Niçin Eril Dişil Enerji Dengesinde Sağlıklı İlişkiler Kuramıyoruz?
İlişkileri yürüten taktikler değil; özümüzden geldiğimiz gibi olabilmemizdir. Tabi ki özden gelen eril ve dişil enerji; geçmişte bloke edildiği için şimdi sağlıklı çalışmıyor olabiliyor.
Bir danışanım flört edemediğinden, iyi başlangıcın da bir anda tersine döndüğünden bahsediyordu. Sonunda artık pes ettiğini söyledi. Her ilişkinin dinamiği ve kişinin enerjisi farklı olduğundan, elbette taktik konuşmak yerine kişinin karşı cinse ve ilişkilere bakışına, yaşadığın olayın duygusuna indik.
“Erkeklerden, duygularımı göstermekten çekiniyorum. Etrafta herkes bana gülecek, rezil olurum. Duygusallık, sevgi gösterme; utanç verici, zayıflık. Çocukken annem beni 3.kişi gelince bırakıyordu, yok oluyordum adeta. Anneme bir türlü güvenememişim. Sevgisine güveneyim derken tokat yedim.” Bu cümleler danışanımın bilinçli farkındalığıyla niçin istediği şekilde rahatça flört edemediğinin kilitleriydi. Kendi üzerinde çok çalışmakla birlikte aşamıyordu. Çünkü bilinçaltının gücü bilinci aşar, duygu mantıktan ağır basar.
Önce yakın olaylardan başladık çalışmaya. En son annesiyle görüşmesinde kalbi kırılmıştı. Kısa süreli ziyaretinde annesi abisine gösterdiği ilgi ve yakınlığı ona göstermediği gibi danışanımı terslemişti. Tam döneceği gün annesinin söylediği sözlere sinirlenmiş ve bütün vücudu gerilmişti. Orada yaşadığı duygularını boşalttık: “Abimin her türlü şeyine koşuyorsun da ben fazlalık mıyım? Ona can ciğersin, beni niye kabul etmiyorsun?” Bedensel ve duygusal rahatlamadan sonra annesinin gözlerinden bakarak onu anladık. Çünkü, annesi de kızı tarafından sevilmediğini düşünmüş, abisinin sevgisini, ilgisini daha çok hissetmişti. Bir de abisine hamileyken rahatsızlığı da şifa bulmuştu.
Diğer yanda hoşlandığı adam ondan vazgeçiyor, “yine reddedileceğim” duyguları içindeydi.
Çok hoşlanmakla birlikte karşı cinsin gözlerine bakarken heyecanlanıp, sonra geri adım attığını anlatırken bu durumun ilk yaşandığı zamanlara gittik: 12 yaşındayken babası bir erkeğe baktığını görüp; “erkeklere öyle bakılmaz” demişti. O zamanki yapılan kodlama, bedeninde hissettiği utanç, rezil olma duygusu tüm flörtlerinde kendini anımsatmış, çok yoğun duygular hissetse bile karşı tarafa bunu belli edemediği için ilişkilerinde ilerleyemiyordu. Tabi zihin kendi çözümünü bir şekilde bulma çabasında oluyor; danışanım hoşlandığı kişilere ilgi duyduğunu başka şekillerde belli etmeye başlamış. En son bir erkeğe telefon numarasını verdiğinde adamın almadığını söyledi. Ne hissettiğini sorduğumda “reddedilmiş” dedi. Reddedilmişlik duygusununun ilk yaşandığı zamana yolculuk yaptığımızda okulda hoşlandığı çocuğa yazdığı mektubun karşılık bulmaması ve hissettiği utanç canlandı. Göğsünde, ayak ve kollarında karıncalanma gibi hissettiği utanç duygusunu boşalttık ve zihindeki o sahneleri bugün olmasını istediği şekilde NLP teknikleriyle yeniden tasarladık.
