldığı birine takılı kalmıştı, sürekli ondan haber bekliyordu. Yaptığımız çalışma sonucunda kişi artık ondan haber beklemeyi bıraktı, en kötü ihtimalle bir daha aramama ihtimalini kabul etti. Birkaç gün sonra danışanım söz konusu kişinin kendisini aradığını ve o kişinin ona karşı hatasını fark ettiğini söyledi. Burada danışanım enerjisini serbest bırakmış ve karşısındaki kişi de bu takılı enerjinin çözülmesiyle onun yokluğunu hissederek danışanıma dönüş yapmıştı.[ File # csp6619778, License # 2801655 ] Licensed through http://www.canstockphoto.com in accordance with the End User License Agreement (http://www.canstockphoto.com/legal.php) (c) Can Stock Photo Inc. / EdwBart
Bazen bir konuya çok takılı kalırız ve o enerjiyi kilitleriz. Bu tıpkı sınavda bir sorunun cevabını hatırlamak için kendimizi zorlayıp sonra sınav stresinden çıktıktan sonra cevapları birden aklımıza gelmesi durumuna benzer.

5- Hayatla uyum içerisinde yaşamamızı engelleyen şeylerden biri de; kabullenememektir. Başımıza gelen bir olayı hazmedeyip “Neden bu benim başıma geldi” diye orada takılı kalmak ya da olmasını çok istediğimiz halde bir türlü olmayan şeylerin olmamasını kabul edememek.

Kabullenmek: “Belki de böyle olması gerekiyordu”, “Bu durumdan da bir hayır çıkartabilirim”, diyebilmektir.  Kısacası hayatın gücüne inanmak ve işleri oluruna bırakabilmektir.

6- Genelde birçok insanın düştüğü bir yanılgı karşı tarafı değiştirmeye çalışmaktır. Kendisi istemediği sürece bir başkasını değiştiremezsin. Bu yönde ne kadar baskı yaparsan, o kadar dirençle karşılaşırsın. Bu iş giderek daha zor bir hale gelir.

Oysa, yapabileceğin tek şey kendini değiştirmektir. Bu değişim içtense, o zaman, karşındakinin de değiştiğini göreceksin.

Eşiyle sürekli tartışan bir danışanımla, eşi hakkında düşündüğü ve inandığı şeylerin, eşinin ona olan tepkileri etkilediğini fark etmesini sağladık Aklına gelen başına geliyordu. Eşi bencil ve ona çocuk gibi davranan biriydi. Eşini sürekli eleştiriyor, arkadaşlarına da eşinden dert yanıyordu. Zihninden geçirdiği şeyleri yaşıyordu. Danışanım kendi yargılarının ve etrafına eşi hakkında negatif konuşmalarının gerçeğe dönüşen bir döngü olduğunun farkına vardı. Olumsuz düşünce ve duyguları aklından geçirirken kendisi de bundan etkileniyor ve frekansı da buna uyum sağlıyordu. Bu durum giderek fasit bir daire halini almaya başlamıştı. Fiziksel ve duygusal olarak rahatsızlık hissetmeye başlamıştı.ilişki5

Düşüncelerini değiştirmeye denemeye karar verdi. Çevresine eşi hakkında negatif konuşmalar yapmaktan vazgeçip, onun yerine birlikte nasıl güzel zaman geçirebileceklerine yönelik fikirler üretmeye başladı. Zihnine yeni tohumlar ekmeye başladık. Bunun için uyku ile uyanıklık arası (zihnin teta frekansı) zamanlarında inanarak ve hissederek, eşinin onun için iyi niyetli olduğunu, sevgi dolu bakışını zihninde canlandırmaya başladı. İmgeleri bilinçaltına özenle ve inanarak yerleştirdiğinde hayatında bu imgelerin çıkışını izledi. Eşi ona artık daha iyi davranıyor ve ona değer verdiğini gösteriyordu. Her şey tam da inandığı gibi oldu.

İnsan çoğu zaman farkında olmadan çevresindeki kişilerin hal ve tavırlarından etkilenir. Televizyonda seyredilen bir filmde kahramana gülmek ya da ağlamak bu duruma örnektir. Beyinde bulunan “ayna nöron” adı verilen hücreler karşımızdaki kişi yada topluluğun beynindeki frekans dalgaları ile radyo frekansı gibi iletişime girmekte, frekansı yüksek olan dalga daha baskın gelip kişinin duygu ve düşünceleri etkilemektedir.ilişki nöron

7- Her şeyi kişisel almayın. Çevrenizdeki kişiler bazen sizi haksızca eleştirebilir, bu sizin başarısızlığınızdan değil belki de o kişinin istediği gibi olmayışındandır. Birisine bir iyilik yaptınız ve o bunun değerini fark edemedi. Burada ben iyilik yapıyorum o anlamıyor diye düşünebilirsiniz. Konu artık sizden çıkmıştır. Belki de onun o günkü haletiruhiyesi iyi değildi ve birden idrak edemedi. Ya da siz ne yaparsanız yapın memnun olmayan insanlar görebilirsiniz. Burada üzerinize alınmayın, tavrı sadece sizde değil birçok insana da aynı şekilde olabilir.

Bir zamanlar çok iyi anlaştığınız kişilerle farklı yol ayrımlarına geldiğiniz olur. Her konuda anlaşıyorduk, şimdi ne değişti ya da ben niye ona karşı eskisi gibi hissetmiyorum diye sorabilirsiniz. Burada değişen frekanslardır. Bir taraf kendisini geliştirip, yaşama daha farklı açılardan bakıp, eskisinden daha farklı bir yaşamı seçebilir. Bu durumda birbirinize saygı duyun. Kişisel algılamayın. Özgür iradesiyle mutlu olacağı yola gitmesine izin verin ki, siz de kendinize yeni bir yol çizebilin. Belki de karşınıza çıkan yeni yol, umduğunuzdan daha iyisini getirecektir.ilişki4

8- İntikam mı almak istiyorsunuz? En güzel intikam onun hayatınızı kontrol altına almasına izin vermeyip onun etkisinden çıkmanızdır. Onun size pişman olup dönmesini beklemek ya da onun da acı çekmesini istemekle, intikam almaktan öte kendiniz acı çekmeye devam edersiniz. Bu içinizde tuttuğunuz ve sönmesini istemediğiniz ateş gibidir. Yakmak istediğiniz o olsa da içinizdeki ateş sizi de yakmaktadır.

Bundan sonraki hayatınızda gerçekte ne kadar mutlu ve kendinizle barışık olursanız o derece intikamınızı almışsınız demektir. Burada intikamdan kastedilen değerinizin farkına varmak ve başkalarının size değer biçmesine izin vermemektir. Özünüzdeki gücün farkına varmanızdır.ilişki 6

 

9-  Affetmeyi seçin. Affetmek demek karşıdakinin yaptığını onaylamak değildir. Sizin o kişiden özgürleşip, o enerjiyi serbest bırakmanız demektir. O kişiye onu affettiğinizi söylemenize de gerek yok. Sizi üzen bir olayın etkisinde kalarak, üzülüp o enerjide kalmayı mı tercih edersiniz? Yoksa kuşlar gibi hafifleyip özgür olmayı mı? İçsel dönüşümle birlikte istediğiniz gibi hissetmeniz mümkün.

petyk-den-za-liubov-379108

 

Trackbacks & Pings

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir