İnancın Gücüne İnan!
Şimdiye kadar istedin olmadı, hayaller kurdun gerçekleşmedi. Neden? Çünkü hedeflerini gerçekleştirmen için onların olacağına tüm kalbinle inanman gerekiyor.İnancın etkisine en çok bilinen bir örnek olarak placebo etkisi gösterilebilir. Bazen insanlar kullandıkları ilacın etkisine inandıklarında iyileşirler, esasında içeriğinde iyi eden bir madde bulunmamasına rağmen kişi, o ilaç diye verilen placebonun kendisini iyi edeceğine tüm hücreleriyle inandığından iyileşme gerçekleşmeye başlar.
Birçok hastalıklar ve depresyon gibi durumlarda zihindeki olumlu düşüncelerle iyileşme sağlanabildiği gözlemlenmiştir. Ancak tersi durumda kötümser düşünceleri zihninize getirdiğinizde sağlık kötüye gitmektedir. Bu inancın hayatımıza etkisidir. Beyin neye inanırsa, beden de onu gerçekleştiriyor. Mutluluk için seçenekler bulan, acısını dindirmek için çözüm üretmeyi bilen kişilerin beyninde endorfin denilen bir çeşit doğal morfin salgılanır. Endorfin, morfinden en az yüz kat daha etkilidir ve acıyı dindirme gücü vardır.
Güven duygusundan yoksun insanlarda en etkili teknikler bile işe yaramaz. Çocukluğunda yada çevrende yapamazsın gibi sözleri çok duymuş olman elbette ki seni etkilemiştir. Ancak, gerçekleştirebileceğine kalpten inandığın hedeflerini yapabilirsin. İçindeki güvensizliği gidermeyip, sürekli vesvese içinde kaldıkça istediğini değil korktuğunu çekersin. Başına gelenler istediğin için değil, inandığın için gelir. Diyelim yeni bir iş kurdun, çok iyi paralar kazanmak istiyorsun ama diğer yandan ya şunlar bunlar olur da bu işler istediğim gitmezse düşüncelerini zihnine getirdiğin anda korktuklarını çekmeye başlarsın. Ya da karşı cinsten biriyle bir ilişkin var. Onunla güzel şeyler yaşamak istiyorsun. Ama diğer yandan ya bir gün biterse, giderse, aldatırsa düşünceleri geçiyorsa aklından maalesef korku isteğe galip geliyor. Korku negatif bir inançtır.
Negatif inançlardan kurtulmanın bir yolu da o inancı detaylı bir şekilde sorgulamaktır. Daha önce yaşananlar o inancı oluşturmuş olabilir, o halde en iyi çözüm o inancı oluşturan olaylarla bilinç ve bilinçaltı düzeyde yüzleşmektir.
Elbette her şeye de körü körüne inanma. Birisi gelip senden kendisine güvenmesini isterse tabi ki önce ölçüp biçeceksin.
İnanç özgüvenle değişir. Özgüven kendini bilmek ve kendine inanmakla başlar. Sen kendine inanmadıktan sonra başkalarının sana inanmasını nasıl beklersin? İnsanların hayatlarını değiştirememesinin nedeni; değiştiremeyeceğine inandığı içindir.
İnançlarda yapıcı ve yıkıcı güç vardır. Bazı insanlar geçmişte yaşadıklarını ders olarak düşünüp yoluna daha güçlü devam ederken, bazıları lanet okuyup acılar içinde kıvranmayı seçer.
“İnandıkları doğrultusunda yaşamayan, gerçekten inanmıyordur.” Thomas Fuller
Kendini fakirlik içinde yaşayacağına mı inandırıyorsun, o şekilde yaşarsın. İyi bir şekilde çalışarak para kazanacağına mı inanıyorsun, yaşadığın da o şekilde olur.
İnançla birlikte emek de gerekir. Tarlana domates tohumları ektin, inanıyorum ki buradan domates çıkar deyip beklemekle kalmayıp, verim almak için sulama zamanlarını bilip, çapalamasını da yapman gerekir.
Hedefinizi tespit edip, bu yolda gereken çalışmaları yaparken, kendinize yaptığınız telkinler, hedefinizi gerçekleşmiş haliyle gözünüzde canlandırıp, hissetmeniz, tüm kalbinizle inanmanız sizi negatif inançlardan uzaklaştırır ve odağınızı hedefinizin gerçekliğine yönlendirmenizi sağlar.