Sevgiyi ilk gördüğümüz yer ailedir. Çoğu kişi sevgiyi gördüklerine ve yaşadıklarına göre nitelendirir. Danışanımın annesiyle ilişkisine döndük. Annesinin bebekken onu komşuya bırakıp gittiği sahne geldi gözlerinin önüne. Annesiyle arasında uçurum var gibi hissediyordu. Ona karşı biriken duygularını boşaltıp bedenini rahatlattık. Bundan sonra daha tarafsız bakabildi. Annesinin de içsel karışıklıkları vardı hayatında. Ona karşı değildi yaptıkları aslında. Anneyi anlayıp, kabul etmek bir özgürleşme sağladı.
Çalışmamızdan sonra gelen mesaj frekansının değiştiğinin kanıtıydı: İlgi duyduğu kişi peşinden koşuyor, ilgileniyordu. Eğlendiğini ve keyifli hissettiğini söylerken şimdiye kadar nasıl da bunun tadını alamamışım diye yazdı. İçinde bir ilişki isterken dışında yaşadıkları yormuştu. Şimdi tutukluğu aştığı için şükrediyordu. İlişkinin ilk evresi olan flört; doğal şekilde gerçekleşirse her iki taraf da bu durumda mutlu olur. Eril enerji avcılığını ve keşfediciliğini yaşarken, dişil enerji gördüğü ilgiyle değerliliğini hisseder.
İnsanda tutukluk oluşturan yaşadıkları ve zihindeki kodlamalarıdır. Bilinç ve bilinçaltını aynı düzleme getirerek değişim, dönüşüm öze dönmek mümkündür.
Erkeklerde de olması gereken dişil enerji yine travmalarla kapanabilmekte. Çocukken babasının annesi üzerinde zorbalık kullandığını görerek büyüyen erkek, her ne kadar babasına öfkelense de annesinin de ezik durmasına içten içe kızabiliyor. Bazı noktalarda elinden bir şey gelmeyince kendini kapatabiliyor. İlerleyen yaşlarda fazlaca eril meslek seçimleri; erkekleri, kadınları anlamaktan iyice uzaklaştırırken dişil enerji pasifleşiyor. Empati yoksunu sığ ilişkiler kurmayı seçiyor. Çoğu zaman kadınların menfaatçi olduğunu söylerken, zaten kendisinin kapattığı enerjisiyle ona göre kişileri hayatına çektiğinin farkında olmuyor.
Dişil enerjisi düşük olan erkek; kadını ezer, iltifat yerine eleştirir, kadının üzerinde hakimiyet kurmaya çalışır. Eril enerjisi yüksek olan kadın; gerektiğinde yardım istemek yerine her işini kendi halletmeye uğraşır, zayıflıklarını saklamak için sert görünüme bürünür, erkekleri küçümser. Eril enerjide mantık, rekabet, hareket varken; dişil enerjide duygular, anlayış, şefkat vardır. Eril; zihin, kontrol, sebep sonuç ilişkisiyle hareket eder. Dişil; sezgisiyle, bütünsel bakışıyla hareket ederken yumuşaklığıyla akıştadır. Her ikisi de yerine göre gereklidir.
Bir kadında yeri geldiğinde eril enerjinin çıkması gerektiği gibi, erkeklerde de yerine göre dişil enerjinin de açığa çıkması gerekiyor.
Zihnimizin kara kutusunda birçok olay ve duygu vardır. Olayı hatırlamasak bile duygu kaydı oradadır. Biz zihnimizde hangi gerçekliğe inanmışsak bunu doğrulayacak kişileri çekeriz. İlişkiler için taktikler yazılı ve video olarak birçok ortamda anlatılır, ancak her zaman, herkeste işe yaramayabilir. İlişkilerin uzun vadede taktikle sağlıklı yürütülmeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle çalışmalarımızda bakış açıları, aile ilişkileri, travmalar, deneyimler ve bunlara bağlı olarak oluşan ilişkilerle ilgili sınırlandıran inançlar üzerinden çözülmeye gideriz.
*Beliz Gonca Kubat
İlişkilerinde yaşadığın tıkanıklarla ilgili sana özel çözümleri keşfetmek ve frekansını değiştirerek mutlu hissedeceğin ilişki yaşamak niyetindeysen başvuru formunu doldur, en kısa zamanda program oluşturmak için arayalım.